Geniş olmak, dar olmamak, gücü yetmek, kuşatmak, bollaştırmak, rızkını genişletmek anlamlarındaki "v-s-a" kökünden türeyen vâsi', kelimesi Allah'ın sıfatı olarak, güçlü, kuvvetli, ilmi ve rahmeti her şeyi kuşatan, bütün yaratıklara rızık veren, nimet ve ihsanı bol olan demektir.
Allah'ın vâsi' sıfatı Kur'ân'da "alîm" sıfatı ile birlikte yedi, "hakîm" sıfatı ile birlikte bir âyette geçmiştir. "Gerçekten Allah vâsi'dir, alîmdir." (Bakara, 2/115), "Allah vâsi'dir, hakîm'dir." (Nisâ, 4/130).
Vâsi' kelimesi genişliği, çokluğu, bolluğu, fazlalığı ifade eder. Allah hangi bakımdan vâsidir? Kur'ân'da bu husus çeşitli âyetlerde açıklanmıştır: "...O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır...." (Bakara, 2/255), "...Rabbin ilim cihetinden her şeyi kuşatmıştır..." (En'âm, 6/80), "...De ki: Rabb'in geniş rahmet sahibidir." (En'âm, 6/147); "...Rabbin mağfireti geniş olandır." (Necm, 53/32), "Allah mülkü dilediğine verir. Allah(ın lütfu) geniştir. (O her şeyi bilendir.)" (Bakara, 2/247), "Allah dilediğine kat kat verir. Allah'(ın lütfu geniştir (O her şeyi) bilir." (Bakara, 2/261).
Âyet meallerinden anlaşılacağı üzere vâsi' sıfatı; ağırlıklı olarak Allah'ın ilminin, rahmetinin, mağfiretinin, nimet, ihsan, rızık ve fadl u kereminin çokluğunu ifade etmektedir. Allah'ın bu vasfı "vesia" fiiliyle de ifade edilmiştir: "İlahınız ancak kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'tır. O'nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır." (vesia) (Tâ-hâ, 20/98), "Rahmetim her şeyi kuşatmıştır." (vesiat) (A'râf, 7/156).
Aynı kökten gelen mûsi' kelimesi, genişleten demektir. Bu kelime Kur'ân'da tekil ve çoğul olarak iki defa geçmiştir. Bakara sûresinin 236. âyetinde zengin, imkânı bol kimse için kullanılmıştır. Zâriyat sûresinin 47. âyetinde "Göğü kendi ellerimizle (gücümüzle) bina ettik ve biz (onu) genişletmekteyiz" denilmiştir. Bu âyette geçen mûsiûn Allah'ın gücünü ifade etmektedir. Allah gökleri sürekli genişletmektedir. (İ.K.)
alıntı
Allah'ın vâsi' sıfatı Kur'ân'da "alîm" sıfatı ile birlikte yedi, "hakîm" sıfatı ile birlikte bir âyette geçmiştir. "Gerçekten Allah vâsi'dir, alîmdir." (Bakara, 2/115), "Allah vâsi'dir, hakîm'dir." (Nisâ, 4/130).
Vâsi' kelimesi genişliği, çokluğu, bolluğu, fazlalığı ifade eder. Allah hangi bakımdan vâsidir? Kur'ân'da bu husus çeşitli âyetlerde açıklanmıştır: "...O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır...." (Bakara, 2/255), "...Rabbin ilim cihetinden her şeyi kuşatmıştır..." (En'âm, 6/80), "...De ki: Rabb'in geniş rahmet sahibidir." (En'âm, 6/147); "...Rabbin mağfireti geniş olandır." (Necm, 53/32), "Allah mülkü dilediğine verir. Allah(ın lütfu) geniştir. (O her şeyi bilendir.)" (Bakara, 2/247), "Allah dilediğine kat kat verir. Allah'(ın lütfu geniştir (O her şeyi) bilir." (Bakara, 2/261).
Âyet meallerinden anlaşılacağı üzere vâsi' sıfatı; ağırlıklı olarak Allah'ın ilminin, rahmetinin, mağfiretinin, nimet, ihsan, rızık ve fadl u kereminin çokluğunu ifade etmektedir. Allah'ın bu vasfı "vesia" fiiliyle de ifade edilmiştir: "İlahınız ancak kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'tır. O'nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır." (vesia) (Tâ-hâ, 20/98), "Rahmetim her şeyi kuşatmıştır." (vesiat) (A'râf, 7/156).
Aynı kökten gelen mûsi' kelimesi, genişleten demektir. Bu kelime Kur'ân'da tekil ve çoğul olarak iki defa geçmiştir. Bakara sûresinin 236. âyetinde zengin, imkânı bol kimse için kullanılmıştır. Zâriyat sûresinin 47. âyetinde "Göğü kendi ellerimizle (gücümüzle) bina ettik ve biz (onu) genişletmekteyiz" denilmiştir. Bu âyette geçen mûsiûn Allah'ın gücünü ifade etmektedir. Allah gökleri sürekli genişletmektedir. (İ.K.)
alıntı