Sözlükte "bulma, var olma, hâsıl olma, buluş" anlamına gelen vecd, tasavvufta, kulun istek ve çabası olmaksızın onun kalbine tesadüf eden şey (his, ilham, feyz, vârîd); Hak'tan gelen tecelliler demektir. Sâlikin dinî his ve heyecanı yaşadığı mistik hâl "vecd" kelimesi ile ifade edilir. Vecd zorlama ve yapmacık olmaksızın kalbe gelen şeydir. O, kalpte şimşek gibi parlayıp sonra aniden sönen parıltılardır. Vecd, karşılaşma, yüz yüze gelme, buluşmadır. Kalbin karşılaştığı hüzün ve neşe gibi şeylerin hepsi birer vecddir. Vecd, daha çok kendinden geçme ve istiğrak anlamında kullanılmaktadır. Vecdin çoğulu mevâciddir. Vecde gelene vâcid denir. (M.C.)
alıntı
alıntı