Zaman mefhumu insanın fiil, ibadet ve davranışlarıyla iç içedir. Bu yönüyle zaman sözlükte devir, çağ, mevsim, ay, hafta, gün, saat, mehil, uzun veya kısa olan vakit demektir. Kur'ân ve sünnet zamana sık sık atıfta bulunmaktadır. Her ne kadar Kur'ân'da zaman kelimesi geçmiyorsa da aynı anlamı ifade eden asr, dehr, ahkab, karn, kurûn, saat, lemhu'l-basar, hîn, huld, ebediyet, sene, sermed, yevm, leyl, fecr ve vakt gibi kelimeler toplam 513 yerde geçmektedir.
Zaman takvimle ve saatle ölçülür. Takvim bize namaz, oruç, hac ve zekat gibi farz ibadetlerin yerine getirilmesiyle ilgili vakitleri bildirmektedir. Yüce Allah bu hususta şöyle buyurmuştur: "Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır?" (Tevbe, 9/36) Cenab-ı Hak gökleri ve yeri yarattığı zaman Ay'ın hareketini öyle ayarlamıştır ki ay sistemine göre bir yılda on iki ay meydana gelmiş ve bir yıl 355 gün olmuştur. Yine başka bir âyette de hilalin doğuşunun, gelişmesinin ve batışının, hac takvimi için bir ölçü olduğunu bildirilmiştir. "Sana hilal şeklinde yeni doğan ayları soruyorlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir?" (Bakara, 2/189).
Zamanın insan için çok kıymetli bir nimet olduğu bildirilmiştir. Kişi ömrünün her anını daha verimli ve bereketli hale getirebilir. Genelde insan ömrü çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık ve düşkünlük olmak üzere beş safhaya ayrılmıştır. Bu safhaların her birinde ayrı görev ve sorumluluklar olduğu şu hadiste açıklanmıştır: "Kişi kıyamet gününde şu hususlardan sorulacaktır. Bunların cevabını vermeden hiçbir yere adım atamayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini ne işte harcadığından, malını nereden kazanıp nerelere harcadığından, öğrendiği ile ne derece amel ettiğinden." (Tirmizi, Kıyamet, 1). (F.K.)
alıntı
Zaman takvimle ve saatle ölçülür. Takvim bize namaz, oruç, hac ve zekat gibi farz ibadetlerin yerine getirilmesiyle ilgili vakitleri bildirmektedir. Yüce Allah bu hususta şöyle buyurmuştur: "Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır?" (Tevbe, 9/36) Cenab-ı Hak gökleri ve yeri yarattığı zaman Ay'ın hareketini öyle ayarlamıştır ki ay sistemine göre bir yılda on iki ay meydana gelmiş ve bir yıl 355 gün olmuştur. Yine başka bir âyette de hilalin doğuşunun, gelişmesinin ve batışının, hac takvimi için bir ölçü olduğunu bildirilmiştir. "Sana hilal şeklinde yeni doğan ayları soruyorlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir?" (Bakara, 2/189).
Zamanın insan için çok kıymetli bir nimet olduğu bildirilmiştir. Kişi ömrünün her anını daha verimli ve bereketli hale getirebilir. Genelde insan ömrü çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık ve düşkünlük olmak üzere beş safhaya ayrılmıştır. Bu safhaların her birinde ayrı görev ve sorumluluklar olduğu şu hadiste açıklanmıştır: "Kişi kıyamet gününde şu hususlardan sorulacaktır. Bunların cevabını vermeden hiçbir yere adım atamayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini ne işte harcadığından, malını nereden kazanıp nerelere harcadığından, öğrendiği ile ne derece amel ettiğinden." (Tirmizi, Kıyamet, 1). (F.K.)
alıntı