- Katılım
- 23 Eylül 2006
- Mesajlar
- 9,165
- Tepkime puanı
- 48
- Puanları
- 0
Bir çoğumuzun gerek hobi amaçlı gerekse bir tutku şeklinde benimsediğimiz,sevdiğimiz Avcılığın,olmazsa olmazlarından olan ve Avcının Avdaki en yakın dostu,canyoldaşı olan Av Köpeklerini bu Threadde tanımaya,tanıtmaya çalışacağız.
İlk 8 mesajda,Fermalı Irkları,
Sonraki 4 mesajda,parlatıcı ırkları,
Sonraki 4 mesajda aportçu ırkları,
Sonraki 9 mesajda çok amaçlı ırkları,
Ve son olarak son mesajlardada Büyük av hayvanlarının avlanmasında kullanılan ırkları tanımaya çalışacağız.
Ferma: Köpeğin avı gördüğü zaman gördüğü anda yere çakılıp kalma halidir,Köpek fermada olduğu zaman kuşu kaldırmak için sahibinden haber bekler,ve sahibinin işareti ile kuşu kaldırır.
Parlatıcılar: Ferma özelliği olmayan ve kuşun olduğunu vucut dili ile anlatan türlere verilen isimdir.
Aport; Vurulan bir kuşu sahibine getirme olayına denir.
Çok amaçlı ırklar; Hem ferma hem aport yapabilen ve kışında ördek avında kullanılan türler için
İNGİLİZ POİNTER(POINTER)
Bir puanteri 3 kelimeyle tanımlamamı isteselerdi,dikbaşlı,süratli ve stilli derdim.Puanter üniversal bir köpektir ve tüm dünya yerden havalanan kuş (upland bird)avcılığında kalitesi tartışılmaz.Gerçektende bir puanterin ferma sırasında verdiği enstanteneleri,gözlere sunduğu ziyafeti başka hiçbir ırk veremez.Yanlış olarak İngiliz puanteri de denir ,ancak bu isim ırkı diğer puanter çeşitlerinden ayırdığından dolayı yaygınlaşmıştır.
Bir çok kuş köpeği gibi puanterinde orijini İspanyadır.1713 yılında İngiltere’ye Utrech barışından sonra dönen askerler tarafından sokuldular.Son derece iri ve yavaştılar ama muazzam bir koku kabiliyetleri vardı.Yavaşlık 1700 lü yıllarda büyük bir dezavantaj değildi ancak av tüfeklerindeki gelişim doğrultusunda 1800 lü yıllarda av tüm İngiltere ve İskoçya da son derece popüler bir hal aldı .Öyleki toprak sahibi asiller daha fazla av vurup gazetelere geçmek için birbirleriyle yarışır oldular(puanterlerde oluşan getirme sorunları bu yıllara dayanır,çünkü o yıllarda işçilik köpeklerden daha ucuzdu,köpekler işçilerden daha masraflıydılar dolayısıyla asilzadeler vurulan avı köpeğin getirmesiyle vakit kaybetmeyip bu işi özel kiralanmış işçilere ve çantacılara yaptırıyorlardı.
Sonuçta Flat Earth denilen sendrom ortaya çıktı,yani puanterler vurulan avı getirmezler inancı,elbetde getirmezlerdi çünkü bunun için hiç eğitilmemişlerdi).Rekabet beraberinde daha hızlı puanterleri bulmak için genetik arayışı getirdi .William Arkwright ın the pointer and his predeccesors(puanter ve ataları) adlı kitabında yazdığına göre,her toprak sahibinin kendi özel puanter ırkı oluşmaya başladı. Bu süreci kısaca özetlemem gerekli zira 1800 lü yıllarda ,en randımanlı ve kaliteli puanter ırkları hakkında bilgi sahibi olan William Arkwright ın genetik çalışmalar hakkındaki yazıları bile sayfaları doldurur.Eldeki köpeklerin arasından en hızlı yavrular alındı bunlar agresivlik ve avı bulmaya yönelik hırs kazanmaları için bullterier,sürat ve canlılık kazanmak içinde foxhound denilen süratli ırklarla crosslandılar.Ancak bu sefer de ortaya çıkan köpekler çok sert ve dikbaşlı oldular,ve zaman içersinde ırk yumuşatılarak,en iyi huylu yavrular damızlık kullanılarak günümüz çağdaş puanterine ulaşıldı.
Puanterler genellikle setterlerden çok daha zor köpeklerdir,öyleki işler eğitim sırasında ters gitmeye başlayınca uzun bir süre ara vermenin büyük faydası vardır ve bunun öğrenme çağındaki zaman kaybından dolayı vereceği zarar puanterde çok düşüktür.Çünkü puanterler setterlerin aksine ilerki yaşlarda kavrama ve öğrenme kabiliyetlerini kaybetmezler.
Bu kezde bir puanter sahibinin niteliklerini tanımlamamı isteselerdi;otorite sahibi,sabırlı,ve eğitim konusunda bilgili olmalı derdim .Puanterlerdeki bazı psikolojik sorunlar yavru dönemindeki sosyal eğitim yetersizliğinden dolayıda olur.Bazılarınınsa doğasında vardır.Ünlü köpek eğitmeni ve avcı John Nash ,puanterle setter arasındaki farkı söyle tanımlar “setter sizin gözlerinizin içine bakarken puanterin gözleri dağlardadır”.Bu gayet yerinde bir tanımdır ,puanteri olanlar bilirlerki av sırasında bir puanteri sevmek için bile yanınıza çağıramazsınız,onun tek amacı avı bulmaktır.İngiltere ve İskoçya daki köpek yetiştiricileri arasında bi şaka vardır.
“profesyonel bir eğitimci oğluna köpekleri hor kullanmadan sabırla ve güzellikle yetiştirmek hakkında bilgiler veriyormuş.Sonra bir gün çocuk babasının bir puanteri kırbaçladığını görmüş ve sormuş,baba hani köpeklerimizi dövmeden eğiticektik?,baba cevap vermiş, evet oğlum doğru ancak bu bir puanter ve ben onun dikkatini çekmeye çalışıyorum”.Gerçektende puanterler zor eğitilen dikbaşlı hayvanlardır insanlara setterlerden çok daha uzaktırlar.Bir settere kalkan kuşu kovalamamayı öğretmek belki bir av gününüzü alır,puanter belki daha çabuk öğrenir ancak uygulamaya gelince bile bile gene o avı kovalar.Ünlü İskoç, puanter ve setter eğitmeni ve yetiştiricisi Derry Argue kitabında şöyle diyor “Setterimi tavuklarla dolu bir kümesin önünde bırakabilirim ancak puanterime asla güvenmem”.
Mümkünse puanterinizi yavrudan alın , onunla beraber çok fazla vakit geçirin,ve sosyalleşmesini eksiksiz tamamlayın,bunun faydasını eğitimin ilerki safhalarında mutlaka görürsünüz.
Genel olarak fizikel özelliklere değinmek gerekirse;Puanterler tri color hariç her renkte olabilirler ;liver, lemon,oranj yada siyah.Ender olarak self color denilen tek renk olanlarada rastlanır.Lemon ve liver olanlarda koyu renk buruna sahip olmalıdırlar,açık renk burun ve göz makbul değildir.Tüyleri kısa ve sert olmalıdır.
Amerika daki puanterlerle Avrupa orijinli puanterler arasında gözle görülebilir bir fark vardır bunun sebebi Amerikalı avcıların fiziksel güzelliğe İngilizler kadar değer vermemesinden kaynaklanır,onlar için sonuç önemlidir,İngilizler içinse hem sonuç hemde stil.1890-1963 yılları arasında İngilterede yaşayan,ünlü köpek yetiştiricisi William Humphrey aradaki farkı şöyle özetliyor,”Amerikalı bir avcı et bulucu bir köpeği,stilli ve mesafeli arayan kaliteli bir köpeğe tercih eder” Amerika' daki puanterlerin fiziksel olarak Avrupa orijinli puanterlerden farklı olmasının sebebi daha ırkın genetik özellikleri tam oturmadan 2. Dünya savaşı sırasında Amerika ya çok fazla puanter sokulmasıdır.Evinde yada işyerinde internet bağlantısı olan arkadaşlar eğer Amerika daki puanter sitelerine girerlerse ve ,o heykel gibi duruşdan yoksun düşük burunlu uzun ve kıvrık kuyruklu puanter namzetlerini görürler ve nedemek istediğimi anlarlar.
Uzun lafın kısası ,puanter sahibi olmak bir ayrıcalıkdır,ama sırf bu ayrıcalığa sahip olacağım diye de kendinizi harap etmeyin ,eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız bir puanter sahibi olmaya soyunun, ama önce sabırlı olun.
İlk 8 mesajda,Fermalı Irkları,
Sonraki 4 mesajda,parlatıcı ırkları,
Sonraki 4 mesajda aportçu ırkları,
Sonraki 9 mesajda çok amaçlı ırkları,
Ve son olarak son mesajlardada Büyük av hayvanlarının avlanmasında kullanılan ırkları tanımaya çalışacağız.
Ferma: Köpeğin avı gördüğü zaman gördüğü anda yere çakılıp kalma halidir,Köpek fermada olduğu zaman kuşu kaldırmak için sahibinden haber bekler,ve sahibinin işareti ile kuşu kaldırır.
Parlatıcılar: Ferma özelliği olmayan ve kuşun olduğunu vucut dili ile anlatan türlere verilen isimdir.
Aport; Vurulan bir kuşu sahibine getirme olayına denir.
Çok amaçlı ırklar; Hem ferma hem aport yapabilen ve kışında ördek avında kullanılan türler için
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
İNGİLİZ POİNTER(POINTER)
Bir puanteri 3 kelimeyle tanımlamamı isteselerdi,dikbaşlı,süratli ve stilli derdim.Puanter üniversal bir köpektir ve tüm dünya yerden havalanan kuş (upland bird)avcılığında kalitesi tartışılmaz.Gerçektende bir puanterin ferma sırasında verdiği enstanteneleri,gözlere sunduğu ziyafeti başka hiçbir ırk veremez.Yanlış olarak İngiliz puanteri de denir ,ancak bu isim ırkı diğer puanter çeşitlerinden ayırdığından dolayı yaygınlaşmıştır.
Bir çok kuş köpeği gibi puanterinde orijini İspanyadır.1713 yılında İngiltere’ye Utrech barışından sonra dönen askerler tarafından sokuldular.Son derece iri ve yavaştılar ama muazzam bir koku kabiliyetleri vardı.Yavaşlık 1700 lü yıllarda büyük bir dezavantaj değildi ancak av tüfeklerindeki gelişim doğrultusunda 1800 lü yıllarda av tüm İngiltere ve İskoçya da son derece popüler bir hal aldı .Öyleki toprak sahibi asiller daha fazla av vurup gazetelere geçmek için birbirleriyle yarışır oldular(puanterlerde oluşan getirme sorunları bu yıllara dayanır,çünkü o yıllarda işçilik köpeklerden daha ucuzdu,köpekler işçilerden daha masraflıydılar dolayısıyla asilzadeler vurulan avı köpeğin getirmesiyle vakit kaybetmeyip bu işi özel kiralanmış işçilere ve çantacılara yaptırıyorlardı.
Sonuçta Flat Earth denilen sendrom ortaya çıktı,yani puanterler vurulan avı getirmezler inancı,elbetde getirmezlerdi çünkü bunun için hiç eğitilmemişlerdi).Rekabet beraberinde daha hızlı puanterleri bulmak için genetik arayışı getirdi .William Arkwright ın the pointer and his predeccesors(puanter ve ataları) adlı kitabında yazdığına göre,her toprak sahibinin kendi özel puanter ırkı oluşmaya başladı. Bu süreci kısaca özetlemem gerekli zira 1800 lü yıllarda ,en randımanlı ve kaliteli puanter ırkları hakkında bilgi sahibi olan William Arkwright ın genetik çalışmalar hakkındaki yazıları bile sayfaları doldurur.Eldeki köpeklerin arasından en hızlı yavrular alındı bunlar agresivlik ve avı bulmaya yönelik hırs kazanmaları için bullterier,sürat ve canlılık kazanmak içinde foxhound denilen süratli ırklarla crosslandılar.Ancak bu sefer de ortaya çıkan köpekler çok sert ve dikbaşlı oldular,ve zaman içersinde ırk yumuşatılarak,en iyi huylu yavrular damızlık kullanılarak günümüz çağdaş puanterine ulaşıldı.
Puanterler genellikle setterlerden çok daha zor köpeklerdir,öyleki işler eğitim sırasında ters gitmeye başlayınca uzun bir süre ara vermenin büyük faydası vardır ve bunun öğrenme çağındaki zaman kaybından dolayı vereceği zarar puanterde çok düşüktür.Çünkü puanterler setterlerin aksine ilerki yaşlarda kavrama ve öğrenme kabiliyetlerini kaybetmezler.
Bu kezde bir puanter sahibinin niteliklerini tanımlamamı isteselerdi;otorite sahibi,sabırlı,ve eğitim konusunda bilgili olmalı derdim .Puanterlerdeki bazı psikolojik sorunlar yavru dönemindeki sosyal eğitim yetersizliğinden dolayıda olur.Bazılarınınsa doğasında vardır.Ünlü köpek eğitmeni ve avcı John Nash ,puanterle setter arasındaki farkı söyle tanımlar “setter sizin gözlerinizin içine bakarken puanterin gözleri dağlardadır”.Bu gayet yerinde bir tanımdır ,puanteri olanlar bilirlerki av sırasında bir puanteri sevmek için bile yanınıza çağıramazsınız,onun tek amacı avı bulmaktır.İngiltere ve İskoçya daki köpek yetiştiricileri arasında bi şaka vardır.
“profesyonel bir eğitimci oğluna köpekleri hor kullanmadan sabırla ve güzellikle yetiştirmek hakkında bilgiler veriyormuş.Sonra bir gün çocuk babasının bir puanteri kırbaçladığını görmüş ve sormuş,baba hani köpeklerimizi dövmeden eğiticektik?,baba cevap vermiş, evet oğlum doğru ancak bu bir puanter ve ben onun dikkatini çekmeye çalışıyorum”.Gerçektende puanterler zor eğitilen dikbaşlı hayvanlardır insanlara setterlerden çok daha uzaktırlar.Bir settere kalkan kuşu kovalamamayı öğretmek belki bir av gününüzü alır,puanter belki daha çabuk öğrenir ancak uygulamaya gelince bile bile gene o avı kovalar.Ünlü İskoç, puanter ve setter eğitmeni ve yetiştiricisi Derry Argue kitabında şöyle diyor “Setterimi tavuklarla dolu bir kümesin önünde bırakabilirim ancak puanterime asla güvenmem”.
Mümkünse puanterinizi yavrudan alın , onunla beraber çok fazla vakit geçirin,ve sosyalleşmesini eksiksiz tamamlayın,bunun faydasını eğitimin ilerki safhalarında mutlaka görürsünüz.
Genel olarak fizikel özelliklere değinmek gerekirse;Puanterler tri color hariç her renkte olabilirler ;liver, lemon,oranj yada siyah.Ender olarak self color denilen tek renk olanlarada rastlanır.Lemon ve liver olanlarda koyu renk buruna sahip olmalıdırlar,açık renk burun ve göz makbul değildir.Tüyleri kısa ve sert olmalıdır.
Amerika daki puanterlerle Avrupa orijinli puanterler arasında gözle görülebilir bir fark vardır bunun sebebi Amerikalı avcıların fiziksel güzelliğe İngilizler kadar değer vermemesinden kaynaklanır,onlar için sonuç önemlidir,İngilizler içinse hem sonuç hemde stil.1890-1963 yılları arasında İngilterede yaşayan,ünlü köpek yetiştiricisi William Humphrey aradaki farkı şöyle özetliyor,”Amerikalı bir avcı et bulucu bir köpeği,stilli ve mesafeli arayan kaliteli bir köpeğe tercih eder” Amerika' daki puanterlerin fiziksel olarak Avrupa orijinli puanterlerden farklı olmasının sebebi daha ırkın genetik özellikleri tam oturmadan 2. Dünya savaşı sırasında Amerika ya çok fazla puanter sokulmasıdır.Evinde yada işyerinde internet bağlantısı olan arkadaşlar eğer Amerika daki puanter sitelerine girerlerse ve ,o heykel gibi duruşdan yoksun düşük burunlu uzun ve kıvrık kuyruklu puanter namzetlerini görürler ve nedemek istediğimi anlarlar.
Uzun lafın kısası ,puanter sahibi olmak bir ayrıcalıkdır,ama sırf bu ayrıcalığa sahip olacağım diye de kendinizi harap etmeyin ,eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız bir puanter sahibi olmaya soyunun, ama önce sabırlı olun.