F
fiesta73
Guest
Başarının 12 kuralı
Şampiyonluk öyküsünü FANATİK’e anlatan Eric Gerets, yaptıklarını ve yapacaklarını 12 maddede topladı. Belçikalı teknik adam, kendilerini zirveye ulaştıran özellikleri anlatıp, ‘olmazsa olmaz’larını bir bir sıraladı 06.06.2006
Galiba başarımızın sırrı takımımızdaki ekip ruhu. Oyuncularıma bazen baba, bazen kardeş gibi davrandım. Gerektiğinde onlarla ters de düştüm. Ama herkes iyi niyetli bir şekilde görevini yaptı.
Bu sezon yaşadığım şampiyonluğu hayatım boyunca unutmayacağım. Çünkü o kadar olumsuzluklara rağmen bir ekip ayakta kalabiliyor ve yüreğini ortaya koyuyorsa, söylenecek başka bir şey yok.
İşi son hafta, son dakikaya kadar kovalamamız herşeyi anlatıyor. Demek ki benim takımım her zaman iyi çalışmış, sonuna kadar savaşmış ve hiçbir zaman konsantrasyon eksikliği yaşamamış.
Galatasaray aynı başarıyı Avrupa’da da göstermeli. Şampiyonlar Ligi’ne mutlaka kalmalıyız. Bu nedenle kesinlikle takviyeye ihtiyacımız var. Başkana istediğim oyuncuların listesini sundum.
Sadece ligde ve kupada değil, Avrupa’da da başarı isteniyorsa, bizim gibi bir ekibin her pozisyonda birbirine denk iki oyuncusu olmalı. Bu gerçekleşirse herkesle kafa kafaya oynarız.
Sezon başında yaşadığımız para krizi dünyanın sonu gibi aktarıldı. Aslında futbol daha önemli. Bu spora olan sevgi herşeyin üstünde. Oyuncularım bunu yüreklerini ortaya koyarak ispatladı.
Başkan yeni sezonda herşeyin düzeleceğini söyledi. Ben de “bizim için problem değil” dedim. Kimse “para almıyorum” diye Galatasaray’ı terketmedi. Ben de her zaman dimdik ayakta durdum.
Futbolcuların karakteri, Galatasaray’ın büyüklüğü ve kazandığımız şampiyonluk bir yana, beni en çok etkileyen şey taraftarlarımızdı. Onlar, kazandığımız şampiyonlukta en büyük pay sahibi.
Başarılı olunca beni her yerden aramaya başladılar. İlginç teklifler yaptılar ama hiçbirine “evet” demedim. İnsan başarılı olunca bu gayet normal ama burada yapacaklarım henüz bitmedi.
Hala herkes, Fenerbahçe karşısındaki 4-0’lık yenilgiyi konuşuyor. Evet kimse mükemmel değildir. Ben de mükemmel değilim. Ama o maçta futbolcularım sadece yüzde 30’luk performansla mücadele etti.
Her zaman pozitif bir futbol anlayışım var ama takıma gelince futbolcuya göre bir sistem uyguladım. Galiba yeni sezonda da böyle olacak çünkü kimin kalıp kalmayacağı henüz belli değil.
Geçen sezon boyunca en çok iki maça üzüldüm. Çamurda mücadele ettiğimiz ve sonra elendiğimiz Tromsö sınavı ve oyuncularımdan istediklerimi alamadığım deplasmandaki Fenerbahçe karşılaşması.
Galiba başarımızın sırrı takımımızdaki ekip ruhu. Oyuncularıma bazen baba, bazen kardeş gibi davrandım. Gerektiğinde onlarla ters de düştüm. Ama herkes iyi niyetli bir şekilde görevini yaptı.
Bu sezon yaşadığım şampiyonluğu hayatım boyunca unutmayacağım. Çünkü o kadar olumsuzluklara rağmen bir ekip ayakta kalabiliyor ve yüreğini ortaya koyuyorsa, söylenecek başka bir şey yok.
İşi son hafta, son dakikaya kadar kovalamamız herşeyi anlatıyor. Demek ki benim takımım her zaman iyi çalışmış, sonuna kadar savaşmış ve hiçbir zaman konsantrasyon eksikliği yaşamamış.
Galatasaray aynı başarıyı Avrupa’da da göstermeli. Şampiyonlar Ligi’ne mutlaka kalmalıyız. Bu nedenle kesinlikle takviyeye ihtiyacımız var. Başkana istediğim oyuncuların listesini sundum.
Sadece ligde ve kupada değil, Avrupa’da da başarı isteniyorsa, bizim gibi bir ekibin her pozisyonda birbirine denk iki oyuncusu olmalı. Bu gerçekleşirse herkesle kafa kafaya oynarız.
Sezon başında yaşadığımız para krizi dünyanın sonu gibi aktarıldı. Aslında futbol daha önemli. Bu spora olan sevgi herşeyin üstünde. Oyuncularım bunu yüreklerini ortaya koyarak ispatladı.
Başkan yeni sezonda herşeyin düzeleceğini söyledi. Ben de “bizim için problem değil” dedim. Kimse “para almıyorum” diye Galatasaray’ı terketmedi. Ben de her zaman dimdik ayakta durdum.
Futbolcuların karakteri, Galatasaray’ın büyüklüğü ve kazandığımız şampiyonluk bir yana, beni en çok etkileyen şey taraftarlarımızdı. Onlar, kazandığımız şampiyonlukta en büyük pay sahibi.
Başarılı olunca beni her yerden aramaya başladılar. İlginç teklifler yaptılar ama hiçbirine “evet” demedim. İnsan başarılı olunca bu gayet normal ama burada yapacaklarım henüz bitmedi.
Hala herkes, Fenerbahçe karşısındaki 4-0’lık yenilgiyi konuşuyor. Evet kimse mükemmel değildir. Ben de mükemmel değilim. Ama o maçta futbolcularım sadece yüzde 30’luk performansla mücadele etti.
Her zaman pozitif bir futbol anlayışım var ama takıma gelince futbolcuya göre bir sistem uyguladım. Galiba yeni sezonda da böyle olacak çünkü kimin kalıp kalmayacağı henüz belli değil.
Geçen sezon boyunca en çok iki maça üzüldüm. Çamurda mücadele ettiğimiz ve sonra elendiğimiz Tromsö sınavı ve oyuncularımdan istediklerimi alamadığım deplasmandaki Fenerbahçe karşılaşması.