Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Yeni doğan bebek

SAFRAN

New member
Local time
14:21
Katılım
9 Ocak 2006
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yeni doğan bebek


Yenidoğan Tarama Testleri

Yenidoğan tarama testleri, saptandığında tedavisi mümkün olan bazı hastalıkların tanınması için uygulanan testlerdir. Hayatın ilk aylarında belirti vermeyen bu hastalıklar önceden tanınamaz ise bebekte ciddi hasar oluşturabilir. Tanı konduğunda koruyucu tedavi uygulanabilir ve tam bir iyileşme sağlanabilir. Yenidoğan Servisi'nde her yenidoğana kan tarama ve işitme testleri yapılır.

"Hipotiroidi" ve "Fenilketonüri" tarama testleri her bebeğe rutin uygulanan kan testleridir. Hipotiroidi, tiroid hormonlarının eksikliğidir. Bu durumda TSH yükselir. Fenilketonüri, protein sindiriminde eksik bir enzim nedeniyle bir aminoasitin vücutta birikmesidir. Erken teşhis edilmezse her iki hastalıkta da ciddi zeka geriliği oluşabilir.

Tarama testleri bebek 72 saatini doldurduktan sonra yapılmalıdır. Eğer bebek normal doğumla doğmuş ve bir iki gün içinde de taburcu olacaksa, birinci haftada yapılan kontrol muayenesi sırasında kan örneği alınır. Bu testler için topuktan alınan birkaç damla kan yeterlidir.Test sonuçları bir, iki hafta içinde belli olur.

Yenidoğan işitme taraması
Bebekler doğdukları andan itibaren duyarlar. İşitme taramasında, bebeğin alın ve kulak arkasına yerleştirilen elektrodlar sayesinde kulağa verilen seslerin, beyinde yarattığı dalgalar ölçülür. Tarama yapılmadan ailenin gözlemiyle bebekte işitme kaybı, en erken 18 aylıkken saptanabilmektedir. Oysa işitme kaybı ilk altı ayda tanındığında, işitme cihazları ile işitme ve konuşma kabiliyetleri normale yakın gelişmektedir. Bu nedenle işitme engelli bebeklerin erken tanınması önemlidir.

Bebeğiniz işitme taramasını geçemezse, bir ay sonra yenidoğan servisinde kontrol işitme testi yapılır. En iyi cihazlarla bile, 100 bebekten 4'ü testi geçememektedir. Ancak test tekrarlandığında, bu oran 1000 bebekte 3-4'e düşmektedir.




Anne Sütünün Sağılması ve Saklanması

Bebeğinizden uzak kaldığınız durumlarda da bebeğinizi anne sütü ile besleyebilirsiniz. Bunun için önceden göğsünüzü sağıp, gerekli olduğunda bebeğe sağılmış sütünüzü verebilirsiniz. Göğsünüzü elinizle veya pompayla sağabilirsiniz. Pompalar elle, pille veya elektrikle çalışabilir.

Uygun sağma teknikleri:

. Elle sağma: Bebeğiniz zamanında doğmuş ve sizi iyi emiyorsa, sütünüzün fazlasını almak için veya göğüs ucunu yumuşatmak için elle sağmak uygundur.

. Elektrikli pompa: Bebeğiniz prematüre doğmuş ve uzun süre sizi ememeyecekse, hastane tipi elektrikli pompa kiralamalısınız.

. Pilli Pompa: Arada sağım yapacaksanız pilli pompa alabilirsiniz. Hazırlanma ve temizlik:

* Göğüslerinizi sağmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayınız.
* Göğüslerinizi temiz tutmak için günde bir kez banyo veya duş almak yeterlidir. Her kullanımdan önce pompanın setlerini sıcak sabunlu su ile yıkayınız.
* Hastaysanız ve bir ilaç almanız gerekiyorsa doktorunuza danışınız.


Sütün elle sağılması: .
- Ellerinizi ılık su ve sabun ile yıkayınız.
- Göğsünüzün ucunu kaynamış, ılıtılmış su ve pamukla siliniz.
- Baş parmağınızı göğsün üzerinde saat 12:00 konumunda, orta ve işaret parmaklarınızı göğsün altına kahverengi kısmın gerisine saat, 6:00 konumunda yerleştiriniz. Bu şekilde süt torbacıkları sağılacaktır.
- Önce geriye daha sonra da parmaklarınızı ileriye doğru yuvarlayarak göğsünüzün ucunu sıkmayacak şekilde göğüs duvarından destek alarak öne doğru sağma işlemini bitiriniz.
- Elinizin "C" şeklini koruyarak her saat kadranını sağmak üzere göğsünüzde parmaklarınızı dolaştırınız.


Sütün toplanması:
Sağdığınız sütü temiz bir plastik veya cam şişede veya süt saklama poşetlerinde saklayabilirsiniz. Şişeleri tamamen doldurmadan, emziksiz bir şekilde kapak ile sıkıca kapatınız. Poşetler ise lastik bir bant ile kapatılabilir. Sağdığınız ve poşetlediğiniz her sütün üzerine bebeğinizin ismini ve tarihi yazmayı unutmayın.

Sütün ısıtılması:
Soğuk süt akan ılık su altında veya bir biberon ısıtıcısında ısıtılabilir. Sütü fazla ısıtmayın. Bu, sütün kesilmesine ve bazı proteinlerin hasar görmesine neden olabilir. Sütü eritmek veya ısıtmak için mikrodalga fırınların kullanılması kesinlikle önerilmemektedir.

Donmuş sütü eritme:
Buzdolabında, yavaş olarak eritiniz. ( 100 cc. sütün erimesi birkaç saat sürebilir ).
Sıcak suyun altında bir kap içinde daha hızlı olarak eritmede yapılabilir. Kap içinde daha hızlı olarak eritme de yapılabilir.


Diğer önerilerimiz:
- Sütü bir saatten fazla oda ısısında bırakmayın.
- ikinci kullanımdan sonra kalan sütü atmalısınız.
- Eritilmiş sütü tekrar dondurmayın
- Sütü buzdolabının kapağına koymayın
- Sütler bir termos içinde, buz ile birlikte taşınmalıdır.

Anne sütünün saklanma süreleri:
- Sağdığınız sütü dondurmadan 72 saat ve dondurulmuş sütü erittikten sonra 24 saat buzdolabında (+ 1 ile +4 °C arasında) saklayabilirsiniz.
- Süt, tek kapılı buzdolabının buzluğunda (-7 ile -2°C arasında) 3 haftaya kadar, iki kapılı buzdolaplarının buzluğunda 3 ay saklanabilir.
- Sütünüzü derin dondurucuda (-18 °C nin altında) 6 aya kadar saklayabilirsiniz.






Evde Bebek Bakımı

Bebek doğduktan sonra ona nasıl bakacağınız hakkında pek çok sorularınız olacaktır. Burada, annelerimizin aklına en sık gelen sorulara yanıtlar vermeye çalışacağız.

Emzirme düzeni : Ilk haftalarda emzirme düzensizdir ve bebek her istediğinde emzirilmelidir. Her iki göğsü de eşit sürelerde emzirtmek idealdir. Ancak bu her zaman gerçekleşmez. Bebek bir seferde tek göğsü emerse bir sonraki sefer diğer taraftan emzirmek gerekir. Ilk 10 dakikadan sonra gelen süt daha yağlıdır; bebekte doygunluk hissi uyandırır. Bir göğsü emmesi bu nedenle yeterli olabilir. Günde yaklaşık 10-12 kere emmesi ve ilk 4-6 ay gece beslenmesi normaldir. Emzirilen bebeğe su vermek gerekmez. Meyve püresi ve pirinçli mama benzeri ekbesinler 6 aydan sonra verilmelidir.

Dışkı ve idrar sıklığı : Bebeğinizin ilk ayında dışkı sayısı fazladır (günde 6-8 kez). Anne sütüyle beslenen bebeklerin dışkıları cıvık olur. Dışkı ilk günler yeşilimsi, daha sonra altın sarısı renk alır. Mama ile beslenen bebeklerin dışkıları daha kıvamlı ve sıklığı daha azdır. Bu bebeklerde kabızlık da olabilir. Bebeğin günde en az 6-8 kez idrar yapması gerekir.Bu beslenmenin yeterli olduğunu gösterir. Bir iki ay sonra bebek 2-3 günde bir de dışkılıyabilir, buda normaldir. Alt değiştirme : Bebeğinizin altını sık değiştirin. Beslenme öncesi altı kirli ise veya bebek huzursuz ise bebeğinizin altını değiştirin. Beslenme ile barsak hareketleri artacaktır; bu nedenle beslenme sonrasıda bebeğinizin altını değiştirmeniz gerekebilir. bebeğin altını ıslak pamukla silebilir, çok kirli ise yıkayabilirsiniz. hazır silme bezleri, yolculuklarınızda pratik olacaktır. bebeğin cildi çok hassastır. Islak veya kirli bez uzun süre ( 3-4 saat ) kalırsa PİŞİK olur. Bu durumda bebek cildine uygun pişik kremi uygulayabilirsiniz. Unutmayın kız bebeklerin altları önden arkaya doğru temizlemek gerekir.
Göbek bakımı : Göbeğin ve çevresinin temiz ve kuru kalması gerekir. Göbek bağı kullanmayın. Günde 2-3 kere göbek kordonunu dibinden, alkollü pamuk ile silin. Göbeği bezin dışında bırakmaya dikkat edin. Göbek 7-14 gün içinde düşer. Düştükten sonra yerinde hafif bir kanama olması normaldir. Bu durumda alkol ile silebilirsiniz.
Bebek banyosu : Göbek düştükten 1 gün sonra banyo yaptırabilirsiniz. Göbek düşene kadar yumuşak bir bezle bebek cildini uygun bir sabunla silin ve daha sonra durulayın. Gün aşırı banyo yeterli olacaktır. Ancak ağzını, çenesini ve genital bölgesini sık sık ıslak, sabun- suz, yumuşak bir bezle silmeniz gerekir. Banyolarında içme suyu kullanmanız gerekmez.
Ancak cildinde yara varsa veya ameliyat geçirdiyse kaynamış ve ılıtılmış su kullanmanız gerekebilir. Bu konuda DOKTORUNUZUN TAVSİYELERİNİ almalısınız. Suyun ısısını, kolunuzun iç kısmını suya daldırarak test etmelisiniz. Banyo sonrasında cildi durulamak son derece önemlidir. Sabun bebek cildini tahriş edebilir

Cilt bakımı : Her banyo sonrası krem veya yağ sürmek gerekmez. Bebek cildi çok hassastır. Krem ve yağlar sürerek cildin terlemesi önlenirse, ufak sivilceler ve isilik tarzında döküntüler ortaya çıkabilir. Eğer cildi kurur ve çatlaklar gelişirse, bir bebek losyonu veya nemlendiricisini günde 2 kere sürebilirsiniz.Bebeğin cildi kuru ise çok banyo yaptırmayın.Banyonun suyuna bebe yağı eklemek de işe yarayabilir.

Tırnak bakımı : Bebeğin tırnağını, ona özel bir bebek tırnak makası ile kesebilirsiniz. Uzamış tırnaklarıyla bebek, yüzünü ve gözünün kornea tabakasını çizebilir. Bebek tırnak makasıyla tırnağın keskin ve sivriköşeleri de ince bir törpüyle yumuşatın. Bu işlemi yaparken ya- nınıza bir yardımcı a lmalısınız.

Hapşırık ve hıçkırıklar : Hapşırık, genze kaçan damlacıkları temizlemek üzere bir reaksiyon, hıçkırık ise solunum kası olan diyaframın uyarılması sonucu ortaya çıkan bir reflekstir. Hıçkıran bebek kısa süre ile emzirilirse bu refleks yavaşça kaybolur.

Yatma pozisyonu : Bebeğinizi sırtüstü yatırın. Son yıllardaki araştırmaların sonuçlarına göre sırtüstü yatış en güvenli yatma şeklidir. Bebeğin başını uyurken her iki yana çevirebilirsiniz. Bebek uyanıkken yüzükoyun yatırarak kollarının kuvvetlenmesine yardımcı olabilirsiniz. Yastık ve kuştüyü yorgan kullanmayın. Yorganını göğüs hizasına kadar örtün, başına çekmeyin. Bebeği fazlaca ısıtmayın. Yatağında yumuşak oyuncaklar bırakmayın. Bu önlemler SIDS denilen nedensiz beşik ölümlerini önlemek amacıyla tüm dünya bebeklerine önerilmektedir.

Oda ısısı : Sizin rahat ettiğiniz oda ısısında bebeğiniz de rahat edecektir. Zamanında doğan bebekler için 21 derece uygundur. Eğer klima kullanıyorsanız, bebeğin üzerine üflememek koşuluyla bebeği odada tutabilirsiniz. Unutmayın, bebek, kapı veya pencerenin aralanmasıyla, çok soğuk olmayan bir ortamda hemen üşümez. Üşüse de hasta olmaz. Aşırı ısıtma, beslenmeye isteksizlik ve uyku haline neden olur. Bebeğin elleri ve burnu soğuksa, ortam ısısı yetersiz demektir. Bu durumda vücut ısısına da bakılabilir. Uzerine bir battaniye örtülerek bebek ısıtılmalıdır. Devamlı soğuk olan bebekler iyi büyüyemezler.
Araba Koltuğu : Hastaneden evinize giderken ve bundan sonraki yolculuklarınızda yeni doğan bebekler için olan araba koltuğu kullanın.

Ziyaretler : ilk haftalarda yorucu ziyaretlerden kaçının. Bebek bakımı zor da olsa en kolay biçimde evde yapılır. Bebeği kalabalık gurupların içerisine sokmayın. Unutmayın, özellikle kış aylarında, kapalı ortamlarda, virüslerin neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarına çok sık rastlanır. Bebeğin hastalanmaması için öptürmeyin, kalabalıklara sokmayın,</SPAN> ufak çocuklardan uzak tutun. Annenin de lohusa döneminde kendini iyi koruması gerekir.
Eve giderken gerekenler :
Hastaneden çıkarken : Alt bezi, body (iç tulum), tulum, battaniye (tercihen delikli).

Evde : Pişik kremi, burun aspiratörü (gerekebilir), serum fizyolojik burun damlası, pamuk, pansuman alkolü, tırnak makası, bebek fırçası.
Diğer araç ve gereçler : Araba koltuğu (aynı zamanda ana kucağı gibi kullanılabilir), beşik, alt değiştirme masası, bebek banyosu.

Bebeğinizin ilk kontrolü : Taburcu olduktan bir hafta sonra yapılır. Bundan sonraki kontrol ve aşılar için doktorunuza danışınız. bebğiniz doktorunu ziyerat ettiğinde tam bir tıbbi muayeneden geçer. Yaşına göre büyüme ve gelişmesi izlenir. Her ay için beslenmesi değerlendirilir ve gerekli diyet önerileri verilir. Belirli dönemlerde kansızlık ve idrar yolu enfeksiyonu taraması, verem testi yapılır; işitme ve görme fonksiyonları değerlendirilir. Gerekli görüldüğünde ilgili uzmanlık alanlarına yönlendirilir. Zamanı geldiğinde ev kazalarından korunma, disiplin, tuvalet eğitimi, okula hazırlık, öğrenme güçlüğü, dikkatsizlik, davranış bozukluğu, cinsel ve sosyal gelişim konularında da aile desteklenir.

Şu durumlarda derhal doktorunuzu aramalısınız:
- Bebek 6-7 saat uyanmazsa,
- Kasık bölgesinde ağrılı şişlik olursa,
- Ateş, popodan, 38°Cnin üzerindeyse, (Fazla ısınmış olabilir. Önce üzerini açın. 15 dakika bekleyin ve sonra derece ile ölçün. Ateşi hala 38'in üzerindeyse hemen doktorunuzu arayın),
- Tüm vücuda yayılmış sarılık varsa,
- Bezlerinin dışına kadar taşan sıvı tarzında dışkılama (günde 3-4 defa) oluyorsa,
- Üst üste fışkırtır tarzda kusuyorsa...




KOLİK (AĞLAYAN BEBEK): Kolik ağlaması nedir?
Bebeklerin % 1O'unda kolik olur. Sebebi tam belli olmayan bu durumda, bebek kucakta tutulmak veya yatmak ister. Günde belli aralıklarla 2-3 kez gelebilen, sebebi açlık ya da hastalık olmayan ağlamadır. Bebek ağlama krizleri arasında çok iyidir. Genellikle kucağa alınınca susar.
2 hafta civarında başlar ve genellikle 3. ayda geçer.
Kolik, anne ve babanın kötü bakımı ile ilgili değildir, kendinizi suçlamayın. Kolik fazla gaz yapımı ile de ilgili değildir. Kolik karın ağrısı ile de ilgili değildir. Karın kaslarının daha sert olması nedeniyle bebek ağlarken bunları kullanır ve kendini kasar. Bu, karnı ağrıdığı anlamına gelmez. Bacaklarını , ellerini de aynı amaçla kasabilir.
Bebeğe zararı var mıdır?
Bebeğin huysuz olması ve ısrarlı ağlamasının ona zararı yoktur. Ağlama tamamen ortadan kaldırılmasa da ağlama süresi günler içinde azalır. En kötü ağlama krizleri 2. ayda birden başlar ve 3. ayda biter.
Böyle bebeklerin ileride çevresel uyaranlara daha duyarlı olabildikleri düşünülmektedir.
Bebeği nasıl sakinleştirebilirsiniz?
1 - Bebeğinizi, kucağınıza alın ve sakinleştirmeye çalışın; bu, bebeği gevşetir ve uyutur. Onu sakinleştirmek için;
* Sallanan sandalyede, salıncakta ya da kucakta sallayın,
* Kanguruya koyup gezdirin,
* Arabasında gezdirin.
2- Bebeği ağlayarak uyumaya bırakın.
* Yukarıda yapılanlarla bebek sakinleşmezse ve 30 dakika geçmişse ve karnı toksa, muhtemelen artık uyumak istiyordur.
* Etraftaki gürültüyü azaltın ve uyumaya bırakın. Sırt üstü yatağına yatırın, kapıyı kapatın, başka odaya gidin ve başka şeylerle meşgul olun. Biraz rahatsız olacak ama sonunda uyuyacaktır.
* Enerjinizi, çocuğunuzun gerçekten ihtiyacı olduğu zamana saklayın. Yatakta 15 dakikadan fazla ağlarsa tekrar kucağınıza alıp baştan bütün sakinleştirici metodları kullanın.
3- İlerki aylarda gelişebilecek uyku problemlerinden koruyun.
Bebeğinizin kolik ağlaması 3. ayda kesilmeyebilir. Uyku alışkanlığını edinmesi için, bebeğiniz hafif huysuz ancak henüz ağlamadan yatağa koyun ve kendi kendine uyumaya bırakın. Hem sallayıp, hem emzirerek uyutmaya çalışmayın. Kolik önlenemez ama uyku problemleri önlenebilir.
4- Gündüzden çok gece uykusunu arttırın.
Gündüz çok uzun uyutmaktan kaçının. Gündüz eğer uyku 3 saati geçerse hafifçe uyandırın, altını değiştirip besleyin. Bu, gece uykusunun az olmasını önler.
5- Aşağıdaki beslenme stratejilerini uygulayın..
* Bebeğinizi her ağladığında beslemeye çalışmayın. Aç olmak bebeğin ağlama sebeplerinden sadece biridir. Mide boşalması 2 saatten fazla sürer. Dolayısıyla her iki beslenme arası bu süreyi bekleyin.
Aksi halde kramp olabilir.
* Bebeğiniz eğer anne sütü alıyorsa kahve, çay, kola ve diğer uyarıcı içecekleri almayın.
* Eğer çocuğunuzun ishali, kusması, egzeması, nefes alırken hınltısı varsa veya ailede süt alerjisi hikayesi varsa bebeğiniz inek sütüne alerjik olabilir. Eğer anne sütüyle besliyorsanız inek sütü içmekten veya sütle yapılan yiyeceklerden bir hafta uzak durun ve bebeğinizin durumu iyileşiyor mu görün. Eğer mama ile besliyorsanız ve alerji belirtileri varsa doktorunuzu arayıp mamaya devam edip etmeyeceğinizi veya ilave tavsiyeleri sorun.
* Dinlenin ve kendinize bakın. Yorgunluk ve halsizlikten kaçının. Günde en az bir kere, gece uykusuz kalma ihtimaline karşı, uyuyun. Eşinizden, arkadaşınızdan veya yakın larınızdan yardım isteyin. Kolikli bebeğin bakımı 2 kişilik iştir. Arada bir bebek bakıcısı tutup evden dışarı çıkıp kafanızı dağıtın. Her gün birileriyle konuşup duygularınızı anlatın. Ağlayan bebek herkesi çaresiz bırakabilir!
6- Aşağıdaki sık yapılan hatalardan kaçının.
* Bebek anne sütü alıyorsa kesmeyin. Eğer bebeğinizin ekstra kaloriye ihtiyacı varsa doktorunuzla konuşup sütünüzü arttırmak için ne yapacağınızı öğrenin. Satılan bazı ilaçlar etkisizdir ve birçoğu da çocuk için zararlıdır, özellikle fenobarbital içerenler.
Bağırsak hareketlerini azaltan ilaçlar kabızlığa sebep olabilir. Gaz çıkarmaya yarayan ilaçlar son yapılan çalışmalara göre fazla yararlı olmamakla birlikte zararlı da değildir.
* Bebeğinizi su yatağında, koyun derisi halı üzerinde boncuk doldurulmuş yastıklara veya herhangi bir yumuşak yastık üzerine yüzükoyun yatırmayın. Bu yüzeyler ani ölüme, tıkanmaya ya da nefes almada zorluğa neden olabilir. Çok küçük bebekler nefes almak için başını yeteri kadar kaldıramayabilir.
* Poposuna gaz çıkartmak için termometre veya fitil sokmak devamlı yapıldığında anüs kasını tahriş edebilir, pek faydası da yoktur.

Eğer ;
* Çocuğunuz 2 saatten fazla devamlı ağlamışsa,
* Bebeğiniz 1 aydan küçük ve hastaysa,
* Bebeğinizi incitmekten korkuyorsanız,
* Bebeğiniz çok hasta gibi duruyorsa,
Doktorunuzu hemen arayın.

Eğer ;
* Ağlayan bebeğinizi sakinleştirınek için bir yol bulamadıysanız,
* Ağlama 4 aydan daha sonraya ulaşmışsa,
* Bebeğiniz yeteri kadar kilo alamıyor veya açsa,
* Veya başka şeyler düşünüyorsanız
Doktorunuzu arayınız.



YENİDOĞANDA SARILIK Her yenidoğan bebekte sarılık tehlikeli olabilir. Bazı risk faktörleri taşıyan bebeklerde sarılık tehlikeli olabilir. Yenidoğan servislerinde her yeni doğan bebeğin sarılık yönünden risklerinin araştırılıp gereken tedavilerin uygulanması gerekir.

Sarılık, vücutta bilirubin denilen sarı maddenin artması sonucu cildin ve gözün beyaz kısımlarının boyanmasıdır. Kanda bilirubin seviyesinin yükselmesiyle, vücut kademeli olarak baştan ayaklara doğru boyanır. Eğer bebeğin cildindeki sarılık göbek hizasını geçmişse, kandaki bilirubin düzeyine bakmak gerekir.

Bilirubin değerleri her bebek için farklı değerlendirilir. Bebeğin doğum haftası, kilosu, beslenme şekli, doğum sonrası kaç saatlik olduğu göz önünde bulundurulur. Sarılığın ilerlememesi için bebeğin iyi beslenmesi, bol dışkı ve idrar yapması şarttır. Anne-bebek arasındaki kan gurubu ilişkisini de mutlaka gözden geçirmek gerekir.

Yenidoğan döneminde çeşitli nedenlerle sarılık gelişebilir. En sık görülen fizyolojik (normal) sarılık, bebeklerin %50'sinden fazlasında ortaya çıkar. Sarılık 3. günden sonra başlar ve 2-3 hafta sürebilir. Diğer nedenler arasında yeterli beslenememe, anne sütü sarılığı ve kan uyuşmazlığı sayılabilir.

Sarılık artışını önlemek için sık emziriniz. Saat başı, 1-2 saatte bir... Bebeği 4 saatten fazla uyutmamalı, takviye gerekiyorsa şekerli su kullanılmamalı, doktorun uygun gördüğü bir mama verilmelidir.

Sarılığın tedavisi kolay ve mümkündür. Fototerapi en sık kullanılan tedavidir. Fototerapi cilde devamlı ışık sağlayan basit bir işlemdir. ışığın, gözün retina tabakasını yormaması için işlem sırasında bebeğin gözü bantlanır. Sarılık seviyesi hızla artış göstermiyorsa fototerapi sırasında annenin emzirmesine izin verilir.

Hastaneden taburcu olmadan her bebeğin sarılık seviyesine bakılır. Normalden fazla bulunursa fototerapiye alınır. Fototerapi sonrası tekrar yükselme olabilir. Bunun da kontrol edilmesi gerekir. Evde bebeğin rengi gittikçe sararırsa, bekletmeden sarılık seviyesine tekrar bakılmalıdır.

Sarılıkla ilgili şu durumlarda Doktorunuzu arayabilirsiniz :
Bebeğin rengi koyu sarı veya portakal rengine dönüşürse,

ilk haftalarda günde 1-2 kere dışkı yaparsa,

Günde sadece 3-4 kere idrar yaparsa,

Size göre sütünüz azsa, bebek aç, emzirme sonrası ağlıyorsa,

İlk ayın sonunda hala sarı ise.







Yenidoğan Sünneti

Sünnet penis başını çevreleyen derinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Yenidoğan sünneti "çan yöntemi" ile dikişsiz olarak, güvenle yapılabilmektedir.

Sünnetin faydaları, yapılan araştırmalarda tıbben zorunlu bir işlem olmamakla beraber gösterilmiştir. Sünnet ilk bir yaşta daha sık görülen idrar yolları enfeksiyonunu 10 kat azaltmaktadır. Hijyen daha kolay sağlanır ve penis ön derisinin yapışıklıkları önlenmiş olur. Penis kanseri ve AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların da riski azalmaktadır.

Sünnetin komplikasyonları enderdir. Yara yerinde kanama, enfeksiyon, derinin az kesilmesi ve hatalı iyileşme gibi sorunlar görülebilir.

Sünnet ağrılı bir işlemdir. Bu nedenle sünnetten yaklaşık bir saat önce penis başına EMLA denilen ağrı kesici bir krem sürülür.

Sünnet sonrası bakımı oldukça kolaydır. Sünnet işleminden iki üç saat sonra evinize gidebilirsiniz. Sünnet sonrasında antibiyotikli bir krem günde üç kez penis etrafına sürülür ve gazlı bezle kapatılır. Yara 1 hafta içinde iyileşir. Penis başında sarımsı bir akıntı ya da tabaka görülmesi normaldir, ancak bir haftadan uzun sürmemelidir.

Sünnet kararı alırsanız, çocuk doktorunuza haber veriniz. Bebeğin kanama yönünden riski olmadığını kanıtlamak için kan örneği alınacaktır. Eğer yapılacaksa, ilk bir ay içinde sünnet yapılmalıdır. Lütfen bu durumlarda doktorunuza haber verin :

- İşlem sonrası 8 saat içinde idrar yapamama veya damla damla yapma,

- Penis başının mor veya siyahımsı renk alması,

- Devam eden kanama,

- Ateşlenme veya halsizlik.








Doğumsal Kalça Çıkığı

Bebeklerin bir kısmının kalça ekleminde çıkığına yol açan sorunlar olabilir. Diğer bir deyişle uyluk kemiğinin üst ucu kalça ekleminin kapsülünden dışarı çıkabilir. Bebeğinizde böyle bir sorun olması durumunda bunun erken tespiti ve tedavisi son derece önemlidir.

Doğumsal kalça çıkığı 800 yenidoğan bebekten birinde görülür. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, hormonal, mekanik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Bebeklerin % 40’ında çift taraflı çıkık mevcuttur. Kızlarda erkeklere oranla altı kat daha sık görülür.

Kundaklama, bebeği ayaklarından tutarak baş aşağı sallama gibi uygulamalar eğilimi olan bebeklerde kalça çıkığına yol açabilir. Bu nedenle böyle geleneksel uygulamalardan kesinlikle kaçınmak gereklidir.

Doğumsal kalça çıkığı açısından riskli bebekler kimlerdir?

1) Ailede veya yakın akrabalarında kalça çıkığı mevcut olanlar. Bu durum mutlaka doktora bildirilmelidir.
2) Makat gelişi ile doğan bebekler veya anne karnında gebeliğin sonuna kadar başı yukarıda olacak şekilde kalan bebekler.
3) Boynunda bir yana doğru doğumsal eğrilik ‘’Tortikolis’’ olanlar.
4) Ayaklarında doğumsal ortopedik şekil bozuklukları olanlar.

Doğumsal kalça çıkığı nasıl tespit edilir?

Kalçada mevcut olan bir sorunu bakar bakmaz görmek her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle doktorunuz kontrol muayeneleri sırasında her defasında bebeğinizin kalçalarını da muayene edecektir.

Doktorunuz bebeğinizin kalçalarını muayene ederken uyluk kemiklerini nazikçe çekerek ve iterek kalça ekleminde gevşeklik olup olmadığını tespit eder. Daha büyük bebeklerde bebeğin bacaklarının kolayca açılıp açılmadığını kontrol eder.

Eğer bebeğiniz yenidoğan ise ve sorun çok ciddi değil ise iki hafta sonra tekrar kontrol muayenesi yapılacaktır. Ancak sorun daha ciddi ise veya kontrol muayenesinde de bir sorun tespit edilirse doktorunuz sizi ortopediste yönlendirecektir.

Bazen bebeğinizin kalçası ultrason ile görüntülenebilir. Dört aylıktan daha büyük bebekler için ise kalça ekleminin görüntülenmesi için röntgen filmi çekilebilir.

Doğumsal kalça çıkığı nasıl tedavi edilir?

Kalçadaki sorunların büyük bir kısmı ‘’Pavlik Bandajı’’ ile tedavi edilebilir. Bu bandaj bebeğinizin dizlerini birbirinden ayırarak karnına doğru çekilmesini sağlar. Bu bandaj ile tedavi edilen bebeğiniz her hafta doktorunuz tarafından kontrol edilecek ve uyluk kemiğinin kalça eklemi içerisine yerleşip yerleşmediği gözlenecektir ve eğer yerleşmişse bu bandaj gece gündüz 2-3 ay kadar kullanılacaktır.

Kalça çıkığı olan her yirmi bebekten birinde tedavi için bandaj yeterli olmaz. Böyle bir durumda bebeğinize alçı uygulaması ve bacakların askıya alınması gerekli olabilir. Bazen de kalça çıkığının tedavisi için ameliyat gerekebilir.

Ne zaman doktora başvurmalısınız?
Bebeğiniz kalça çıkığı açısından riskli grupta ise ve ultrasonografi kontrolü yapılmadıysa.
Bebeğinizin bacaklarının boyu birbirine eşit değilse.
Yürümeye başlayan bebeğinizde topallama farkediyorsanız doktorunuza başvurmalısınız.




Bebeklerde gaz problemi

1) Bebeklerde gaz problemi neden olur?

Bebeklerin yaklaşık %20 sinde, 3 hafta-4 ay arasında görülen, sıklıkla akşamları, durdurulamayan ağlama nöbetleri şeklinde kendini gösteren ve kolik diye adlandırılan durumun esas nedeni çok iyi bilinmemektedir. Bazı teoriler vardır:
Davranışsal: Bebeği beslerken doğru pozisyonda tutamamak ve böylece çok hava yutmasına sebep olmak, besledikten sonra gazını iyi çıkaramamak
Organik: Karbonhidrat sindirimindeki yetersizlikler, barsak hareketlerini sağlayan sinir sisteminin henüz yeteri kadar gelişmemiş olması, mideden yemek borusuna kaçaklar
Psikolojik: Anne ve babanın acemiliği ve buna bağlı huzursuzluğu, annenin doğum sonrası depresyonu, stres, bebeğin dışarıdan gelen ses, görüntü, hislerle baş etmeyi becerememesi gibi etkenler sorumlu tutulmaktadır.
Ancak genel eğilim, bunun kendiliğinden 3-4 aylıkken geçecek bir gelişim süreci olduğunu kabullenmek yönündedir.
2) Anne sütü ile beslenen çocuklarda mı yoksa mama alan bebeklerde mi daha çok görülür?

- Gaz görülme sıklığı anne sütü veya mama alan bebekler arasında fark göstermemektedir.


3) Kaç aylık olana kadar bebekler gaz probleminden şikayetçidir?

- Bebeklerin gaz problemleri genellikle 3-4 aylıkken kendiliğinden geçer.


4) Anne ve babaların ilk etapta yapmaları gerekenler nelerdir?

- Anne ve babaların gaz için alabilecekleri bazı önlemler var, fakat gaz, bazı bebeklerde ne yaparsanız yapın oluyor ve 3-4 aylıkken kendiliğinden geçiyor. Bunu bir gelişim süreci olduğunu bilmek ve paniğe ve ümitsizliğe kapılmamak en önemli noktadır. Alınabilecek önlemlerden bazıları şunlardır:
Eğer anne bebeğini emziriyorsa, kendine gaz yapan yiyeceklerden uzak durmalı. Örneğin, soğan, kuru fasulye, karnabahar, brokoli, kepekli yiyecekler, lahana, portakal, limon, greyfurt. Kafein içeren içecekler, çikolata, çay hem gaz yapar, hem de bebekte uykusuzluğa ve huzursuzluğa sebep olur. Ayrıca anne nikotin, yani sigara kullanmamalıdır. Bazı alerjik bünyeli ( özellikle alerjik deri döküntüsü, egzama, saman nezlesi ve astımı olan) anneler, inek sütü içeren yiyecekleri (süt, yoğurt, peynir, hatta tereyağı) aldığı takdirde bebekte hem fazla gaz, hem de ishal,deri döküntüsü, burun akıntısı, öksürük gibi alerjik belirtiler olabilir. Emziren anneler bebeklerinde aşırı gaz olduğunda, kendi diyetlerindeki bu maddeleri gözden geçirmeli ve bir süre için bunları kesmelidir (özellikle bebek 4 aylık olup, gaz problemi geçene kadar).
Eğer bebek mama ile besleniyorsa, inek sütü bazlı mamalar gaz yapıyor olabilir. Bu durumda, bebeğin doktoru ile görüşüp, mama değişikliği tartışılabilir.
Eğer bebek biberonla besleniyorsa, çok küçük veya çok büyük delikli emzikler, bebeğin fazla hava yutmasına ve çok gazı olmasına sebep olur.
Bazen emzik vermek işe yarayabilir.
Beslenme sırasında, her 5-10 dakikada bir veya bir göğüsten diğerine geçerken ve mutlaka beslenme bittikten sonra bebeğin gazı çıkarılmalıdır.
Gaz sanc ıları tuttuğunda, anne-baba sakin olmalı, bebeği kucağına alıp, ninniler mırıldanıp, kucağında gezdirmeli. Ritmik hareketler ve devamlı sesler ( elektrik süpürgesi veya saç kurutma makinesinin sesi gibi) sakinleştirici olabilir. Evde çılgınlar gibi bağıran bebek, doktora gitmek için arabaya biner binmez susar, yani araba ile gezdirmek de iyi bir fikirdir.
Bebeğin karnını, sırtını ovmak, anne-baba yanındayken onu yüzüstü yatırmak (Dikkat! Uyurken mutlaka sırt üstü yatıyor olmalıdır!), veya anne-babanın bebeği kendi göğsü üzerine yatırması da işe yarayabilir.
Bebeğin, ayakların ve karnına sıcak havlu veya havlu içinde yakmayacak sıcaklıkta su torbası konulabilir.
Ilık bir banyo, özellikle de en çok sancının olduğu akşam saatlerinin hemen öncesinde, bebeği sakinleştirip, sancıları önleyebilir.
Anne sütü alan ve 6 aylıktan küçük bebeklerde, anne sütü dışında bir şey verilmesi önerilmese de bazen papatya, rezene çayları işe yarar.
5) Gaz sancısı geçmeyen çocuklar için yapılması gerekenler nelerdir? Doktora götürmek gerekir mi?

- Huzursuzluk ve ağlama nöbetleri ilk başladığı zaman, doktora götürüp tüm tablonun gaza bağlı olduğuna, başka bir problemi olmadığına emin olduktan sonra yukarıda sayılan yöntemler denenebilir. Eğer hiçbir şey işe yaramıyorsa, bunun geçici bir olay olduğunu, bebeğin iyi olduğunu düşünerek onu biraz yalnız bırakmak veya başkalarından yardım isteyip, biraz bebeğin olduğu ortamdan uzaklaşmak anne-baba için yapılabilecek en iyi iştir.

6) Gaza karşı ilaç vermek doğru mudur?

- Gaza karşı kullanılabilecek çeşitli ilaçlar vardır. Bir kısmı ciddi yan etkilere sebep olabilir. İlaç kullanmadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır.


Makaleler: Bebeklerde görülen doğumsal Tiroit Yetmezliği ve doğan bebekte Tiroit Taraması
Doğumsal tiroit yetmezliğinin dünyada en yaygın nedeni iyot yetmezliğidir. Annenin yeteri kadar iyot almaması doğan bebekte tiroit bezi yetmezliğine neden olur.

Bebeğin tiroit bezinin hormon yapması için anne karnınday
ken anneden göbek kordonuyla yeteri kadar iyot alması gerekir. Annede iyot az olunca bebeğe de az iyot geçtiğinden bebek yeteri kadar tiroit hormonu yapamaz.

Doğumsal tiroit yetmezliği Türkiye’de her 4000 doğumda 1 görülür. Kız bebeklerde erkek bebeklere göre 2 kat daha fazla doğumsal tiroit yetmezliği görülmektedir. Doğumsal hipotiroidinin diğer nedenleri % 85 hastada tiroit bezinde anormallikler olmasına (bezin tamamen yokluğu veya bir kısmının yokluğu gibi) ya da % 15 hastada hormon yapımındaki genetik bozukluklara bağlıdır.

Doğumsal tiroit yetmezliği olup olmadığını anlamak için tüm bebeklerde doğum sonrası topuktan alınan kanda TSH hormonu ölçümünü yapmak gerekir. TSH yüksek çıkarsa bir ay sonra tekrar hormon kontrolü yapılır ve duruma göre tedaviye karar verilir.
Doğumsal hipotiroidisi olan ve tedavi edilmemiş bir hastada gelişme geriliği ve yüzde şişlik dikkati çekmektedir

Yeni Doğan Bebeklerde Tiroit Hormon Taraması Mutlaka Yapılmalıdır
Bebeklerde hipotiroidi doğumsal olarak ortaya çıkabilir. Bu bebekler hemen tedavi edilmez ise zeka geriliği, boy kısalığı, el ve yüzde şişlik, sağırlık, ve sinir sistemiyle ilgili bozukluklar oluşur ve sonradan tedaviye başlansa bile bu hasarlar düzelmez.

Türkiye’de yeni doğan her 4000 bebekten birisinde hipotiroidi vardır. Doğumsal tiroit yetmezliği çoğunlukla tiroit bezi yokluğu veya hormon yapım bozukluğu nedeniyle oluşur.
Bu bebeklerde solunum sıkıntısı, dilde büyüklük, göbek fıtığı, morarma, sarılık, beslenmenin kötü olması, at kişnemesi gibi ağlama ve kemik gelişim bozukluğu vardır.
Bebeklerde hipotiroidi taraması topuktan filtre kağıdına kan damlatılarak yapılır. İlk ölçümde TSH hormonu 30 IU/L’den yüksek çıkarsa çocuk 1 ay sonra tekrar çağrılır ve serbest T4 ve TSH hormon düzeylerine bakılır. T4 düşük ve TSH 30’dan yüksek bulunursa hipotiroidi yani tiroit bezi yetmezliği tanısı konarak hemen tiroit ilacı ile tedavisine başlanır. Bu çocukların tedavisi için Tıp Fakültelerinde veya diğer hastanelerde bulunan Çocuk Endokrinolojisi bölümüne başvurmanız ve takiplerinin orada yapılması daha uygundur.
Çocuklarda tedavi edilmeyen tiroit yetmezliği büyümeyi engeller, boy kısa kalır ve zeka gelişimi geri kalır. Bu çocuklar erken yaşta ergenliğe girebilir.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst