Bir kimsenin vefatından sonraya bağlı olmak üzere bir malı veya menfaatini bir veya birkaç kişiye ya da bir hayır işine bırakmasına vasiyyet denir. Ayrıca bir kimsenin kendisinin ölümünden sonra veya yokluğunda yapılmasını istediği şeye de vasiyyet denir. Vasiyyette bulunana mûsî, kendisine vasiyyet yapılan şahsa mûsâ leh, vasiyyet edilen mala da mûsâ bih denir.
Mirastan payları belirlenen kişiler dışındaki kişilere vasiyette bulunmak mendûb olup, kişinin malının üçte birinde geçerlidir. Malının üçte birinden azını vasıyet etmek müstehaptır. Hz. Peygamber, malının tamamını, üçte ikisini, yarısını ve üçte birini vasiyyet etmek isteyip de kendisine soran kimseye; "Üçte birini ver. Hatta üçte biri de çok. Senin varislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan, daha hayırlıdır." buyurmuşlardır (Buhâri, Vesâyâ, 2, 3, Ferâiz, 6; Müslim, Vesâyâ, 5).
Bununla birlikte bir kimse malının üçte birinden fazlasını vasiyyet ederse, bu vasiyyetin geçerli olması mirasçılarının iznine bağlıdır. Vârislerin, vasiyette bulunan kişinin sağlığında vasiyeti kabul etmeleri geçerli değildir; vefatından sonra kabul etmesi gerekir. Aynı şekilde, küçük yaştaki çocuğun icazeti de muteber değildir. Vasiyyet ancak teberruu sahih olan mallarda geçerlidir. (İ.P.)
alıntı
Mirastan payları belirlenen kişiler dışındaki kişilere vasiyette bulunmak mendûb olup, kişinin malının üçte birinde geçerlidir. Malının üçte birinden azını vasıyet etmek müstehaptır. Hz. Peygamber, malının tamamını, üçte ikisini, yarısını ve üçte birini vasiyyet etmek isteyip de kendisine soran kimseye; "Üçte birini ver. Hatta üçte biri de çok. Senin varislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan, daha hayırlıdır." buyurmuşlardır (Buhâri, Vesâyâ, 2, 3, Ferâiz, 6; Müslim, Vesâyâ, 5).
Bununla birlikte bir kimse malının üçte birinden fazlasını vasiyyet ederse, bu vasiyyetin geçerli olması mirasçılarının iznine bağlıdır. Vârislerin, vasiyette bulunan kişinin sağlığında vasiyeti kabul etmeleri geçerli değildir; vefatından sonra kabul etmesi gerekir. Aynı şekilde, küçük yaştaki çocuğun icazeti de muteber değildir. Vasiyyet ancak teberruu sahih olan mallarda geçerlidir. (İ.P.)
alıntı