Bir şeye varis olmak, ilim elde etmek, kitabı korumak anlamındaki "v-r-s" kökünden türeyen varis, vefat eden kimsenin geride bıraktığı mallarda hak sahibi olanlara denir. (bk. Ferâiz)
Allah'ın sıfatı olarak varis, bütün varlıklar yok olduktan sonra bâki ve daim olan, göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların gerçek sahibi olan, her şey kendisine dönen demektir.
Allah'ın sıfatı olarak vâris, Kur'ân'-da azamet çoğulu ile "varisîn" şeklinde iki âyette geçmiştir: "Elbette sadece biz yaşatır ve öldürürüz ve biz gerçek varisleriz." (Hicr, 15/23); "...Biz vârisleriz." (Kasas, 28/58).
Bir âyette de varislerin en hayırlısı anlamında hayru'l-varisîn vasfı geçmiştir: "Zekeriyya'ya (da lütfettik). O Rabbine; `Rabbim, beni tek bırakma (çocuk ver.) Sen varislerin en hayırlısısın' diye dua etmişti." (Enbiyâ, 21/89)
Allah'ın varis olması, insanların varis olması gibi değildir. İnsanın ancak kendisine başkasından bir mal-mülk kaldığı zaman varis olması söz konusudur. Allah böyle değildir. Bütün mülk O'nundur. Bu mülkünden insanlara veren de Allah'tır. Nitekim Kur'ân'da, "...Yeryüzü Allah'ındır. Onu kullarından dilediğine verir, varis kılar..." (A'râf, 7/128), "...Göklerin ve yerin mîrası Allah'ındır..." (Âl-i İmrân, 3/180) buyrulmuştur. Bunun anlamı; bütün mülk Allah'a aittir. Mülkünden dilediği kadar kullarına veren O'dur. Bütün insanlar öldükten sonra bütün mülk yine sadece O'na kalacaktır, demektir. Kıyamet günü "?Bu gün mülk kimin? (diye kullarına sorar, onlar da) mülk, tek ve kahhâr olan Allah'ındır (diye cevap verirler)." (Mü'min, 40/16). Şu âyet de bu gerçeği ifade ediyor: "Arza ve üzerinde bulunanlara biz varis olacağız ve (onlar) bize döndürülecekler." (Meryem, 19/40). (İ.K.)
alıntı
Allah'ın sıfatı olarak varis, bütün varlıklar yok olduktan sonra bâki ve daim olan, göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların gerçek sahibi olan, her şey kendisine dönen demektir.
Allah'ın sıfatı olarak vâris, Kur'ân'-da azamet çoğulu ile "varisîn" şeklinde iki âyette geçmiştir: "Elbette sadece biz yaşatır ve öldürürüz ve biz gerçek varisleriz." (Hicr, 15/23); "...Biz vârisleriz." (Kasas, 28/58).
Bir âyette de varislerin en hayırlısı anlamında hayru'l-varisîn vasfı geçmiştir: "Zekeriyya'ya (da lütfettik). O Rabbine; `Rabbim, beni tek bırakma (çocuk ver.) Sen varislerin en hayırlısısın' diye dua etmişti." (Enbiyâ, 21/89)
Allah'ın varis olması, insanların varis olması gibi değildir. İnsanın ancak kendisine başkasından bir mal-mülk kaldığı zaman varis olması söz konusudur. Allah böyle değildir. Bütün mülk O'nundur. Bu mülkünden insanlara veren de Allah'tır. Nitekim Kur'ân'da, "...Yeryüzü Allah'ındır. Onu kullarından dilediğine verir, varis kılar..." (A'râf, 7/128), "...Göklerin ve yerin mîrası Allah'ındır..." (Âl-i İmrân, 3/180) buyrulmuştur. Bunun anlamı; bütün mülk Allah'a aittir. Mülkünden dilediği kadar kullarına veren O'dur. Bütün insanlar öldükten sonra bütün mülk yine sadece O'na kalacaktır, demektir. Kıyamet günü "?Bu gün mülk kimin? (diye kullarına sorar, onlar da) mülk, tek ve kahhâr olan Allah'ındır (diye cevap verirler)." (Mü'min, 40/16). Şu âyet de bu gerçeği ifade ediyor: "Arza ve üzerinde bulunanlara biz varis olacağız ve (onlar) bize döndürülecekler." (Meryem, 19/40). (İ.K.)
alıntı