- Katılım
- 23 Eylül 2006
- Mesajlar
- 9,165
- Tepkime puanı
- 48
- Puanları
- 0
İstanbul
İstanbul tarihi ve doğal güzellikleriyle dünyanın en güzel şehirlerinin başında geliyor.Tarih olarak dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri.Osmanlı eserlerinden tutun bizans tarihine kadar birçok tarihi mekan heryıl milyonları kendisine çekiyor.Finanstek.net olarak İstanbul’a gezi amaçlı gideceklere rehber olması açısından en beğenilen gezilecek ve görülecek yerler rehberi hazırlamaya çalıştık umarım beğenirsiniz.
ADİLE SULTAN SARAYI:
Kandilli’de bulunan Adile Sultan Sarayı, Sultan Abdülaziz tarafından 1876 yılında Sarkis Balyana yaptırıldı. Sarayı çevreleyen koruluğa sahil yolundaki kapısından giriliyor. Saray, Adile Sultan tarafından ölümünden önce, 1899′da kız okulu olması isteği ile Milli Eğitim’e bağışlandı. Kandilli Kız Lisesi olarak kullanıldığı dönemde geçirdiği büyük yangın sonrasında restore edildi. Bahçesinde Borsa Restaurant var.
AHMET AFİF PAŞA YALISI:
Yeniköy sahilinde yer alan Ahmet Afif Paşa Yalısı’nın ilk sahibi, Koca Reşit Paşa’nın kızı Ferendiz Hanım. Muhayyeş Yalısı olarak anılan yapının her katı farklı bir stile sahip. Bir zamanlar Yeşilçam filmlerine set olarak kiralanan yalıda, 80′lerin ortasından itibaren 17 yıl Uzan ailesi oturdu. 2006′da TMSF’nin kontrolüne geçen yalıda Binbir Gece, Aşk-ı Memnu gibi diziler çekildi. Burada Agatha Christie’nin konuk edildiği de söyleniyor.
ALMAN ÇEŞMESİ:
İstanbul’da Sultanahmet Meydanında, Sultan I. Ahmed Türbesi’nin karşısında yer alan tarihi çeşme, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in sultana ve İstanbul’a hediyesi. II. Wilhelm’in 1898 yılında yaptığı ziyaretin anısına ithaf edilmiş. Çeşmenin kagir ve metal yapısı Almanya’da hazırlanmış, gemiyle İstanbul’a taşınmış ve 1901′de monte edilmiş. Koyu yeşil renkli kolonları, nakışlı kemerleri ve bakır kaplı kubbesi, çeşmenin en görkemli özelliklerinden.
AMCAZADE YALISI:
Boğaziçinde Anadoluhisarı’nın kuzeyinde bulunan yalı,1699 tarihinde inşa ettirilmiş. İstanbul’daki en eski konut olan yalı, Köprülü ailesinden Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa için yapılmış. Orijinali çok daha büyük bir kompleks olan yalıdan günümüze divanhanesi kalmış. Karlofça Antlaşmasının taslakları bu yalıda hazırlanmış. 1877-1878 Rus Savaşı sırasında buraya yerleştirilen göçmenler nedeniyle tahrip olmuş. Yalı, şu anda restore ediliyor.
ARKEOLOJİ MÜZESİ:
Arkeoloji Müzesi, 19. yüzyılın sonlarında Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuş ve 1891′de ziyarete açılmış. Dört bölümden oluşan müzede, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer alan tüm medeniyetlere ait eserler sergileniyor. Müze pazartesi günleri hariç her gün 09.00-19.00 saatlerinde açık.
AYA İRİNİ KİLİSESİ:
Topkapı Sarayı’nın dış avlusunda yer alan ve en büyük Bizans kilisesi olan Aya İrini, günümüzde müze olarak İstanbulluların karşısına çıkıyor. 4. yüzyıl başlarında yapılan Aya İrini, Türkiye’deki müze çalışmalarının ilk başladığı mekan. Aya İrini, 1973′ten beri başta klasik müzik konseri olmak üzere, pek çok sanat aktivitesine ev sahipliği yapıyor.
AYASOFYA MÜZESİ
Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından 532-537 yılları arasında kilise olarak inşa edilen, Osmanlı döneminde camiye çevrilen Ayasofya, bugün müze olarak hizmet veriyor. Ayasofya, mimarisi, kubbesinden akan ışık seli ve mozaik süslemeleri ile ziyaretçilerini büyülüyor. Müze pazartesi hariç her gün 09.00-19.00 saatlerinde açık.
BEYAZIT KULESİ:
Çıkan yangınları gözetlemek üzere yaptırılan Beyazıt Kulesi, nöbet, işaret ve sancak katı olmak üzere üç bölümden oluşuyor. İlk olarak 1749 yılında ahşap olarak inşa edilen kule yandıktan sonra II. Mahmut zamanında, 1828 yılında yeniden yapılmış. İstanbul Üniversitesi kampüsünün içerisinde yer alan kule, yapılan restorasyon çalışmalarının ardından günümüzde de eskiden olduğu gibi yangın gözetleme, meteoroloji ve yol durumunu bildirmek amacıyla kullanılıyor.
BEYLERBEYİ SARAYI
Beylerbeyi Sarayı, Sultan Abdülaziz tarafından inşa edilmiş. Saray ünlü mimar Sarkis Balyan imzası taşıyor. Saray, Harem ve Selamlık olmak üzere iki ana bölüm ve üç kattan oluşuyor. Taraçalar şeklinde düzenlenmiş bahçelerin en tepesindekinde olimpik bir havuz bulunuyor. Pazartesi ve perşembe günleri dışında her gün 09.30- 16.00 saatlerinde ziyarete açık.
BOĞAZ KÖPRÜLERİ
Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Boğaz köprüleri şehrin simgelerinden. Boğaziçi Köprüsü, Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birbirine bağlayan İstanbul Boğazı üzerinde yer alan iki asma köprüden biri. Ortaköy ve Beylerbeyi arasında olan Boğaziçi Köprüsü Ekim 1973 tarihinde hizmete açıldı. Kavacık ile Hisarüstü arasında olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ise 3 Temmuz 1988 yılında tamamlandı.
BOĞAZİÇİ
Karadeniz ve Marmara Denizi’ni birbirine bağlayan İstanbul Boğazı şehrin adeta simgesi. Boğazın her iki yakasına yayılmış yerleşim bölgesi ise Boğaziçi olarak adlandırılıyor. Boğazın her iki kıyısında da yalılar ve eğlence merkezleri bulunuyor. İstanbul Boğazı üzerinde Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet asma köprüleri bulunuyor. Işıklarıyla geceleri doyumsuz bir seyirlik sunan bu köprüler aynı zamanda Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiriyor ve kıtalararası geçişi sağlıyor.
ÇEMBERLİTAŞ
Çemberlitaş sütunu, M.S. 330 yıllarında İmparator I. Konstantinin onuruna, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan ve günümüzde Çemberlitaş olarak adlandırılan semte dikilmiş. Uzunluğu 57 metre olan bu sütun, Roma’daki Apollon tapınağından söktürülmüş ve günümüzdeki yerine konulmuş. Sütun her biri üç ton ağırlığında ve üç metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış. Toplam sekiz adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuş.
ÇEMBERLİTAŞ HAMAMI
Nurbanu Sultan tarafından yaptırılan Çemberlitaş Hamamı, erkek ve kadın bölümleri olmak üzere birbirinin benzeri bitişik iki ayrı hamam olarak planlanmış. Mimar Sinanın son dönem eserleri arasında yer alan hamam, sadelik ve zarafetin buluştuğu bir eser olması nedeniyle, hala yerli ve yabancı turistler, araştırmacılar ve fotoğrafçıların dikkatini çekmeye devam ediyor.
ÇİÇEK PASAJI
Alt katları dükkan, üst katları lüks daireler olarak 1876 yılında inşa edilen Çiçek Pasajı’nın pasaj kısmının; Hristaki Pasajı, binasının da; Cite de Pera, geçmiş dönemki adları.1940 yılında pasajın dükkanlarına çiçekçiler yerleşmiş. Pasaj bir süre bu şekilde kullanılmış, ancak meyhanelerin açılmasıyla birlikte çiçekçiler ve apartman sakinleri burayı terk etmiş. Adı Çiçek Pasajı olarak kalan pasaj, hala Beyoğlu’nun en gösterişli ve süslü yapıları arasında yer alıyor
DİKİLİTAŞ
Theodosius Dikilitaşı veya yalnızca Dikilitaş, Sultanahmet Meydanı’nın güney tarafında, Yılanlı Sütun’un yanında bulunan bir Antik Mısır dikilitaşı. M.S. 390 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından Mısır’dan gemi ile getirilerek şimdiki yerine dikilmiş. Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu III. Tutmosis tarafından M.Ö. 15. yüzyılda yaptırılmış. Orijinal yüksekliği 30 metre olan taş nakliye sırasında ya da yerine yerleştirilirken tahrip olduğu için bugünkü yüksekliği 18.45 metre.
DOLMABAHÇE SARAYI
Abdülmecit tarafından yaptırılan Dolmabahçe Sarayı 1856 yılında Paris Antlaşması’ndan sonra törenle açılmış. Mimarisinde farklı üsluplar bir arada kullanılmış. Sarayın hususi daire olarak adlandırılan bölümünde yaşama veda eden Atatürk’ün odası müze olarak hizmet veriyor. Saray, pazartesi ve perşembe günleri hariç her gün 09.00-16.00 saatlerinde açık.
ESMA SULTAN YALISI
Adını, aynı zamanda yalının sahibi de olan I. Abdülaziz’in kızı Esma Sultan’dan alan İstanbul Boğazı’nın bu görkemli yalısı, geçirdiği yangın ve depremden sonra tütün ve kömür deposu olarak kullanılmaya başlanmış. 1990′lı yıllarda The Marmara Hotels grubu tarafından alınan ve restore edilen yalı, şimdilerde en romantik düğünlere, büyüleyici organizasyonlara ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
FLORYA ATATÜRK KÖŞKÜ
Florya Atatürk Köşkü, Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilmiş, yazlık bir konut olarak yapılmış. Atatürk, 1936 yılının Haziran ve Temmuz aylarında uzunca bir süre burada yaşamış. Atatürk Müzesi haline getirilen köşk pazartesi ve perşembe hariç her gün 09.00-16.00 saatlerinde ziyarete açık.
GALATA KULESİ
Osmanlı’nın ilk döneminde yeniçeriler tarafından kullanılan, II. Selim zamanında gözlemevine çevrilen kule, 1384 yılında inşa edilmiş. 1794 yılında çıkan yangın nedeniyle zarar gören Galata Kulesi, 1832 yılında II. Mahmut tarafından yeniden yaptırılmış. 1967 yılından beri turistik hizmet veren kuleden, İstanbul manzarasını seyretmek tüm zamanlar için ayrı bir keyif. Galata Kulesini 09.00-20.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.
GALATA MEVLEVİHANESİ
Eski adı Kulekapı Mevlevihanesi olan günümüzün Galata Mevlevihanesi, İstanbul’un fethinden sonra 1491 yılında kurulmuş. Divan Edebiyatı Müzesi olarak kullanılan mevlevihane, 1975 yılında halkın ziyaretine açılmış. Her ayın ikinci ve son cuma günleri mekanda sema gösterileri düzenleniyor. Büyülü bir gösteri izlemek için uğramalısınız. Girişin sol tarafındaki mezarlıkta Şeyh Galip ve Nayi Osman Dede’nin mezarları bulunuyor
.
GALATASARAY ADASI
1872′de Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan’a hediye edilen adada Osmanlı döneminde, ünlü ressam Ayvazovski de kalmış. Ada, 1914′ten itibaren kömür deposu haline getirilmiş. Bir süre sonra şehir hatları vapurlarına yakıt sağlayan bir yer olmuş. 1957′de Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Sadık Giz adayı satın aldı ve diğer üyelerin hizmetine sundu. Bugün ada, Suada Club olarak pek çok mekana ev sahipliği yapıyor.
GÖKSU
Beykoz ilçesine bağlı olan Anadoluhisarı sınırları içinde yer alan Göksu, hem doğal güzellikleri hem de tarihi eserleri ile şehrin gözde lokasyonlarından biri. Göksu ve Küçüksu mesireleri Osmanlı döneminde de herkesin rağbet ettiği yerler arasında bulunuyormuş. Göksu Deresi üzerinde yapılan sandal sefaları çok meşhurmuş. Günümüzde yeniden gözde hale gelen Göksu üzerinde bulunan mekanlarda eğlenmek, sandal sefalarını yapmak mümkün.
GÜLHANE
Adını Topkapı Sarayının gül bahçelerinden alan Gülhane Parkı, Türk tarihinde demokratikleşmenin somut adımının atıldığı yer. Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839′da Gülhane Parkı’nda okunmuş. Bugün Gülhane Parkında başta turistler olmak üzere, İstanbul’un her kesiminden insana rastlayabilirsiniz. Sarayburnu’nu izleyebilir, Ayasofyanın karşısından kalkan faytonlarla Gülhane Parkında adeta sultan misali gezintiye çıkabilirsiniz.
HAYDARPAŞA GARI
Kadıköy’ün en önemli ulaşım noktası olan Haydarpaşa Garı’nın yapımına, 1906 yılında II. Abdülhamit döneminde başlanmış. İstanbul Bağdat demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilen gar, 1917 yılında çıkan yangında büyük hasar görmüş. 1976 yılında onarılan ve 1983 yılında restorasyonu tamamlanan Haydarpaşa Garı, bugün özelleştirilip, otele çevrilmek isteniyor. Bu tarihi yapının işlevini yitirip, otele çevrilme ihtimali bile İstanbulluları üzüyor.
HEKİMBAŞI YALISI
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı özgün yapısını ve orijinal eşyalarını koruyan nadir yalılarından biri. Güllerle çok ilgilenen yalı sahibi Salih Efendinin bahçesi, bahar geldiğinde renk cümbüşüne dönermiş. Fakat Salih Efendiden sonra bahçe hiçbir zaman eskisi kadar güzel olmamış. Yalının şu an ayakta kalan kısmı, üç ayrı bölümden oluşuyor. Yalıda halen 1905 yılında ölen Salih Efendinin akrabaları yaşıyor ve yalı özel toplantılar için kullanılıyor.