Bir şey gizliyken açığa çıkmak, açık olmak, yüksek ve gâlip olmak, üzerine çıkmak, bir şeye vâkıf ve nâil olmak, kahretmek, yardım etmek anlamlarındaki "z-h-r" kökünden türeyen zâhir, açık, vâzıh ve âşikâr; gizli olmak, içerde olmak, içine nüfuz etmek, girmek ve bir şeyin iç yüzünü bilmek anlamındaki "b-t-n" kökünden türeyen bâtın ise gizli, açık olmayan demektir.
Allah'ın sıfatlarından olan zâhir ve bâtın, "O zâhirdir ve bâtındır..." (Hadîd, 57/3) âyeti ile Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetlerinde geçmiştir (Tirmizî, Deavat, 83; İbn Mâce, Dua, 10).
Allah'ın sıfatı olarak zâhir, varlığı her şeyden âşikâr olan, her şeye galip gelen, her şeyden yüce olan; bâtın ise, hakikati akılla idrak olunamayan, hayal ile tahayyül edilemeyen, duygularla hissedilmeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen demektir.
Allah; fiilleriyle zâhir, açık, bilinen, inkârı mümkün olmayan varlıktır. Her şey O'nun varlığına delâlet eder. Zâhir ismi bunu ifade eder. Ancak Allah'ın zâtını bilmek, künhüne vakıf olmak mümkün değildir. İnsan aklı buna yetmez. Bâtın ismi de bunu ifade eder. (İ.K.)
alıntı
Allah'ın sıfatlarından olan zâhir ve bâtın, "O zâhirdir ve bâtındır..." (Hadîd, 57/3) âyeti ile Tirmizî ve İbn Mâce'nin el-esmâü'l-hüsnâ ile ilgili rivâyetlerinde geçmiştir (Tirmizî, Deavat, 83; İbn Mâce, Dua, 10).
Allah'ın sıfatı olarak zâhir, varlığı her şeyden âşikâr olan, her şeye galip gelen, her şeyden yüce olan; bâtın ise, hakikati akılla idrak olunamayan, hayal ile tahayyül edilemeyen, duygularla hissedilmeyen, her şeyin iç yüzünü, sırlarını bilen demektir.
Allah; fiilleriyle zâhir, açık, bilinen, inkârı mümkün olmayan varlıktır. Her şey O'nun varlığına delâlet eder. Zâhir ismi bunu ifade eder. Ancak Allah'ın zâtını bilmek, künhüne vakıf olmak mümkün değildir. İnsan aklı buna yetmez. Bâtın ismi de bunu ifade eder. (İ.K.)
alıntı