Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Alış Veriş Bilgileri

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Alacağı bağışlamak

Sual: Fakir birinde alacağım var. Ödeyemiyor. Almasam sadaka yerine geçer mi? Bağışlamanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Müşteriniz fakir ise hediyeniz sadaka olur. Alacağı bağışlamak çok sevaptır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hiçbir himayenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allahü teâlânın himayesine girmek isteyen, alacağını bağışlasın!) [Taberani]

(Alacağını bağışlayan, kıyamet günü Allahü teâlânın himayesindedir.)
[Begavi]

(Kıyamete Allahü teâlânın himaye edeceği insanların ilki, eline geçinceye kadar fakirdeki alacağını erteleyen veya Allah rızası için alacağını bağışlayan ve senedini yırtıp atandır.)
[Taberani]

(Veren el, alan elden üstündür.)
[İbni Huzeyme]
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Alış verişte yemin etmek

Sual: Bir malı beğendirmek gayesiyle yemin etmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Doğru da olsa, alış veriş yaparken yemin etmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Malını, yemin ederek beğendirene kıyamette merhamet edilmeyecektir.) [Müslim]

(Alış-verişte
"Vallahi böyle, billahi öyle değildir" diye yemin edenlere ve sanatkârdan, "Yarın gel, öbür gün gel" diye sözünde durmayanlara yazıklar olsun!) [Deylemi]

(Yalan yemin ile mal çok satılsa da böyle kazancın bereketi olmaz.)
[Buhari]

(Alıcı ile satıcı birbirine doğru söyleyip, nasihat edince, kazançları bereketli olur, malın kusurunu gizleyip, yalan söyledikleri zaman bu bereket kalkar.)
[Buhari]

(Alış verişte çok yemin etmek, malın bereketini giderir.)
[Müslim]

(Bir zaman gelecek ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helalini, haramını düşünmeyeceklerdir.)
[R. Nasıhin]

Malını müşteriye gösterirken tüccarın Allah demesi, Kelime-i tevhid okuması günahtır. Bunları para kazanmaya alet etmek olur. (El-İhtiyar)

(El-İhtiyar) kitabındaki bu ifadeden, müşteri çekmek gayesiyle dükkanına dini levhalar asmak da, dini ticarete alet etmek olacağı anlaşılmaktadır. Hele dinden imandan habersiz kimselerin bu hareketi, din istismarı olur.

Akıllı, ahiretin sonsuz kazancını dünyanın geçici kârı ile değiştirmez. Bütün iyiliklerin, dinin emirlerine uymakta ve yerine getirmekte olduğunu bilir.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Başlık parasıSual: Başlık parası almakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Kızın babasının veya akrabasının nikaha veya kızı vermeye razı olmaları için damattan istedikleri para veya mal rüşvet olur. Rüşvet ise haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Rüşvet alan da, veren de Cehennemdedir.) [Taberani]

Erkek de, kız da evlattır. İnsan evladının mesut olması için elinden gelen yardımı yapmalı, damattan para almak yerine, gücünün yettiği nispette damada yardım etmelidir! Kız evladın kıymeti büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kimin kız çocukları olur, onların sıkıntılarına katlanır, iyi yetiştirir ve dengi ile evlendirirse, bu kız çocukları onun için Cehenneme perde olur.) [Tirmizi]

(Kız çocuklarını hor görmeyin; çünkü ben kızlar babasıyım.)
[M.Cinan]
(Allahü teâlâdan zahmetsiz çocuk istedim. Bana kız çocukları verdi.) [Şir’a]
(İlk çocuğunun kız olması, kadının bereketindendir.) [İbni Asakir]

Başlık parası yüzünden evlenemeyenler, kötü yola düşenler görülmektedir. Evliliği zorlaştırmak günahtır.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Bâtıl olan satışlar

Sual: Alış veriş yapıyoruz. Ama dinimizin bu husustaki hükümlerini bilmiyoruz. Bu ilim bilinmezse ne olur?
CEVAP
Alış veriş ilmi bilinmezse günaha girilir. Bazı fasid satışlar, gayri müslim ülkelerde caizdir; fakat bâtıl olan satışlar, gayri müslim ülkelerde de caiz değildir, haramdır.
Bâtıl satışlardan bazıları şunlardır:
1- Mal sayılmayan şeylerin satılması bâtıldır. Mesela kan, kendi ölmüş hayvanın leşi mal değildir.

2-
Mülkü olmayan şeyi satmak bâtıldır. Mesela denizdeki balığı yakalamadan önce satmak bâtıldır. Satış yaptıktan sonra balıkları tutup müşteriye verse yine sahih olmaz. Balıkları tuttuktan sonra satılır.

3-
Henüz yavru doğmadan ve ineğin memesindeki sütü sağmadan önce satmak bâtıldır. Memedeki sütü satabilmek için, ineğin sahibine, sütün değerine yakın bir para ödünç verilir. İneğin sahibi de hayvanından çıkan sütü her gün ödünç verir. Sonra takas yolu ile ödeşirler.

4-
Ağaçta belirmemiş olan meyveyi satmak bâtıldır.

5-
Yedi yaşından küçük çocuğun alış verişi bâtıldır. [Ancak çocuğun eve getirdiği şeyleri ana veya babası görüp razı olursa alış verişi sahih olur.]

6-
Canlı hayvanın etini tartı ile satmak bâtıldır. [Fakat, satıcı tartıp hesap eder, şu kadar lira der. Alıcı da, bu koyuna o kadar lira veriyorum derse mahzuru olmaz.]

7-
Ayakkabıyı, henüz yapmadan satmak bâtıldır. Ismarlama sûreti ile yapmak caizdir

8-
Leş derisini dabağlamadan satmak bâtıldır. Leşin kemikleri, boynuzu, tüyü, kılı satılır. Domuzdan başka eti yenmeyen hayvanları ve haşaratı ve balıktan başka deniz hayvanlarını, ancak kullanmaları faydalı olduğu zaman satmak caiz olur. Domuzdan başka eti yenmeyen hayvanlar Besmele ile kesilince veya avlayınca derisi temiz olur.

9-
Bir binanın üst katı yıkıldıktan sonra, yalnız bu üst katını satmak bâtıldır. Çünkü, mal kalmamıştır. Mevcut olan mal satılır. Hak, yalnız olarak satılmaz. Bunun için, alınacak maaşı almadan önce satmak, bunların çeklerini bankaya kırdırmak bâtıldır.

10-
Bir kimse, cinsini söyleyerek bir şey satsa, bu şey başka cinsten çıksa, satış bâtıl olur. Mesela bulgur diye alıp, pirinç çıksa, bâtıl olur.

11-
Kaybolan eşyayı satmak bâtıldır.

12-
Falan şey olursa veya olmazsa, bu malı sana sattım diye satış yapmak bâtıl olur. [Mesela Polatlı il olursa, bu malı sana bin dolara sattım veya deprem olmazsa, bu evi sana 20 milyara sattım demek gibi]

13-
Satıcıya ve müşteriye faydası olmayan şartla alış veriş sahih olup, şart edilen şey yapılmaz. Mesela, binmemek şartı ile bir hayvanı satmak, müşterinin kendi giymemesi şartı ile elbise satmak, başkasına satmamak veya hediye etmemek şartı ile satın almak sahih olup, bu şartların hepsi boştur, yapılmaz. Mesela kesmek şartı ile koç satın almak sahihtir; fakat şart geçersizdir. Bir malı, bu şehirde satmamak şartı ile satın almak sahih olup, şart bâtıldır. Bir evi yıkmak şartı ile satın almak sahih; fakat şart bâtıldır, yani yıkmak gerekmez.

14-
Bir satışta, malın ve paranın ikisi de deyn olursa, alış veriş sahih olmaz, bâtıl olur. Deyni, deyn karşılığı satmak bâtıldır. Bunun için, her çeşit alacak, teslim alınmadan önce, hiç kimseye veresiye satılamaz. [Kendinde bulunan mala Ayn, kendinde bulunmayana Deyn denir]

15-
Ücret ile ibadet yaptırmak veya ibadetin sevabını başkasına satmak bâtıldır
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Bereketli olsun

Sual: Halk arasında, "Geliri az ama bereketlidir" ve "Bereketli olsun, bereketini bul" gibi sözler söyleniyor. Bereketin dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Bereket, az malın çok faydası olmak, çok işe yaramak demektir. Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına yarar. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahirette felaketine sebep olur.
O halde malın çok olmasını değil, bereketli olmasını istemelidir! (K.Saadet)

Bereketin dinimizdeki önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Alış verişte çok yemin etmek, malın bereketini giderir.) [Müslim]
(Ticarette bereket vardır, ticarete yalan, hıyanet karışınca bereket gider.) [Buhari]

(Evinden erken çıkanın işi bereketli olur.)
[Bezzar]
(Namaz kılanın rızkı bereketli olur, kılmayanın bereketsiz olur.) [M.Cenne]

(Vadeli alış verişte, ödünç vermekte ve arpa karışmış ekmekte bereket vardır.)
[İ.Mace]
(Şarkıcı ve faizcilerin kazancında bereket olmaz.) [Deylemi]

(Rızkına razı olanın bereketi artar, razı olmayanınki bereketsiz olur.)
[Ahmed]
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Borçluya mühlet vermek

Sual: Borcunu ödeyemeyene, mühlet vermek gerekir mi?
CEVAP
Borcunu gerçekten ödeyemeyenlere mühlet vermek çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamet gününün dehşetinden kurtulmak ve Allahü teâlânın himayesine sığınmak isteyen, darda kalan borçluya mühlet versin!) [Taberani]

(Darda olanı feraha kavuşturan veya böyle bir kimsenin borcunu ödeyeni, Allahü teâlâ kıyamet gününün dehşet, korku ve sıkıntılarından kurtarır.)
[Müslim]

(Fakir borçluya, borcunu ödemesi için kolaylık gösterene, her gün o borç miktarı kadar sadaka sevabı yazılır.)
[İ.Ahmed]

(Bir kimse, borcunu ödeyebileceği vakte kadar fakire mühlet verse, günahlarından tevbe etmesi için Allahü teâlâ da ona mühlet verir.)
[Taberani]

(Musibetten kurtulmak, istediğine kavuşmak ve Arşın gölgesine sığınmak isteyen, eli darda olanın borcunun vâdesini uzatsın veya o borcu bağışlasın!)
[Abdürrezzak]

(Kıyamette günahı çok bir müslümanı hesaba çekerler. O kimse de
(Benim hiç iyiliğim yoktur. Sadece çırağıma, "Fakir olan borçluları sıkıştırma, ne zaman ellerine geçerse, o zaman vermelerini söyle, bir şey isterlerse yine ver, boş çevirme!" diye söylerdim) der. Allahü teâlâ da, o kimseyi affederek buyurur ki: (Ey kulum, bugün sen fakir, muhtaçsın. Sen dünyada benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana acırız.) [Buhari]

Sual: Bazı kimselerde alacağım var. Verecek güçleri yok. Vermeleri için sıkıştırsam günah olur mu?
CEVAP
Her zaman alacağınızı istemek hakkınızdır. Ancak borcunu veremeyen fakirleri sıkıştırmamak çok iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmak isteyen, eli darda olana, alacağını tehir etsin veya bağışlasın!) [Müslim]

(Bir müslümana Allah rızası için ödünç verene, her gün için sadaka sevabı verilir. Fakirden alacağını çabuk istemeyene, her gün için malın hepsini sadaka vermiş gibi sevap verilir.)
[Hakim]

(Kim, fakirdeki alacağını tehir eder veya bağışlarsa, Allahü teâlâ da, kıyamet günü onu kendi himayesine alır.)
[Taberani]
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Borcu geciktirme cezası

Sual: Kredi kartını gününde ödeyemezsek, bizden aldıkları fazlalık faiz değil mi?
CEVAP
Faiz değil geciktirme cezasıdır.

Sual:
Müteahhit yapacağı evi, anlaşma tarihinde teslim etmezse, geciken her gün için belli bir gecikme tazminatı vermesini şartnameye koymak ve geciktiği takdirde gecikme tazminatı almak caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir. Ancak, vaktinde ödenmeyen alacak için caiz olmaz. Çünkü alacak, evi teslim etmeye benzemez. Alacağını tehir ederek fazla istemek faiz olur. Alacaklının zarar etmemesi için, paranın o günkü kıymeti altın olarak hesaplanır. Ödeneceği gün, altın olarak verilir. Dolara veya herhangi bir eşyaya göre hesaplanmaz. Kıymet denilince, altın anlaşılır, başka mal ve para anlaşılmaz. Çünkü eşyanın kıymeti altın ile anlaşılır. (Keşfi rümuz-i gurer)

Sual: Bir hoca, “Elektrik, doğalgaz, su parasını geciktikten sonra ödenince alınan fazlalık faizdir, büyük günahtır. Kredi kartlarını zamanında ödemeyince de alınan fazlalık da böyledir” dedi. Unutuyoruz veya o an için para bulamıyoruz, gecikince niye büyük günah oluyor?
CEVAP
Bunlar gecikme cezasıdır. Mesela şu anda önümde İSKİ’nın su faturası var. Gecikme cezası diye yazıyor. Ötekiler de gecikme cezasıdır. Kırmızı ışıkta geçince ceza yazarlar, adına faiz dense de cezadır. Bir malı belli bir kârla satan kimse, (Şu kadar kâr alıyorum) yerine (Şu kadar faiz alıyorum) dese faiz olmaz. Bankalar gecikme cezasına faiz demekle faiz olmuş olmaz. Zaruretsiz gecikme cezasına çarpılmak da günahtır. O ayrıdır. Gecikme cezalarına faz denilse de, faiz olmaz.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Borcu geciktirmek

Sual: Borcu ödemeyip geciktirmek günah mıdır?
CEVAP
Borcunu vaktinde ödemeyen kimsenin, gelip mühlet istemesi gerekir. Ödeme imkanı olduğu halde, borcunu geciktirmek günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Herhangi bir kimse, imkanı olduğu halde, borcunu vermeyip geciktirirse, [borcunu verinceye kadar] her gün amel defterine zulmetme günahı yazılır.) [Taberani]

(Ödememek niyetiyle borçlanan, Kıyamete hırsız olarak gelir.)
[İ Mace]

(Aldığı borcu ödemek istemeyene Allahü teâlâ, kıyamette,
“Bu kimsenin hakkını sende bırakacağımı mı zannettin?” buyurarak, o kimsenin iyi amellerini alıp diğerine verir. Eğer borcunu vermeyenin iyi ameli yoksa, borç verenin kötü amellerini, günahlarını borçluya yükler.) [Taberani]

(Zenginin
[ödeme imkanı olanın] borcunu ödemeyip, oyalaması zulümdür.) [Buhari]
[Borcu vaktinde ödememeye zulüm, ödemeyene de zalim denmiştir.]

(Allahü teâlâ zalim zengini sevmez, ona buğzeder.)
[Bezzar]

Borcu olan, borcunu ödemeden sadaka vermemelidir. Çünkü hadis-i şerifte, (Borcu var iken verilen sadaka kabul olmaz) buyuruldu. (Buhari)

Verilmeyen zekat da borçtur. Borcu ödemek, zekat vermek farzdır. Zekat borcu olanın verdiği sadaka kabul olmaz. Önce bu borçları ödemek gerekir. Bunun gibi farz borcu olanın nafile namazları da kabul olmaz. Sünnetler de nafile demektir. (N.Fıkhıyye)

Borçlanmamaya çok dikkat etmelidir! Hz.Lokman Hakim, (Borç yükü altında ezilmektense, taş taşımayı tercih ederim) buyuruyor. Çünkü borçlanmak, insanı küfre kadar sürükler. Peygamber efendimiz, (Ya Rabbi, küfre düşmekten ve borca girmekten sana sığınırım) buyurarak, borçlanmanın çok kötü olduğunu bildirmiştir. (Nesai)

Sual:
Bir arkadaşa borcum var. Fakat ödeyecek param yok. Bazı eşyalarımı satıp ödemem gerekir mi?
CEVAP
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de diyor ki:
Hadis-i şerifte, (En iyiniz, borcunu bir an önce ödeyeninizdir) buyuruldu. Bir kimse, malı olduğu halde, borcunu ödemeyi bir saat geciktirirse, zalim ve asi olur. Namaz kılarken de, oruç tutarken de, uykuda da, yani her an, lanet altında bulunur. Borç ödememek öyle bir günahtır ki, uykuda bile durmadan yazılır. Malı olmak, parası olmak demek değildir. Satılık bir şeyi olup da, satmazsa, günah işlemiş olur. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Borcu var iken verilen sadaka kabul olmaz) buyuruldu. Âlimler de, (Borcu olan kimse, borcunu ödemedikçe yağlı ve sirkeli yemek yememelidir) buyuruyorlar.

Ödünç veren kimse, "İstediğin zaman öde, benim ihtiyacım yok" dese de, ödeme imkanı varsa ödememek mekruh olur.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Borcu inkâr

Sual: Bir bakkala borcum vardı. Ödedim. Bakkal bir müddet sonra borcumu ödememi söyledi. "Ödeseydin borcunu silerdim" dedi. Ben verdim diye yemin ettim, o da vermedin diye yemin etti. Hangimizin yeminine itibar edilir?
CEVAP
İki şahit yanında ödemeliydiniz. Yahut varsa senedi geri almalıydınız. Veyahut borcunuzu gözünüzün önünde sildirmeniz gerekirdi. Bunların hiçbirini yapmadığınıza göre, borcunuzu tekrar ödemeniz gerekir. Satıcının yemini muteber olur. (Hidaye)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Alıcı ile satıcı ihtilaf edince, şahit yoksa, satıcının sözüne itibar edilir.) [Ebu Davud]

(Şahit dava edene, yemin, inkâr edene düşer.)
[Darekutni]
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Borsa

Sual: Borsaya girmek, alım satım, yatırım yapmak caiz mi?
CEVAP
Caizdir.

Borsa ve at yarışları
Borsalar, hisse senetlerinin alım satımlarının yapıldığı yerlerdir. Bu yolla, şirketler hisselerinin bir kısmını satarak karşılıksız yeni finansman ihtiyacı sağlamakta, hisse senedi satın alanlar da atıl fonlarını bir şirkete ortak olarak değerlendirme imkanı bulmaktadırlar.

Teorik olarak borsanın, ülke ekonomisi için faydası mevcuttur. Bir şirketin hisse senedini satın almak, o şirkete ortak olmak anlamına gelmektedir. Şirketin kârlılık, verimlilik gibi mali yapısındaki müspet veya menfi değişiklikler, hisse senetlerinin itibari/cari (alım-satım) değerlerinde de artış veya azalış şeklinde değişikliklere sebep olduğu gibi, gelecekteki beklentiler de hisse senetlerinin itibari değerinin artmasına veya azalmasına sebep olmaktadır.

Pratikteki borsaya bakarsak; tamamen farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Mevcut borsa ile hisse senedi sahiplerinin ilişkisi, şirket ile şirket ortağı arasındaki ilişkiye değil, kumara, daha ziyade de at yarışı oynamaya benzemektedir. O kadar benzemektedir ki literatürleri de benzerdir. Oynamak, tiyo almak gibi tabirler ortaktır. Mevcut haliyle borsadaki amaç, hissedar olmak değil, kağıt almaktır. Alınan kağıdın bir an önce değerinin artması beklenmekte, gözlenmekte ve izlenmektedir.

Borsada yoğun şekilde spekülasyonlar mevcuttur. Hisse senetlerinin değerini ekonomik kriterlerden ziyade, spekülatif davranışlar belirlemektedir. At yarışlarında da durum aynı şekildedir. Her ne kadar çeşitli mali kriterler ile değerlendirmeler yapılsa da nihai olarak hisse senetlerinin ne zaman ne kadar yükseleceğini veya düşeceğini tahmin etmek mümkün olmamaktadır. At yarışlarında da birinci olacak at, çeşitli kriterlerle (jokeyi, atın geçmişi, hangi yarışlarda ne dereceler aldığı, hangi pistte iyi koştuğu gibi) değerlendirilerek tahmin edilmeye çalışılsa da, nihai olarak birinciyi tahmin etmek mümkün olmamaktadır. Borsada oynayanlar için de, at yarışı oynayanlar için de sonucu büyük ölçüde şans belirlemektedir. Hiç tahmin edilemeyen bir at,yarışı kazanabildiği gibi, hiç tahmin edilemeyen bir kağıt,kısa sürede büyük kazandırabilmektedir. Her ikisinde de sonucu bilen ve belirleyen spekülatörler mevcuttur.

Borsada oynayanların hisse senetlerinin yükselişe veya düşüşe geçtiğindeki tavrı aynen kumardaki tavırdır. Yükselmeye başladığında daha da yükselmesi, düşmeye başladığında da her an yükseleceği beklenmektedir. Kağıtların değerleri her an değişebileceği için yakın takip gerekmekte, bu sebeple asli işlerden feragat edilmekte ve borsaya büyük vakit ayrılmaktadır. Televizyonların teleteksleri, endekse ayarlanmakta, seans odalarında tedirgin gözlerle ekranlar takip edilmekte, gazetelerin borsa sayfaları derin incelemelere tabi tutulmaktadır. Tiyolar beklenmeye, hangi kağıda oynamanın doğru olacağı, hangi kağıdın kazandıracağı tahmin edilmeye çalışılmaktadır. Kağıtların her an ve büyük artış veya azalışı mümkün olduğu için her iki halde (aşırı sevinç veya aşırı üzüntü) borsada oynayanların ruh sağlıklarına zarar vermekte, çeşitli dengesizliklere sebep olmaktadır. Geçen gün gazeteler yazdı. Ankara’da bir borsacı, yatmış, kalb krizi geçirerek ölmüş. Ya borsa hayali kurarken krize girmiş veya rüyada borsa oynamış, kaybedince kalbi dayanamamış zavallının.

Borsada oynamak, aynen kumarda olduğu gibi büyük bir bağımlılık oluşturmuştur. Elinde kağıdı olmayan oyuncular da kağıtları yakından takip etmekte ve yükselen kağıtlardan alamadığına hayıflanmaktadır. Bu bağımlılık beşeri münasebetlere de aksetmekte, borsada oynayanlar ile yapılan sohbetlerde konu bir şekilde, mutlaka borsaya gelmekte, uzun uzun borsa tahlilleri yapılmaktadır.
Borsada oynayanlarda da, yine aynı kumar oynayanlarda olduğu gibi, kazanma hırsı aklı devreden çıkartmakta, kredi alanlar veya kredi kartı ile nakit çekerek kağıt alanlar çıkabiliyor. (Adnan İlhan)
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Bulunan şeylerSual: Yerde bulduğumuz bir şey bizim olur mu?
CEVAP
Bulunan şeylerle, selin, ırmağın getirdiği ve sokağa atılan şeylerin hükmü farklıdır.
Bulunan şeyler, genel olarak kıymetli şeylerdir. Sahibi onu atmamış, kaybetmiştir. Bulunup, sahibi bilinmeyen mala Lukata denir. Sahibine vereceğinden emin olanın, korumak için alması sünnettir. Orada kalınca zarar gelecekse, helak olacaksa alması farz olur. İki şahit yanında "Arayan olursa bana gönderin" der. Kalabalık bir yerde tarif ederek sahibini arar.

Sahibi çıkıncaya veya durmakla bozuluncaya kadar saklarken helak olursa ödemez. Sahibi çıkmayacağını veya bozulacağını anlarsa, artık aramaz. Zengin ise, bir fakire sadaka olarak verir. Yahut fakir olan ana-babasına, evladına veya hanımına bu malları sadaka olarak verir. Şayet bunlar, aldığı şeyleri kendine hediye ederse, kendi de kullanabilir. Sahibi sonradan çıkarsa, bunları kendi öder veya alan fakire ödettirir.

Selin getirdiği meyve, ağaç ve dallar ise bundan farklıdır. Irmağın, selin getirdiği tahta parçalarını, ağaçları, dalları, meyveleri, zengin de olsa herkesin alması, toplaması caiz olur.

Sual:
Bulunan bir parayı almak zengine haram oluyor da fakire niçin helal? Haram zengine de fakire de haram değil mi?
CEVAP
Dinimizin hükmü böyledir. Niçin böyle hüküm konulmuş denemez. Zekat fakirin hakkıdır. Zengin, zekatını başka zengine verse kabul olmaz. Zenginin veya bir günlük yiyeceği olan fakirin dilenmesi haramdır. Zekat fakirin hakkı olduğu gibi, bulunan para da sahibi bilinmiyorsa fakirin hakkıdır. İçine haram karışmış helal parayı hediye olarak herhangi bir kimseye vermek caizdir. Hepsi haram olan parayı hiç kimsenin alması caiz değildir. Bir kimse, haram bir parayı fakire verse, fakir de haram olduğunu bilmese, günahı fakire olmaz.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Cuma günü öğle vakti alış veriş

Sual: Cuma günü öğle ezanı ile imam selam verinceye kadar olan zamanda alış veriş yapmak mekruh mu?
CEVAP
Dünyanın her yerinde mekruhtur.

Sual:
Cuma günü öğle vakti, kadınların da alış veriş yapması mekruh mudur?
CEVAP
Evet mekruhtur
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Çekiliş kuponu almak

Sual: Bazı mağazalar promosyon olsun diye, belli bir miktar alışverişi geçen müşterilerine çekiliş kuponu veriyorlar. Bu kuponu almakta ve çekilişe katılmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Hayır hiç mahzur yoktur. Çünkü kupon için ayrıca bir para verilmiyor. Ancak, bazı mağazalar da, (Falanca yere bir mesaj atarsan, çekilişe katılmayı hak edersin) diyorlar. Bu kumara girer. Çünkü çekiliş için mesaj atmak, piyango bileti almak gibidir.

Sual: Bir dondurma üreticisi ürettiği dondurma paketlerine araba hediyesi çekilişi için şifre vermiş. Sadece dondurma alarak çekilişe katılmak ve çıkarsa arabayı almak caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Çeşitli sual cevaplar

Sual: Birine, (şu malı kaça satarsan sat, bana 3 milyon ver) desem, o da dörde satsa, caiz olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Zekat olarak, fakire altın lira veya bilezik veriyoruz. Sonra da, (Eğer bozduracaksan rayiç fiyattan satın alabilirim) diyoruz. Satarsa alıyoruz. Bunun mahzuru var mıdır?
CEVAP
Zekat olarak verilen altını rayiç fiyattan geri almakta mahzur yoktur. Rayiç fiyattan ucuza almak ise mekruh olur. Zekat olarak verilen ticaret eşyasının fiyatı her yerde aynı değildir. Geri alınırsa, fakir zarara uğratılabilir. Bu bakımdan ticaret eşyasını fakirden geri satın almak mekruh olur. Altını almak ise mekruh olmaz.

Sual: Bir arkadaşa "Evini on milyara satayım mı?" dedim. O da razı oldu. Ben de 12 milyara sattım. Arkadaşa 10 milyar verdim. Yaptığım iş günah oldu mu?
CEVAP
Arkadaşınıza, istediği fiyatı verdiğiniz için size günah olmaz.

Sual: Başkasının malını kazaen kıran yahut zarar veren tazmin eder mi? Mesela komşu, çıkış kapısının önüne su şişesi koymuş. Görmeden çarpıp kırdım. Ödemem gerekir mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Çöpe atılan kullanılmış eşyaları alıp kullanmak caiz mi, kul hakkı olur mu?
CEVAP
Çöpe atılan şey kıymetli bile olsa, zenginlerin de onu alıp kullanması caizdir, kul hakkı falan geçmez.

Sual: Sirke bozulup şarap olur mu?
CEVAP
Olmaz.

Sual:
Pekmez zamanla şarap haline gelir mi?
CEVAP
Gelmez.

Sual: Ne alırsan beş milyon lira diyerek satış yapılıyor. Caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Meydana konmuş simitleri, para bırakıp alıyorlar. Caiz mi?
CEVAP
Rızası olduğu biliniyorsa, âdet edinmişse caiz olur.

Sual:
Esnaf olarak kısaca neye dikkat etmemi tavsiye edersiniz?
CEVAP
Esnaf, hile yapmazsa, dürüst çalışırsa kazandığı helal olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir satıcı, yalan söylemez, emanete riayet eder, verdiği sözden dönmez, borcunu geciktirmez, alacaklısını sıkıştırmaz, satarken malını fazla övmez ve alırken de kötülemez ise, kazancı ona mübarek olur.) [Deylemi]

Hileli malı sağlam diye satmak, müslümana ihanet etmek, hakaret etmek haramdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir müslüman, sattığı şeyin kusurunu bilip de söylemezse, bu helal olmaz.) [Müslim]

(Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hıyanet ve yalan isnat etmez. Ona lakayd da kalmaz. Müslümanın müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Bir kimseye müslüman kardeşini tahkir etmesi şer olarak yeter.)
[Tirmizi]

Dürüst olarak ticaret yapmak çok iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Rızkın onda dokuzu ticarettedir.) [Said b.Mensur]

Ticaretten korkmamak gerekir. Çünkü atalarımız, (Korkak tüccar, ne kâr eder, ne zarar) demişlerdir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Korkak tüccar, mahrum kalır, cesur tüccar, rızka kavuşur.) [Kudai]

Sual: Ayakkabı tamirciliği yapıyorum. Bazı müşteriler, bıraktıkları ayakkabılarını ya çok geç alıyor veya almaya hiç gelmiyorlar. Ben de, (15 gün içinde alınmayan ayakkabılardan mesul değilim) diye levha hazırlattım. Ayrıca her müşteriye de, 15 gün geçerse, ayakkabılarını tamir ücretine satacağımı da söylüyorum. İki ay beklettikten sonra satıyorum. Böyle yapmam günah oluyor mu?
CEVAP
Müşterilerin, sizinle yapılan anlaşmaya uymaları gerekir. Uymazlarsa siz mesul olmazsınız. (Mecelle)

Sual: İnternetten alış veriş sitelerinden standart mal alınabilir mi?
CEVAP
Bir mahzuru yoktur.

Sual: Kendisi için para topladığım hasta öldü. Bu parayı ne yapayım?
CEVAP
Fakirlere vermek iyi olur.

Sual: Ölene kadar içinde oturmak şartı ile evi birine hibe caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Kıymeti farklı iki eşit arazi, kıymetine göre mi paylaşılır?
CEVAP
Evet. Yahut satılıp parası taksim edilir.

Sual: Banka teminat mektubu caiz mi?
CEVAP
Caizdir

Sual:
Kasaba 2 kg et verip 1kg da kıyma istedim. Getirdiğim ete, kendi etini karıştırıp kıyma yaptı. 3 kg kıyma verdi. 1 kg kıyma parası aldı. Caiz oldu mu?
CEVAP
Evet.

Sual:
100 kg buğday verip 70 kg un, 30 kg kepek almak caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Bir malı üç milyara sattım. Daha teslim etmeden başka biri, (ben beş milyar vereyim) dedi. İlk satıştan vazgeçmem caiz mi?
CEVAP
İlk alan, vazgeçmedikçe caiz olmaz.

Sual:
Müşteri, (Üç gün içinde gelmezsem bu saat senin olsun) dedi. On gün sonra geldi. Saatini vermezsem günah olur mu?
CEVAP
Günah olmaz. Fakat ihsan edip vermek çok sevaptır.

Sual:
On gram altın değerinde, borç para versem, alırken de yine o günkü rayice göre on gram altın değerinde para alsam caiz mi?
CEVAP
Caiz olur.

Sual:
Pazarlıksız satış yapıyoruz demek caiz mi?
CEVAP
Evet. Pazarlık şart değildir. Pazarlık edilmesi iyi olur.

Sual:
Radyo ve teyp satmak caiz mi?
CEVAP
Evet. Çünkü haram işlerde kullanılacağı kesin değildir. Bıçak satmak gibidir.

Sual:
Fotoğraf yanarsa iade ederim diye peşin para almam caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
10 ton kağıdı 2 milyara sattım. Borçlu ödemedi. Kağıda zam geldi. 10 ton kağıt 3 milyar oldu. 3 milyar istemem caiz mi?
CEVAP
Hayır. Altına göre kıymetini istemek caizdir.

Sual:
Biri, parana karıştırabilirsin, bu parayı falancaya ver dedi. Parayı harcadım. Ay başında parasını ödedim. Mahzuru oldu mu?
CEVAP
Acele ver demediği, vakit bildirmediği için günah olmaz.

Sual:
Eşit para toplayıp yiyecek alıyor, beraber yiyoruz. Caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Bira fabrikasının elektrik tamir işlerini yapmak caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Mehr-i muaccel borcu olanın hediye vermesi caiz mi?
CEVAP
Önce önemli olan borcunu ödemesi gerekir.

Sual:
Diş tabibiyim. Bir teknisyen, adıma muayenehane açacak. Kazanç ortak olacak. Caiz midir?
CEVAP
Evet.

Sual:
Vadeli borcu olan başkasına borç verebilir mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Alacakları icra yolu ile alırken masrafları da almak caiz mi?
CEVAP
Mecburi olan masrafları almak caizdir.

Sual:
Bakkal, (Malı götür, parasını sonra verirsin) dedi. Ben de âdet olduğu için ay başında vermeyi düşündüm. Caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Saat tamircisi, gelip zamanında alınmayan saatleri ne yapar?
CEVAP
Akrabasına verir. O da yoksa lukata hükmüne girer.

Sual:
Bir fabrikatör, ana-babasını ücretle çalıştırabilir mi?
CEVAP
Babasını çalıştırması caiz. Anasını çalıştıramaz.

Sual:
İçki satmayan, ama fasık olanla alış veriş mekruh mu?
CEVAP
Mekruh değildir.

Sual:
Çalınan halımın yerine, verilen çalıntı halıyı almam caiz mi?
CEVAP
Evet. Sahibi çıkarsa vermek gerekir.

Sual:
Büyük marketlerde ayrı kasası olan içkisiz reyondan alış veriş caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Bu malları götür, satamadığını getir demek caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Üç ay sonra teslim almak üzere taksitle mal almak caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Satın alınca, satıcı (Karpuzu keseyim) dedi. (Kes) dedim. Karpuz ham çıktı. Başka birini tartıp verdi. Caiz oldu mu?
CEVAP
Rıza ile olduğu için caizdir.

Sual: Avukat, müvekkil adına yaptığı günahlardan mesul mü?
CEVAP
Evet.

Sual:
Bazen ayın üçünde, dördünde maaş alıyoruz. Bu bakımdan ay başında vermek üzere diye alış veriş yapmak caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
İki ortak, kıymetleri çok farklı olan iki arsayı, kur’a çekerek paylaşmaları caiz olur mu?
CEVAP
İki tarafın rızası ile caiz olur.

Sual:
Yakın bakkalda aynı mal daha pahalı. Uzağa gitmemek için, yakın bakkaldan pahalı almak caiz mi?
CEVAP
Evet caizdir.

Sual:
(Bu malı şu kadara sat. Daha fazlasına satarsan, fazlası senin olsun) demek caiz mi?
CEVAP
Evet, evet.

Sual: (Malı satamazsam, 3-4 ay sonra getiririm) demek caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Doktor, genelev kadınını muayene edip ücret alsa caiz mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Taksitli borçlarım var. Bir arkadaş evine et alıp yemen sana haramdır dedi. Öyle mi?
CEVAP
Et yemek haram diye bir şey yok. Öyle söylemek günah olur. İbrahim bin Edhem hazretleri (Borcu olan kimse, ödemedikçe yağlı ve sirkeli taam yememelidir) buyuruyor. Bu demek yağlı ve sirkeli yemek haram demek değil. Bu da taksitli borçlar için değil, ödünç alınan ve günü geldiği halde ödenemeyen borcu olanlar içindir.

Borçlu adam lezzet veren şeyler yememeli ki borcunu hatırlamalı ve bir an önce ödemeye çalışmalı demektir. Borçlu adam baklava da yer kebap da yer. Din hakkında öyle rastgele konuşulmaz, helale haram, harama helal denilmez.

Sual: Bir ekonomist, "Taksi tutabilecek kimsenin dolmuşla eve gitmesi hırsızlıktır. Bu ekonomi yasasının ana maddesidir. Bunun için, herkesin bende alacağı olduğu düşüncesiyle yaşıyor, hırsız olmamaya çalışıyorum" diyor. Evime taksi ile gidecek param varken, dolmuşla veya yaya gitsem, taksiye vereceğim parayı muhtaç birisine vermesem hırsızlık mı etmiş olurum?
CEVAP
Dinimizde, taksi ile evine gidebilecek kimsenin, acelesi yoksa, yaya gitmesi, günah ve hırsızlık değildir. Aksine iyi olur. O parayı başkasına da vermesi gerekmez.

Sual: Birisi aracıma çarptı. %100 hatalı olduğu tespit edildi. Kendisi de hatasını kabul etti. Aracınızın tamir ücretini hemen vereyim dedi. Servise gittik 300 milyona yaparım dedi. Adam da çıkarıp 300 milyonu verdi. Şimdi ben aracımı tamir ettirmesem, çarpık, ezik vaziyette kullansam, aldığım para haram olur mu?
CEVAP Haram olmaz.

Sual: Ucuz diye kalitesiz şeyler alıyoruz, birkaç sefer yıkanınca veya kullanılınca bozuluyor. Pahalı olandan mı almalı?
CEVAP
Pahalı olması ölçü değildir. Ucuz olup kaliteli olan da olabilir. İyi araştırmalı, her şeyin iyisini, kalitelisini almaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ayakkabı veya elbise satın aldığında iyisini al.) [Taberani]

Sual: İçki satan mağazalara helal mal satmak caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir.

Sual: Çeşitli günahlar işlenen bir yerde çalışmak istiyorum. Ama buradan kazandığım çok para ile dinime hizmet imkanı çok. Bu iş uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Günah işlenen yerde zaruretsiz çalışılmaz. Allah rızası için çalışan, dünya nimetlerine de kavuşur. Ama dünya için çalışan, ahiret nimetlerinden mahrum kalabilir. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, ahiret için çalışana dünyayı verir, fakat dünya için çalışana, ahireti vermez) buyuruldu.

Sual: İçki içmek ve kumar oynamak gibi bir haramdan kaçmak mı daha sevap, yoksa namaz kılmak, oruç tutmak mı daha sevaptır? Demek istediğim şu: Bir kimse içki içiyor, kumar oynuyor, namaz da kılıyor ahirette kârlı mı çıkar zararlı mı?
CEVAP
Zararlı çıkar. Çünkü haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır.

Sual: Bir insan içki içip kumar oynasa mı daha çok günah kazanır, yoksa namaz kılmasa mı?
CEVAP
Namaz kılmasa veya oruç tutmasa yani bir farzı yapmasa daha çok günah kazanır. Çünkü farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur. Haramdan sakınmanın sevabı, farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur.

Sual: Ekmek hamurunu kıvama getirmek için, hamurun üzerine bez koyarak üzerine çıkıp çiğneniyor. Böyle çiğnemek caiz midir?
CEVAP
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Çocuğun malı ve alış verişiSual: Sünnet düğününde veya başka sebeplerle çocuklara verilen hediyeleri ana-babaları alıp kullanabilirler mi?
CEVAP
Çocuğa gelen hediyeyi, yenilecek bir şeyse ve çocuğa zaruri gerekmezse, sadece fakir olan ana-babası yiyebilir. Başka fakirlere yediremez. Ana-baba, fakir değil, fakat kendilerinde bulunmayan bir şey ise, yiyebilirler ve kıymetini çocuğa öderler. Ana-babaya hediye etmek niyeti ile getirilen şey, kıymetsiz olduğunu bildirmek için, çocuğa hediye diye verilirse, ana-babaya getirilmiş olur. Böyle hediyeyi ana-baba zengin de olsa yiyebilir ve dilediklerine verebilirler. (Uyun-ül besair)

Çocuğun velisi, çocuğun malını kimseye hediye edemez. Ancak, parası çocuğun olmak üzere satabilir. Veli, kendi parası ile, çocuğun kullanması için aldığı şeyleri dilediğine hediye edebilir. Çocuk, malını ana-babasına hediye edemez. Hediye ederse, bu mal, ana-babanın mülkü olmaz. Çocuktan satın alırlarsa mülkleri olur.

Adil baba, mükellef olmayan çocuğun her malını piyasa fiyatına satabilir. Parasını çocuğa verir. Baba fakir ise, bu parayı kendi de harcayabilir. Fasık ve israf eden baba, çocuğun malını satamaz. (Dürer-ül-hükkam)

Ana babasından veya velisinden izinsiz, akıl baliğ olmayan bir çocuğun verdiği hediyeyi almak, kullanmak caiz olmaz. Çünkü akıl baliğ olmayan çocuğun, ana-babası dahil, hiç kimseye hediye vermeye yetkisi yoktur. (Redd-ül Muhtar)

Çocuğa çok miktarda kağıt para hediye edilse, ana-babası veya velisi, bu paraları saklayıp, büyüyünce kendisine vermesi gerekir. Ancak kağıt paraların kıymeti gittikçe düştüğü için, bu kağıt paralarla altın alıp saklarlar.

Sual: Zengin bir babanın, çocuğa gelen hediyeleri ve çocuğun kendi malını istediği gibi kullanma yetkisi var mıdır? Mesela ödünç verebilir mi, altınlarını annesi takabilir mi?
CEVAP
Baba fakir ise istediği gibi kullanır. Zengin ise, çocuğun menkul mallarını satıp altın olarak muhafaza edebilir. Onun parası ile kârı çocuğun olmak üzere ticaret yapabilir. Başkasına ödünç verebilir. Çocuk akıl-baliğ olduktan sonra, çocuğun kendi mallarını kendisine verir. (Dürer)

Sual: Çocuğa gelen hediyeyi, zengin olan babası nasıl kullanır?
CEVAP
Çocuktan satın alıp, başka bir çocuğuna verebilir.

Sual: Fakir iken, çocuğumun altınlarını alıp kullandım. Şimdi zengin oldum. Altınları geri vermem gerekir mi?
CEVAP
Evet.

Sual:
Âdet olduğu için yeni doğan çocuğa hediye geliyor. Çocuğa gelen hediyeleri kullanabilir miyiz?
CEVAP
Fakir iseniz kullanabilirsiniz. Zengin iseniz, ödünç alarak kullanabilirsiniz. Yahut bu parayı çocuğun lehine olabilecek yatırımlarda da kullanabilirsiniz. Çünkü siz onun velisisiniz.

Sual: Çocuğumun doğumundan sonra ona takılan para ve altınları harcadık. Çocuğumuza borçlandık mı? Bu borcumuzu ne zaman ödemeliyiz?
CEVAP
Paraları altına çevirip borcunuzu altın olarak hesaplayın. Mesela 70 gram 22 ayar altın diye bir yere yazın. Hemen vermeniz gerekmez. Akıl baliğ olunca isterse size hediye edebilir. Yahut o zaman da verebilirsiniz. Yani kendi paranız gibi saklamanız veya değerlendirmeniz gerekir. Mesela Euro olarak saklayalım veya Dolar olarak saklayalım diyebilirsiniz. Yani çocuğun menfaati hangisinde ise ona göre hareket edersiniz.

Sual: Altını bebeğe hediye etmek caiz mi?
CEVAP
Evet. Ama bir daha geri alınmaz. Çünkü çocuğun hediye etme yetkisi yoktur. Verilen onun olur.

Sual:
Çocuğun getirdiği mubah suyu zengin ana-baba niçin içemez?
CEVAP
Çocuğun mülkü olduğu için. Mülkünü hediye etmek veya satmak için akıl-baliğ olmak lazımdır. Ana-babası veya hocası, mubah sudan getirttirirlerse, içmeleri caiz olur. Kendi arzusu ile getirirse, zengin ana baba içemez.

Sual:
Zengin dul kadınım. Çocuğuma bağlanan maaşı, kendi ihtiyacıma harcamam caiz mi?
CEVAP
Hayır.

Sual:
Çocuğumun parası ile ona bisiklet, ayakkabı almam caiz mi?
CEVAP
Hayır.

Sual: Biri 5, diğeri 8 yaşında iki çocuğum var. Bazen bunlar gidip fırından ekmek alıyorlar. Bunların alış verişi sahih midir?
CEVAP
Baliğ olmayan akıllı çocuğun alış verişi, velisinin izin vermesi ile ancak sahih olur. Eğer çocuk akıllı olmamış ise, velisinin izni olsa da, alış veriş etmesi sahih olmaz. (S. Ebediyye)

Yedi yaşından büyük çocuğa akıllı çocuk denir. Demek ki 8 yaşındaki çocuğunuz sizin izin vermenizle alış veriş yapabilir. 5 yaşındaki yapamaz. Ancak, diyelim 5 yaşındaki çocuğunuz fırından ekmek alıp getirmişse, siz de razı olmuşsanız o zaman sahih olur. Bu, 5 yaşındaki küçük çocuğun ticaret yapması, alış veriş etmesi demek değildir. Babasıyla bakkala gidip, şeker çikolata isteyip alınca, babasının rıza gösterip parasını ödemesi gibidir.

Sual:
Bir hayvanınbesmeleli kesip kesilmediğini bir çocuğa veya içki içen birisine sorsak, o da besmele ile kesildi dense, o hayvan yenir mi?
CEVAP
Evet yenir.
Alış verişte bir fasıkın hatta kâfirin sözü de kabul edilir. Akıllı olan çocuk da erkek gibidir. Bunlardan biri, bu eti kitaplı kâfir kesti derse, yenmesi helal olur. (Dürr-ül muhtar)

Sual:
Yirmi yaşın üzerinde, akıl-baliğ olmayan, kadın-erkek münasebetlerini bilmeyen, konuşamayan zararsız deli olan biri erkek, diğeri kız olmak üzere iki çocuğum var. Alış verişleri, hediye vermeleri, birine zarar vermeleri gibi hukuki durumları nedir?
CEVAP
Mecellenin 979. maddesinde, delinin, mümeyyiz olmayan küçük çocuk hükmünde olduğu bildirilmiştir. Bir çocuk, satın alınan malın, mülk olacağını ve satınca mülkten çıkacağını anlarsa, buna mümeyyiz, yani akıllı denir. Mümeyyiz çocuk, alım satıma aklı eren, alış verişte aldanmayan çocuktur. Mümeyyiz olmayan çocukların bütün sözleşmeleri bâtıldır. Delinin durumu da böyledir.

Mümeyyiz olan çocuğun zararlı olan işlerdeki sözleşmeleri, velisi izin verse de, sahih değildir. Ödünç, hediye vermesi böyledir. Faydalı olan işler için sözleşmeleri velisi izin vermese de sahih olur. Hediye kabul etmesi, ücret ile yaptığı işin ücretini alması böyledir.

Zararlı da, faydalı da olabilen sözleşmelerinin sahih olması için, velisinin izin vermesi gerekir. Kendi malı ile alış veriş yapması böyledir. Bunamış olan ihtiyar da, mümeyyiz çocuk gibidir. Alış verişini, velisi isterse kabul, isterse red eder. Bir malı veya canı telef ederse, öder. Sözleşmeler yönünden delinin durumu da böyledir.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Çok kazanmak için çok çalışmakSual: Çok kazanmak için çok çalışmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çalışıp kazanmak farzdır.)
[Taberani]

Çoluk çocuğunun bir yıllık nafakasını toplayacak kadar çalışmak mubahtır. Müslümanlara yardım için, dine hizmet etmek için fazla çalışıp kazanmak müstehaptır, iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır.) [Kudai]

Gösteriş için, övünmek için kazanmak tahrimen mekruhtur. Çalışmak rızkı artırmaz. Çalışmak takdir edilen rızka kavuşturmaya vesiledir. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir. (El-İhtiyar)

Çok sevap kazanmak için, çok mala ihtiyaç vardır. Çok mal kazanmak için de çok çalışmak gerekir. İslamiyet’e uygun yapılan her kazanç dünyaya sarılmak olmaz, ahiret için olur.

Sual:
Dua ederken dünyalık istemek caiz midir?
CEVAP
Evet dünyalık istemekte bir mahzur yoktur. Mümin, dünyalığı da ahiret için kullanır. Dinimizde malın kıymeti, önemi büyüktür. İnsan, canını, malını, sağlığını, dinini ve şerefini mal ile korur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ahir zamandaki ümmetim için mal sahibi olmak saadettir.) [İ.Rafii]
(Bir zaman gelir ki, parası olmayan rahat edemez.) [Taberani]
(Şerefinizi, mallarınızla koruyun!) [İbni Asakir]

Sual: Tembellikten, boş şeylerden nasıl kurtulabiliriz?
CEVAP
Tembelliğin ilacı, çalışkanlarla konuşmak, tembel, uyuşuk kimselerden kaçınmak, Allahü teâlâdan haya etmek lazım geldiğini ve azabının şiddetli olduğunu düşünmek ve namazları vaktinde kılmaktır. Namaza önem veren tembellikten kurtulur. Erkekler mutlaka namazı cemaatle kılmalı ve sabah namazı için camiye gitmelidir.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Depozit – Kapora – Komisyon

Sual: Kiracıdan depozit almak ve bu depoziti kullanmak, depoziti Türk lirası olarak verip Türk lirası olarak almak caiz midir?
CEVAP
Kiracıdan depozit almak caizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kiracının izni ile kullanmakta mahzur yoktur. İzinsiz kullanılması tahrimen mekruhtur, haramdır.

Kiracı razı olursa, Türk parası olarak alıp Türk parası olarak iade etmek caizdir. Fakat birkaç sene sonra Türk lirasının değeri düşer. Değeri düşmüş parayı kiracıya verirken biraz düşünmek gerekir.
Bunun için depozitleri altın olarak vermek çok iyi olur. Fazla bir kayıp söz konusu olmaz.

Sual:
Evimi sattım. Satın alan şahıs, kapora da verdi. "Birkaç gün sonra gelir paranın tamamını veririm" dedi. Bir ay geçtiği halde gelmedi. Evi başkasına satmam caiz midir?
CEVAP
Alıcı sözünde durmadığı için evinizi satarsınız. Gelince kaporasını da verirsiniz.

Sual:
Bazı simsarlar, alnı terlemeden komisyon alıyor. Sadece aracılık yapıyor. Bunların aldıkları para haram olmuyor mu?
CEVAP
Tellal [Komisyoncu], mal sahibinin izni ile, malı kendi sattığı zaman, komisyon ücretini satıcıdan alır. Müşteriden bir şey istemez. Çünkü hakikatte malı satan kendisidir. Burada tüccarlar arasındaki âdete bakılmaz. Eğer komisyoncu, satıcı ile müşteri arasında aracılık yapıp, malı, satıcı bizzat kendisi satarsa, komisyon ücretini, âdete göre, satıcı veya müşteri veya her ikisi ortaklaşa verir. (Redd-ül Muhtar)

Komisyonculuk kötü bir meslek değildir. Beden işçileri terleyebilir. Fikir işçilerinin alnı terlemiyor diye kazandıkları haram olmaz. Kimi çalışmadan da terler. Ter akıtmak ölçü değildir.

Sual:
Emlakçı vasıtası ile gayri menkulü satılığa çıkarıp, alıcı çıkınca, komisyon vermemek için, satıştan vazgeçildiği söylense caiz mi?
CEVAP
Hayır, hak geçer.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dilencilere para vermek

Sual: Dilencilere para vermek yanlış mı?
CEVAP
Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi haramdır. Hiç yiyeceği bulunmayıp, sağlam, çalışacak, ticaret edecek halde olan kimsenin de, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi haramdır. Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de haramdır. Ancak istemeden verilen malı alması caizdir. Aç veya hasta olanın yiyecek istemesi gerekir. Bir günlük yiyeceği olup da çalışabilecek haldeki kimse, ilim öğrenmekle veya öğretmekle meşgul ise, yiyecek istemesi caiz olur.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Din istismarı ve riyaSual: Ne yaparsak din istismarı yapmış oluruz?
CEVAP
Bir gayrı müslim dükkanına dini bir levha asıyor, bir fasık, dindar gibi görünüyor veya bir Müslüman dini istismar ediyor. Gerek şahsi, gerek siyasi menfaat veya nüfuz sağlama işine din istismarı denir. Koltuk kapmak, alkış toplamak, bir grup insanı peşine takmak gibi bir menfaat peşinde koşmak, Allah rızasından başka niyetlerle yapılan her iş, din istismarı yani riya olur. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Riya haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakârlar çıkar. Sözleri baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.) [Tirmizi]

İslamiyet, şahsi menfaatler için dini kullanmayı çok büyük günah sayar. Dini politikaya alet etmek, yahut başka zararlı maksatlar ve menfaatler için kullanmak, bir takım cahilleri, din ismi altında, tahrik etmek çok büyük bir günahtır. Allahü teâlâ, en çok bunu kötülemektedir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yazıklar olsun ilmini ticarete alet eden ilim sahibi kötü kimselere ki, devlet adamlarına yaklaşır ve kazanç temin ederler. Allah onların ticaretine kesatlık versin!) [Hakim]

(Ahir zamanda âlimler, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram, harama helal derler, Kur'anı ticarete, menfaate alet ederler.)
[Deylemi]

Kötü din adamları, dini dünyaya alet ederek dine çok zarar verirler. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselama bin çeşit sanat öğretip buyurdu ki: Çocukların ve neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını talep etsin, sakın ola ki dini geçim aracı yapmasın, dini kullanarak dünyayı talep edenlere yazıklar olsun!) [Hakim]

(Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helal-haram olduğuna bakmazlar.)
[R.Nasıhin]

Malını müşteriye gösterirken tüccarın Allah demesi, Kelime-i tevhid okuması günahtır. Bunları para kazanmaya alet etmek olur. (El-İhtiyar)

Piyasada Allah, Muhammed yazılı tesbihler, âyet yazılı yiyecek içecek kapları, bardaklar satılmaktadır. Başkalarının günaha girmesine vesile olacak şekilde dini böyle ticarete alet etmek daha çok günah olur.

Müşteri çekmek gayesiyle dükkanına dini levhalar asmak da, dini ticarete alet etmek olur. Hele dinden, imandan habersiz kimselerin bu hareketi, din istismarı olur. Akıllı insan, ahiretin sonsuz kazancını dünyanın geçici kârı ile değiştirmez. Bütün iyiliklerin, dinin emirlerine uymakta olduğunu bilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya kârını, ahirete tercih eden, La ilahe illallah dediği zaman, Allahü teâlâ, Yalan söylüyorsun, sözünde sadık değilsin buyurur.) [Beyheki]

İlmi; mala ve mevkie alet etmek de din istismarı olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din bilgilerini dünya menfaati için öğrenenlere, ilmini paraya değişenlere kıyamette ateşten gömlek giydirilir.) [Deylemi]

(İlim, dünya menfaati için öğrenildiği ve ibadetler, dünya menfaatlerine alet edildiği zaman fitneler zuhur eder.)
[Abdurrezzak]

Allahü teâlânın kıymet verdiği ve her şeyin en şereflisi olan ilmi, mal, mevki kapmaya ve başa geçmeye vesile edenlere, bu ilim elbette zararlı olur. O halde, Allahü teâlânın kıymet verdiği ilmi Onun sevmediği yolda harcamak, çok çirkin bir iştir. Onun kıymet verdiğini kötülemek demektir.

Sual:
Dini siyasete alet etmek veya müşteri gelsin diye dükkanına Besmele gibi dini levhalar asmak, dindar görünmeye çalışmak günah mıdır?
CEVAP
Evet günahtır. Peygamber efendimiz kötü kimselerden bazılarını şöyle bildirmiştir:
(İnsanların en şerlisi, kimseye ikram etmeyen, yalnız yiyen ve hizmetçisini dövendir. Bundan da kötüsü, insanlara kızan, buğzeden ve insanların kendisine buğzettiği kimsedir. Bundan da kötüsü, şerrinden korkulan ve kendisinden hayır beklenmeyen kimsedir. Bundan da kötüsü, dünya karşılığında ahiretini satan kimsedir. Bundan da kötüsü, din ile dünyayı yiyen yani dini dünya menfaatine alet eden kimsedir.) [İbni Asakir]

Sual:
Dükkanda namaz kılarken müşteri geliyor. Namazı bozup müşteriyle meşgul olmak uygun mudur? Yoksa, namazı bitirmek mi gerekir?
CEVAP
Namazı zaruretsiz bozmak haramdır. Namazı bitirmeniz gerekir. Müşteri sizin namaz kıldığınızı gördüğüne göre, ya bekler veya gider. Müşteri için günah işlenmez.

Allah’a yapılan iftira
Bazı esnaf dükkanlarında şu ifadelere rastlarsınız:
Allahü zülcelalin beşeriyete hitabı: Dost istersen Allah yeter, mürşit istersen Kur’an yeter, delil istersen Muhammed yeter, meşgale istersen ibadet yeter, zenginlik istersen kanaat yeter, şeref istersen İslamiyet yeter, ibret istersen ölüm yeter, düşman istersen nefsin yeter, bunlar da yetmezse, Cehennem yeter.
Bu ifadeleri -hâşâ- Allah söyledi deniyor. Allahü teâlânın sözleri, ya Kur’an-ı kerimde, ya hadis-i kudside olur. Olmadığına göre Allahü teâlâya bir iftiradır, din istismarıdır, para için yazılmıştır. Burada doğru ve yanlış ifadeler var. Hepsi doğru olsa bile, Allah adına yalan söylenmiş olur. Kendim yazdım dese idi, biraz daha az hata olurdu.

Dost istersen Allah yeter:
Bu söz dine aykırı değildir. Kur’an-ı kerimde (Müminler, müminler bırakıp da, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allahü teâlânın dostluğunu bırakmış olurlar) buyuruluyor. Buradan müminleri dost edinmek de, Allahü teâlânın dostluğuna zıt değildir.

Mürşit istersen Kur’an yeter:

Çok yanlış bir sözdür.Bu sözü daha çok mezhepsizler, tasavvuf düşmanları söylüyor. Tarihte birçok evliya, ulema gelip geçmiştir. Hiçbiri, mürşit edindiğin zâtı bırak dememiştir. Her büyük zâtın bir hocası olmuştur.

Delil istersen Muhammed yeter:
Bu söz de eksiktir. Dinimizde delil dört tanedir: Kur’an-ı kerim, Sünnet-i seniyye, İcma-i ümmet ve kıyas-ı fukahadır. Bunların birisini inkâr eden sapık olur.

Meşgale istersen ibadet yeter:
Bu söz de eksiktir. Buradan sanki hep ibadetle meşgul ol, rızık için çalışma anlamı çıkarılabilir. Çalışmak da ibadettir. Meşgale isteyenin çalışması gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.) [Nesai]
(Çalışıp kazanmak her Müslümana farzdır.) [Taberani]
(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Cihad, sadece kılıç sallamak değildir. Ana babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır. Çalışıp kimseye yük olmayan mücahiddir.)
[İ.Asakir]

Zenginlik istersen kanaat yeter:
Bu söz doğrudur.Kanaat gibi zenginlik olmaz. Çünkü hadis-i şerifte (Zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir) buyurulmuştur.

Şeref istersen İslamiyet yeter:

Bu söz de doğrudur. Müslüman olmaktan büyük şeref yoktur. Müslüman için şeref; İslam’ın güzel ahlakına sahip olmaktır. Paramızı bu uğurda harcamak şereftir. Hadis-i şerifte, (Şerefinizi, mallarınızla koruyun) buyurulmuştur.

İbret istersen ölüm yeter:
Bu söz de güzeldir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsana vaiz, nasihatçi olarak ölüm yeter) buyuruluyor. Her gün iki melek şöyle der: Ey insanlar, ölmek için doğdunuz, yaptıklarınız harap olur, mallarınız düşmana kalabilir. Bunların hesabı sizden sorulur.

Düşman istersen nefsin yeter:
Bu söz de eksiktir. Düşman sadece nefs değildir. Şeytanı da düşman bilmek gerekir. Allahü teâlâ, (Şeytan size düşmandır. Onu düşman edinin) buyuruyor. Kötü arkadaş da en şiddetli düşmandır.

Bunlar da yetmezse, Cehennem yeter:
Bu sözü de Allah’a mal etmemeli. Allahü teâlâ, (Rahmetimden ümidinizi kesmeyin, bütün günahları affederim) buyurdu. Hadis-i şeriflerde de (Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ tevbenizi kabul eder), (Allah’ın Rab, benim de Peygamber olduğuma yakînen inanana, Cehennem haram olur) buyuruldu.
 

uzm@n

New member
Local time
18:38
Katılım
14 Mart 2006
Mesajlar
1
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Dini kitapların ticaretiSual: Sadece mushaf, dini kitap, dini levha ve ilahi kasetlerinin ticaretinin mahzuru var mıdır?
CEVAP
Mushafı, Kur'an-ı kerim öğretilmesine sebep olmak niyetiyle satmak caiz ve sevap olur. Aldığı para helal olur. Fakat böyle niyetin alameti mal oluş fiyatına yakın az bir kârla satmaktır. Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, mushafları kârsız satmalıdır! (Şir’a)

Mushaf, dini levha, ilmihal kitapları ticaret malı değildir. Emr-i maruf için satılır. Çarşıda pazarda satılmaz. Dükkanlarda rafa konur. Okumak, bereketlenmek için odaya asılır. Ziynet eşyası değildir. Dini levhaları ve diğer dini eserleri yere sermek onlara hakaret olur.

Sual:
Ücretle Kur'an okumak, hazır hatim satmak caiz midir?
CEVAP
Kur'an-ı kerim geçim vasıtası yapılmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur'an okuyun, fakat geçim vasıtası yapmayın.) [İ.Ahmed]
(Bir zaman gelir, Kur'an, Allah rızası için değil, dünyalık için okunur.) [Ebu Davud]

(Kur'an okuyup da, okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkanlar olacaktır.)
[İbni Mace]
(Kur'an-ı kerim, okuyanlarına ya şefaat eder veya düşman olur.) [Müslim]

Ücretle okunan Kur'andan ölüye sevap hasıl olmaz. (Hidaye)
Para ile Kur'an-ı kerim okutmak haramdır. (Bey ve şir’a)

Hafız, pazarlık etmeden, sırf Allah rızası için hatim veya mevlid okursa, okutanın hediye ettiğini alması caiz olur. (Hadika, Berika)

Kur'an-ı kerim okuyup hediye almayı meslek hâline getirmemeli! Çünkü âdet hâline gelen hediyeler, şart edilen ücret gibidir. (Dürr-ül muhtar)

Sual: Kendisine şeyh baba denilen biri, komşumuzun hanımına, (Kocandan çaldığın parayı bana getir. Ben haram parayı helale çeviririm) demiş. Şeyhin kara parayı aklama yetkisi var mıdır?
CEVAP
Şeyhin haram parayı helale çevirmek gibi bir yetkisi yoktur. Böyle kimseler sahte şeyhtir. Kimi (Namazı senden kaldırdım) diyor, kimi (Sizi kardeş yaptım) diyerek kadınla erkeğin halvetine zemin hazırlıyor. Zamane şeyhlerinden uzak durmalıdır.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst