Yukarı çıkmak, yükselmek, yüksek olmak anlamlarındaki "urûc" kökünden türeyen meâric, mi'rac kelimesinin çoğulu olup sözlükte merdiven, asansör, yükseğe çıkma vasıtası veya çıkılacak dereceler, mertebeler, yükseklikler, zû'l-meâric ise bunların sahibi demektir.
Bu tabir Kur'ân'da sadece, Meâric sûresinin 3. âyetinde geçmiştir. Meâricten maksat İbn Abbas'a göre semalar, Katade'ye göre, yükseklikler ve yüksek lütuflar, nimetlerdir. Veya meâric; cennette Allah, dostlarına ihsan ettiği dereceler veya manevî mertebelerdir.
Meâric maddî ve manevî bütün dereceleri, Cibril ve meleklerin inip çıktığı cismânî ve rûhânî âlemi, zû'l-meâric ise, Allah'ın bunların hepsinin sahibi, maliki, mercîi ve müntehası olduğunu, bunların hepsinden yüksek ve yüce oluşunu ifade eder. Zû'l-meâric, vasfı, zü'l-arş vasfı gibidir. (İ.K.)
alıntı
Bu tabir Kur'ân'da sadece, Meâric sûresinin 3. âyetinde geçmiştir. Meâricten maksat İbn Abbas'a göre semalar, Katade'ye göre, yükseklikler ve yüksek lütuflar, nimetlerdir. Veya meâric; cennette Allah, dostlarına ihsan ettiği dereceler veya manevî mertebelerdir.
Meâric maddî ve manevî bütün dereceleri, Cibril ve meleklerin inip çıktığı cismânî ve rûhânî âlemi, zû'l-meâric ise, Allah'ın bunların hepsinin sahibi, maliki, mercîi ve müntehası olduğunu, bunların hepsinden yüksek ve yüce oluşunu ifade eder. Zû'l-meâric, vasfı, zü'l-arş vasfı gibidir. (İ.K.)
alıntı