M
MEHMET_35
Guest
resimlerle tire
Tire'de pazar, her salı günü kuruluyor. Ovanın bereketi tezgahlardan taşıyor. Yaşlılar "Eskiden pazartesi kurulurdu. Dağlardan inerdi sebzeler. Kalanlar sokaklara bırakılırdı, garipler için" diye anlatıyor.
Bu ?ülke?nin (Tire?nin) dar sokaklarında gördüğünüz her ?dörtçeker?, 2000 model millenium rengi değil. Nazarlığı, ayyıldızlı keçesi ile bir araba emektarı, nalının çivisi için kendini nalbanta teslim etmiş
Bir başka urgancı Işık gönüllü Hasan Karaoğlan, Tire?de urgan sanatının ?baba?larından... Nerdee eski ?kız saçı? gibi yerli kendirler, siz asıl o zaman onu kendir tararken görmeliydiniz... Ama Hasan Amca hem avuçlarına, azıcık da eşi Sevim Hanım?ın yardımına dayanarak urgancılığı yaşatıyor. Kazandığı ancak boğazına ama olsun, ona göre yaşam zaten ?gel, gör, geç bir rüya?.
Yaşamla güreş işte böyle olur. Semerci Kamil Bezcioğlu?nun aslında bir ağır işçi olduğunu çok kişi bilmez.Sokak aralarında küçücük dükkanlarda tahtayla,deriyle,çekiçle,çuvaldızla itişe çekişe kazanılan ekmek, yakındır, yaşamı çevirmeye yetmez olacaktır.
Kendir urgan olana dek yolu uzun. Iskatta dövülüyor, taranıyor, işleniyor, bağlanıyor. Önce ?ile? denen inceler yapılıp, ile?ler toplu?ya toplu?lar urgana doğru kalınlaşıyor. Urgan yapımını izlemek, milleniumla ilgisiz gibi duran bir serüven. Urgancı Şükrü Göveç az sonra beline bağlı ipi çeke çeke geri yürüyecek, çarklar çalışacak. Sırta dolanıp koltuk altından azar azar çekilerek parmak uçlarına verilen ham kendir az sonra bir ?ince?ye dönüşecek.
Tire?de doğa, inancı süsler. Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi?nin Güdük Minare adıyla tanınan minaresi çam kozalağı motifli tuğla işlemeleriyle bakışları ta uzaktan kendine bağlar. Tire?nin en güzel dini yapılarından olan Kayalık semtindeki zaviyede halen restorasyon çalışmaları sürüyor.
Bayındır sırtlarından Küçük Menderes Ovası'na bakıldığında önde Bayındır kenti, arkada Tire ve Aydın Dağları görülüyor. Yaşlı bir Tirelinin güçlü hafızası şöyle tanımlıyor ovayı: "Mollaarap semtine geldiğiniz zaman zannederdiniz ki cennete geldim. Ay ışığında kurbağa sesleri, gün doğarken bülbüller"
Tire pazarının Leyse Camii yakınlarına düşen bölümünde tavuk, horoz, civciv, tavşan, güvercin telli kafesler içinde müşteriye çıkıyor. Tire?nin avlulu evlerinde, köy bahçelerinde size ikram edilen ?günlük? yumurta gerçekten günlük.
Meraklısı kabak çiçeğini pazardan sabah erken, tam açılmışken, turuncusu taze parlarken alır. Kaplanlı köyünden Hürmüz Hanım gibi usta eller ondan bir dolma sarar ki, lezzetini övmeye yıldız yetmez.
Salı sabahları Tire pazarı, pazar duasıyla başlıyor. Dağ köyleri, ova köyleri, bereketli toprakların çalışmış bütün elleri şükran ve umuda açılıyor. Her şey yolunda giderse ninelerin, teyzelerin ev ürünü yağları peynirleri bitecek, mallar eriyecek, peştamal altı keseleri zenginleyecek
Tire'de pazar, her salı günü kuruluyor. Ovanın bereketi tezgahlardan taşıyor. Yaşlılar "Eskiden pazartesi kurulurdu. Dağlardan inerdi sebzeler. Kalanlar sokaklara bırakılırdı, garipler için" diye anlatıyor.
Bu ?ülke?nin (Tire?nin) dar sokaklarında gördüğünüz her ?dörtçeker?, 2000 model millenium rengi değil. Nazarlığı, ayyıldızlı keçesi ile bir araba emektarı, nalının çivisi için kendini nalbanta teslim etmiş
Bir başka urgancı Işık gönüllü Hasan Karaoğlan, Tire?de urgan sanatının ?baba?larından... Nerdee eski ?kız saçı? gibi yerli kendirler, siz asıl o zaman onu kendir tararken görmeliydiniz... Ama Hasan Amca hem avuçlarına, azıcık da eşi Sevim Hanım?ın yardımına dayanarak urgancılığı yaşatıyor. Kazandığı ancak boğazına ama olsun, ona göre yaşam zaten ?gel, gör, geç bir rüya?.
Yaşamla güreş işte böyle olur. Semerci Kamil Bezcioğlu?nun aslında bir ağır işçi olduğunu çok kişi bilmez.Sokak aralarında küçücük dükkanlarda tahtayla,deriyle,çekiçle,çuvaldızla itişe çekişe kazanılan ekmek, yakındır, yaşamı çevirmeye yetmez olacaktır.
Kendir urgan olana dek yolu uzun. Iskatta dövülüyor, taranıyor, işleniyor, bağlanıyor. Önce ?ile? denen inceler yapılıp, ile?ler toplu?ya toplu?lar urgana doğru kalınlaşıyor. Urgan yapımını izlemek, milleniumla ilgisiz gibi duran bir serüven. Urgancı Şükrü Göveç az sonra beline bağlı ipi çeke çeke geri yürüyecek, çarklar çalışacak. Sırta dolanıp koltuk altından azar azar çekilerek parmak uçlarına verilen ham kendir az sonra bir ?ince?ye dönüşecek.
Tire?de doğa, inancı süsler. Kurt ve Doğancıyan Zaviyesi?nin Güdük Minare adıyla tanınan minaresi çam kozalağı motifli tuğla işlemeleriyle bakışları ta uzaktan kendine bağlar. Tire?nin en güzel dini yapılarından olan Kayalık semtindeki zaviyede halen restorasyon çalışmaları sürüyor.
Bayındır sırtlarından Küçük Menderes Ovası'na bakıldığında önde Bayındır kenti, arkada Tire ve Aydın Dağları görülüyor. Yaşlı bir Tirelinin güçlü hafızası şöyle tanımlıyor ovayı: "Mollaarap semtine geldiğiniz zaman zannederdiniz ki cennete geldim. Ay ışığında kurbağa sesleri, gün doğarken bülbüller"
Tire pazarının Leyse Camii yakınlarına düşen bölümünde tavuk, horoz, civciv, tavşan, güvercin telli kafesler içinde müşteriye çıkıyor. Tire?nin avlulu evlerinde, köy bahçelerinde size ikram edilen ?günlük? yumurta gerçekten günlük.
Meraklısı kabak çiçeğini pazardan sabah erken, tam açılmışken, turuncusu taze parlarken alır. Kaplanlı köyünden Hürmüz Hanım gibi usta eller ondan bir dolma sarar ki, lezzetini övmeye yıldız yetmez.
Salı sabahları Tire pazarı, pazar duasıyla başlıyor. Dağ köyleri, ova köyleri, bereketli toprakların çalışmış bütün elleri şükran ve umuda açılıyor. Her şey yolunda giderse ninelerin, teyzelerin ev ürünü yağları peynirleri bitecek, mallar eriyecek, peştamal altı keseleri zenginleyecek
Son düzenleme: