Sene 1999...
CL grubu 4. maçı; Ya tamam ya devam...
Rakip Chelsea. Yer; Ali Sami Yen Cehennemi...
Grubun 3. maçında İngiltere`de şansız şekilde 1-0 mağlup olduğumuz Chlesea maçını rövanşta devirmek için teknik heyet, takım ve taraftar aşırı motive olmuş durumda. Bu galibiyet bizi büyük ihtimalle bir üst tura taşıyacaktı...
Maç başlamadan önce sahaya çıkan Chelsea taraftarları stadın atmosferi karşısında adeta dumura uğruyor ve doğru düzgün ısınmadan adeta soyunma odasına kaçıyorlardı. Aşırı motivasyon tribünlerede yansımıştı.
Maç saati gelmişti artık... Santranın yapılmasıyla beraber Galatasaray taraftarı adeta rakibin üstüne çökercesine , kulak zarlarının patlamasına neden olabilecek müthiş bir gürültüyle tezahuratlar yapıyordu. Ama aşırı motivasyon takımıza yaramamıştı. Chelsea bir kaza golüyle ilk dakikalarda öne geçmişti. Yükselen tezahuratlar tam aksi etki gösteriyordu ve Chelsea 2. ve 3. golüde bulmuştu. Ümidini kesen taraftar, o maç başındaki taraftar değildi. Herkes yerine oturmuştu, atmosferin kralını yaratan taraftar sanki başka bir taraftardı. Stadta çıt çıkmıyordu. Hafiften homurdanmalarda başlamıştı tribünde...
Aşşağı yukarı 70. dakikaya gelinmişti. Evet yine o meşhur 70. dakika...
Bir anda Kapalı tribün ayağa kalkıyor, sahada umutsuz bir şekilde hayalet gibi dolaşan futbolcularına aldırmadan Yeni Açık tribüne sesleniyordu...
Kapalı tribünden yükselen yoğun ses SEN ŞAMPİYON OLMASANDA sözcükleri ile başlıyor, Yeni Açık KUPALARI ALMASANDA diye devam ediyordu...
Ve 80. dakikalarda Chelsea bir gol daha buluyordu. Ama oda ne... Sen şampiyon olmasanda diye haykıran tribünlerin çığlığı belkide Fulya`dan duyulurcasına daha bir çılgınca şiddetini arttırıyordu. 90. dk. da bir gol daha kalemizde bulduk ve çok inandığımız maçta 5-0 geriye düşmüştük, ama tribün hala inançla bağırıyordu, haykırıyordu; SEVİYORUZ İŞTE VAR MI DİYECEĞİN !
Sahadaki futbolcular bu müthiş desteğe o 90 dakika cevap verememişlerdi. Çok mu önemliydi bizim için, biz sevmiştik bu renkleri delicesine. İster 5 olsun , ister 10 olsun ! Var mı diyeceğin seviyoruz işte !
Bu inanç , bu destek bu maçta işe yaramamıştı belki, ama bu maçtan bir kaç ay sonra UEFA CUP müzemize gelmişti...İnanmak vazgeçmemektir. ( 2 hafta sonraki Milan maçı ve sonrasını bir kez daha gözlerinizin önüne getirin)
Ve bu meşhur Chelsea maçı sonrası Gianluca Zola`nın şu yorumu herhalde başka bir yorum yapmamıza mahal bırakmıyor...
"Bu kadar senelik futbol hayatımda hiç böylesine bir atmosfer yaşamadım. Farkı arttırmamıza rağmen hala sesleri kesilmedi, böyle bir taraftar önünde bu kadar farklı kazandığımza hala inanamıyorum"...
CL grubu 4. maçı; Ya tamam ya devam...
Rakip Chelsea. Yer; Ali Sami Yen Cehennemi...
Grubun 3. maçında İngiltere`de şansız şekilde 1-0 mağlup olduğumuz Chlesea maçını rövanşta devirmek için teknik heyet, takım ve taraftar aşırı motive olmuş durumda. Bu galibiyet bizi büyük ihtimalle bir üst tura taşıyacaktı...
Maç başlamadan önce sahaya çıkan Chelsea taraftarları stadın atmosferi karşısında adeta dumura uğruyor ve doğru düzgün ısınmadan adeta soyunma odasına kaçıyorlardı. Aşırı motivasyon tribünlerede yansımıştı.
Maç saati gelmişti artık... Santranın yapılmasıyla beraber Galatasaray taraftarı adeta rakibin üstüne çökercesine , kulak zarlarının patlamasına neden olabilecek müthiş bir gürültüyle tezahuratlar yapıyordu. Ama aşırı motivasyon takımıza yaramamıştı. Chelsea bir kaza golüyle ilk dakikalarda öne geçmişti. Yükselen tezahuratlar tam aksi etki gösteriyordu ve Chelsea 2. ve 3. golüde bulmuştu. Ümidini kesen taraftar, o maç başındaki taraftar değildi. Herkes yerine oturmuştu, atmosferin kralını yaratan taraftar sanki başka bir taraftardı. Stadta çıt çıkmıyordu. Hafiften homurdanmalarda başlamıştı tribünde...
Aşşağı yukarı 70. dakikaya gelinmişti. Evet yine o meşhur 70. dakika...
Bir anda Kapalı tribün ayağa kalkıyor, sahada umutsuz bir şekilde hayalet gibi dolaşan futbolcularına aldırmadan Yeni Açık tribüne sesleniyordu...
Kapalı tribünden yükselen yoğun ses SEN ŞAMPİYON OLMASANDA sözcükleri ile başlıyor, Yeni Açık KUPALARI ALMASANDA diye devam ediyordu...
Ve 80. dakikalarda Chelsea bir gol daha buluyordu. Ama oda ne... Sen şampiyon olmasanda diye haykıran tribünlerin çığlığı belkide Fulya`dan duyulurcasına daha bir çılgınca şiddetini arttırıyordu. 90. dk. da bir gol daha kalemizde bulduk ve çok inandığımız maçta 5-0 geriye düşmüştük, ama tribün hala inançla bağırıyordu, haykırıyordu; SEVİYORUZ İŞTE VAR MI DİYECEĞİN !
Sahadaki futbolcular bu müthiş desteğe o 90 dakika cevap verememişlerdi. Çok mu önemliydi bizim için, biz sevmiştik bu renkleri delicesine. İster 5 olsun , ister 10 olsun ! Var mı diyeceğin seviyoruz işte !
Bu inanç , bu destek bu maçta işe yaramamıştı belki, ama bu maçtan bir kaç ay sonra UEFA CUP müzemize gelmişti...İnanmak vazgeçmemektir. ( 2 hafta sonraki Milan maçı ve sonrasını bir kez daha gözlerinizin önüne getirin)
Ve bu meşhur Chelsea maçı sonrası Gianluca Zola`nın şu yorumu herhalde başka bir yorum yapmamıza mahal bırakmıyor...
"Bu kadar senelik futbol hayatımda hiç böylesine bir atmosfer yaşamadım. Farkı arttırmamıza rağmen hala sesleri kesilmedi, böyle bir taraftar önünde bu kadar farklı kazandığımza hala inanamıyorum"...