- Katılım
- 15 Kasım 2005
- Mesajlar
- 6,014
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 59
Türkiye'de Muhafazakarlık konulu araştırmaya göre, Türk toplumunda muhafaza edilmesi gereken kurumların başında sırasıyla aile, din, devlet ve millet geliyor.
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) ve Açık Toplum Enstitüsü'nün desteğiyle gerçekleştirilen "Türkiye'de Muhafazakarlık" konulu araştırmanın sonuçları, geçtiğimiz gün Beyoğlu'ndaki Point Otel'de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Proje yöneticisi Doç. Dr. Hakan Yılmaz, "muhafazakarlık" kavramı ve bunun Türk toplumundaki yerini daha iyi anlamak amacıyla yapılan araştırmanın, Türkiye genelindeki 15 ilden 1644 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiğini bildirdi. Araştırmanın, 21. yüzyılda dünyada esen muhafazakarlık rüzgarının Türkiye'de de olduğunu gösterdiğini dile getiren Doç. Dr. Yılmaz, yapılan araştırmanın Türk toplumunda "muhafazakarım, ama değişim istiyorum" taleplerini ortaya koyduğunu söyledi.
YÜZDE 93 BAŞÖRTÜSÜNDEN KESİNLİKLE RAHATSIZ DEĞİL
Araştırmaya katılanların yüzde 93'ü "başını örten kadınlardan", yüzde 60'ı da "sakallı, takkeli ve şalvarlı erkeklerden rahatsız olmadığını" söylerken, katılımcıların yüzde 79'u "dinde zorlamanın olmayacağını" bildirdi.
Cinsellik karşısındaki tutumların da incelendiği araştırmada, "Hangi cinsel yaşantı biçimi sizi rahatsız ediyor?" sorusuna yüzde 76 ile "eşcinseller", yüzde 65 ile "evlenmeden aynı evde oturan kadın-erkek çiftler", yüzde 56 ile "küpe takmış erkekler", yüzde 54 ile "açık giyinen kadınlar" yanıtları verildi.
Katılımcıların % 87'si, "kadın ve erkeklerin siyaset, iş, aile ve toplum hayatında her bakımdan eşit olması gerektiğini" kaydetti.
Katılımcıların % 87'si, "kadın ve erkeklerin siyaset, iş, aile ve toplum hayatında her bakımdan eşit olması gerektiğini" kaydetti.
BATI KÜLTÜRÜ YERİNE TEKNOLOJİSİ ALINSIN
Araştırmada, katılanların % 70'i "batının kültüründen ziyade teknolojisinin alınmasını" iserken, katılımcıların % 52'si "medeniyetlerin çatışacağına inandığını" ifade etti. Araştırmada AB'ye karşı tutumdaki değişimler de 2003-2005 yılı anketleri ışığında değerlendirildi. Buna göre, "Türkiye'nin AB üyeliği iyi mi, kötü mü?" sorusuna "iyi" yanıtını verenlerin oranı % 55.2'den % 69.5'e yükseldi. Ayrıca katılımcıların % 66.1'i, "Avrupa'nın, Türkiye'de PKK gibi bölücü örgütlerin güçlenmesine yardım ettiği" düşüncesinde olduğunu bildirdi. "
GELENEKLERİN BOZULMASI GENEL ŞİKAYET
Katılımcıların yüzde 66'sı gelenekleri aile ortamında, yüzde 23.7'si okullarda, yüzde 3.4'ü gazete, televizyon ve kitaplardan, yüzde 2.4'ü de din ve ibadet ortamlarında öğrendiklerini kaydetti. Gelenekleri besleyen unsurların başında ise yüzde 31.5 ile 'Müslümanlık", yüzde 25.5 ile de "Anadolu kültürü" gösterildi. Katılımcıların yüzde 73'ü geleneklerin bozulmasından şikayetçi olurken, geleneklerin bozulma nedenleri arasında ise ilk sırayı yüzde 37.9 ile "başka ülkelerin kültürlerine özenme" aldı. Araştırmaya göre, katılımcılardan yaşlı, kadın, köylü, fakir ve dini ibadetlerini yerine getirenler, erkek, zengin ve şehirlilere göre geleneklerine daha bağlı. Ayrıca haklar ve özgürlükler karşısında tutumun irdelendiği araştırmada, katılımcıların yüzde 92'si "seçimlerin adil bir biçimde yapılmasını", yüzde 91'i "gelir durumu nedeniyle ayrımcılık yapılmamasını", yüzde 89'u da "herkesin dini inanç ve ibadetlerini serbestçe yapması gerektiğini" ifade etti. Yine katılımcıların yüzde 50.4'ü, "kanun önünde eşitliği en vazgeçilmez hak" olarak gördüğünü belirtti.
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) ve Açık Toplum Enstitüsü'nün desteğiyle gerçekleştirilen "Türkiye'de Muhafazakarlık" konulu araştırmanın sonuçları, geçtiğimiz gün Beyoğlu'ndaki Point Otel'de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Proje yöneticisi Doç. Dr. Hakan Yılmaz, "muhafazakarlık" kavramı ve bunun Türk toplumundaki yerini daha iyi anlamak amacıyla yapılan araştırmanın, Türkiye genelindeki 15 ilden 1644 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiğini bildirdi. Araştırmanın, 21. yüzyılda dünyada esen muhafazakarlık rüzgarının Türkiye'de de olduğunu gösterdiğini dile getiren Doç. Dr. Yılmaz, yapılan araştırmanın Türk toplumunda "muhafazakarım, ama değişim istiyorum" taleplerini ortaya koyduğunu söyledi.
YÜZDE 93 BAŞÖRTÜSÜNDEN KESİNLİKLE RAHATSIZ DEĞİL
Araştırmaya katılanların yüzde 93'ü "başını örten kadınlardan", yüzde 60'ı da "sakallı, takkeli ve şalvarlı erkeklerden rahatsız olmadığını" söylerken, katılımcıların yüzde 79'u "dinde zorlamanın olmayacağını" bildirdi.
Cinsellik karşısındaki tutumların da incelendiği araştırmada, "Hangi cinsel yaşantı biçimi sizi rahatsız ediyor?" sorusuna yüzde 76 ile "eşcinseller", yüzde 65 ile "evlenmeden aynı evde oturan kadın-erkek çiftler", yüzde 56 ile "küpe takmış erkekler", yüzde 54 ile "açık giyinen kadınlar" yanıtları verildi.
Katılımcıların % 87'si, "kadın ve erkeklerin siyaset, iş, aile ve toplum hayatında her bakımdan eşit olması gerektiğini" kaydetti.
Katılımcıların % 87'si, "kadın ve erkeklerin siyaset, iş, aile ve toplum hayatında her bakımdan eşit olması gerektiğini" kaydetti.
BATI KÜLTÜRÜ YERİNE TEKNOLOJİSİ ALINSIN
Araştırmada, katılanların % 70'i "batının kültüründen ziyade teknolojisinin alınmasını" iserken, katılımcıların % 52'si "medeniyetlerin çatışacağına inandığını" ifade etti. Araştırmada AB'ye karşı tutumdaki değişimler de 2003-2005 yılı anketleri ışığında değerlendirildi. Buna göre, "Türkiye'nin AB üyeliği iyi mi, kötü mü?" sorusuna "iyi" yanıtını verenlerin oranı % 55.2'den % 69.5'e yükseldi. Ayrıca katılımcıların % 66.1'i, "Avrupa'nın, Türkiye'de PKK gibi bölücü örgütlerin güçlenmesine yardım ettiği" düşüncesinde olduğunu bildirdi. "
GELENEKLERİN BOZULMASI GENEL ŞİKAYET
Katılımcıların yüzde 66'sı gelenekleri aile ortamında, yüzde 23.7'si okullarda, yüzde 3.4'ü gazete, televizyon ve kitaplardan, yüzde 2.4'ü de din ve ibadet ortamlarında öğrendiklerini kaydetti. Gelenekleri besleyen unsurların başında ise yüzde 31.5 ile 'Müslümanlık", yüzde 25.5 ile de "Anadolu kültürü" gösterildi. Katılımcıların yüzde 73'ü geleneklerin bozulmasından şikayetçi olurken, geleneklerin bozulma nedenleri arasında ise ilk sırayı yüzde 37.9 ile "başka ülkelerin kültürlerine özenme" aldı. Araştırmaya göre, katılımcılardan yaşlı, kadın, köylü, fakir ve dini ibadetlerini yerine getirenler, erkek, zengin ve şehirlilere göre geleneklerine daha bağlı. Ayrıca haklar ve özgürlükler karşısında tutumun irdelendiği araştırmada, katılımcıların yüzde 92'si "seçimlerin adil bir biçimde yapılmasını", yüzde 91'i "gelir durumu nedeniyle ayrımcılık yapılmamasını", yüzde 89'u da "herkesin dini inanç ve ibadetlerini serbestçe yapması gerektiğini" ifade etti. Yine katılımcıların yüzde 50.4'ü, "kanun önünde eşitliği en vazgeçilmez hak" olarak gördüğünü belirtti.
