F
fiesta73
Guest
Nereden çıktı bu başlık demeyin. Selçuk Yula gibi Galatasaray'ın başarısı altında yıllarca ezilmiş futbolcu eskilerinin Her fırsatta aklınca galatasaray'ı tiye alarak kronikleşmiş ezikliklerinden kurtulmadan Fenerbahçe fenerbahçe olanmaz. Yada yüzüncü yıla girdiği şu günlerde bir bahar temizliği yapıp yıllardır fenerbahçenin üzerine bir kene misali yapışmış Selçuk Yula türündeki neslinin son örneği ezik spor yazarlığı yapmaya çalışan kişilerden kurtulması gerekir.
Bu gün tüm türk takımlarının çektiği şanslı sayılabilecek bu kuralara sevinmemiz gerekirken yıllardır yüreğinin derinliklerinde ısrarla sakladığı bu kin ve nefret tohumlarını aşağıdaki yazısıyla ekmeye çalışmaktadır. Bir Galatasaray taraftarı olarak bu zavallının yazısını dikkate alıp fenerbahçelilere öfkelenecek değilim.
Fenerbahçe Türkiye liginde benim rakibimdir ama avrupa kupalarında avrupa takımlarına karşı omuz omuza mücadele edeceğim dost takımdır. Tüm Türk takımlarına çektikleri kura hayırlı olsun. Hepbirlikte elele üst turlara çıkma ümidiyle tüm takımlarımıza başarılar dilerim.
Bu gün tüm türk takımlarının çektiği şanslı sayılabilecek bu kuralara sevinmemiz gerekirken yıllardır yüreğinin derinliklerinde ısrarla sakladığı bu kin ve nefret tohumlarını aşağıdaki yazısıyla ekmeye çalışmaktadır. Bir Galatasaray taraftarı olarak bu zavallının yazısını dikkate alıp fenerbahçelilere öfkelenecek değilim.
Fenerbahçe Türkiye liginde benim rakibimdir ama avrupa kupalarında avrupa takımlarına karşı omuz omuza mücadele edeceğim dost takımdır. Tüm Türk takımlarına çektikleri kura hayırlı olsun. Hepbirlikte elele üst turlara çıkma ümidiyle tüm takımlarımıza başarılar dilerim.
Selçuk YULA
28.07.200
Böyle gelmiş böyle gidiyor !..function write_it(status_text){window.status=status_text;}-->
F.Bahçe ilk maçından alnının akıyla çıktı, turu garantiye aldı. Torshavn'ın zayıf bir ekip olduğunu yinelemeye gerek yok. F.Bahçe öyle ya da böyle istediği skoru alırdı.
Bizi memnun eden nokta, iyi, istekli ve rakibe saygı duyarak oynanan futboldu (Biz ne zayıf takımlar karşısında skor alınmasına rağmen sahada kötü futbol seyretmiş insanlarız.) Eksikler elbette var. Yalnız bunlar zayıf takımlar karşısında görünmez. Bu bir dezavantaj. Savunmayı zorlayan olmadığı için ne durumda olduğunu kestirmek güç. Burada kanatlara ağırlık verilmesi, Serkan ve özellikle Ümit Özat'la defalarca gidip gelinmesi önümüzdeki maçlar için bir gösterge midir acaba? Umarım böyle olur.
Bir de madalyonun tersini çevirelim. F.Bahçe 4-0'lık skorla (beklendiği gibi) çok şey kazanmadı, yalnız kaybetseydi daha işin başında bütün sezonu kaybedecekti.
Mesela G.Saray, Tromsö'ye elenir ama en fazla bir hafta konuşulur ve sezon sonuna dek desteklenip şampiyon yapılır.
Eğer F.Bahçe, Torshavn'a elenseydi bütün sene boyunca konuşulur, 100. yıl zehir edilirdi. İşte F.Bahçe ile diğer takımlar arasındaki fark bu. Tarihin en büyük ittifakıyla karşı karşıya kalan kulübü, gene zorlu bir sezon bekliyor. Kimse kendi şampiyonluğunu düşünmüyor, sadece 100. yılda ne yapıp da F.Bahçe'yi şampiyon yapmayız diye düşünüyorlar. İlerleyen haftalarda (puan ve kalite durumlarına göre) bir takım rakip olarak ortaya çıkarılacak, yemekler yenilecek, "Mirim, biz sizin şampiyon olmanızı istiyoruz" denecek, karşılığında "Üstadım, biz de sizin kupayı almanızı canı gönülden istiyoruz" yanıtı gelecek, ligin son haftalarında futbol dışı her şey yaşanacak, yani hiçbir şey değişmeyecek. Maalesef gidişat böyle.
Ülkemizde sistem içinde sistem üretiliyor. Rüşvetler gırla, pis i.ler kılıfına uyduruluyor, "Bir kere delinmekle bir şey olmaz" denilen Anayasamız delik deşik ediliyor, Bodrum kıyıları bile belediyecilere peşkeş çekiliyor, borsa manüplasyoncuları halkın sırtından trilyonları vuruyor, hortumcular dışarıda sefa sürüyor, tüm bu yozlaşmanın ortasında hâlâ "Futbolumuz tertemiz" diyenleri gördükçe kendimizi saflıktan çıkarıp keriz yerine koymaya başlıyoruz. Aziz Nesin "Böyle gelmiş böyle gitmez" demiş ama ne yazık ki böyle gelmiş böyle gidiyor.