- Katılım
- 6 Nisan 2007
- Mesajlar
- 3,175
- Tepkime puanı
- 25
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
Mustafa Ertekin
Cumhuriyeti korumak!
[FONT="Arial]Değerli dostlar "bize ne oluyor", anlamak mümkün değil…
ABD-AB sözcüleri böyle istedi diye, "surda gedik açmaya" devam ediyoruz.
Birçok "talihsizliği" bir arada yaşıyoruz.
Mesela AKP ile DTP'nin kol kola girip yasalaştırdığı TRT de "Kürtçe yayın" konusu milleti farklılaştırmanın, ilk adımı değil mi?
Bir ülkede dilini öğrenmeyi başaramayan birkaç kişi için koskoca bölgeye "kürtçe yayın" yapılması "üniter" yapıyı zedelemek değil mi?..
Anayasayı ihlal etmektir…
AB nin uyum süreci "sözde kültürel haklar" kavramı ve anadilde yayın vesaire ambalajlı "ayrıştırıcı" dayatması değerlerimizi tahrip ediyor, ama maalesef fark edemiyoruz…
Bu ülkede bir kesim televizyondan bilgilensin diye "Kürtçe yayın" için kanal tahsis edilirken, aynı hassasiyet "sağır, dilsiz ve görme engelliler" için gösterilememiştir…
Milyonlarca özürlü haber saatlerinde bile "ülkesinde neler oluyor" bunu bile bilemezken, kendi ülkesinin dilini öğrenmekten kaçınan bir zümreye bu ayrıcalık ne için sağlanmıştır?
Bu vatandaşlarımızın suçu engelli olmak mıdır?
Peki, Türkçe bilmeyenler Türkçeyi neden öğrenmemiştir buda düşündürücü…
Türkiye'de her farklı kültür kendine yayın isterse "üniter" sistem ne hale gelir?
Kültürel farklılıkların siyasallaşması bizi nereye götürür bilen var mı?
Kamusal alanda dili yayını farlılaştırma yeni istekleri getirebilir, sonucunu tahmin bile etmek istemem çünkü tüylerimi diken diken ediyor…
Gerçi MHP mecliste bu yanlıştan dönülmesi için "plevne savunması" yapıyor.
MHP li vekillerin hukuk çerçevesinde bu yanlışlığa dur diyecek girişimleri sürdüreceklerine inancım tamdır.
Bugün Sayın Bahçeli'nin gurup konuşmasının da oldukça önemli olacağını düşünüyorum…
AB'nin anadil ve kültürel hak diye tahrip ettiği bütünlüğümüz bozulursa, Türkiye nereye gider acaba?
AKP nin oy uğruna girdiği "yanlış sapak" bizi nereye çıkacaktır bilinmez ama çıkmaz sokak ürkütücüdür?
Benim merakım, "kendi siyasi ikballeri uğruna" değerleri tahrip edilerek AKP nereye koşmaktadır?
Ordu yıpratılmak isteniyor…
Yargı yıpratılıyor…
Üniter yapı zedelenmektedir…
Demokrasi ayaklar altına alınmaktadır…
Borsa, ekonomi, bankalar yabancılaşmaktadır…
Değerli dostlar bakın ne hale geldik!
AKP kendi hayal ve ihtirasları uğruna değerlerimizin formunu değiştirmektedir.
Acı olan sağından solundan çekiştirilen inkılâplarımızdır, ilkelerimizdir…
Bir yandan AB Karşıtı damgası yiyen milliyetçiliğimize kalemşorlar saldırırken, öte yanda da din sömürücüsü siyasetçilerin "güç bende gösterisini" dehşetle izliyoruz…
Kargaşa ortamından yararlanan "kaostan düzen" yaratmak isteyen zihniyetlerin emellerini analiz edince milliyetçilere niçin saldırdığı açıktır…
Zaten milliyetçilere yapılan iftiraların sebebi Cumhuriyeti korumaktaki kararlı ve vakur tavrıdır….
Milliyetçiler önlerindeki engel gibi görülmektedir…
Türkiye zor yıllar yaşıyor. Etrafımızda yakılan ateş yanarken çember daralmaktadır.
Amaçları "kaostan yeni düzen" çıkarmaktır…
Şimdi maskeler daha farklı;
Kimileri demokrasiden yola çıkıyor, kimileri de "insan hakları" inanç özgürlüğü vesaire den…
Bana göre tüm odakların hedefleri "Üniter Devleti" yok etmektir.
Bu beyhude bir çaba, biraz hayal ama yinede deniyorlar…
Bunların içinde maalesef bazı merkezlerin oyununa gelerek gaflet ve dalâlet içinde olan, kıymet hükümleri kendilerinden menkul "sözde aydınlar" bile vardır…
Bu boş bir hayaldir…
Asıl yanılgıları şu; "Türkiye Cumhuriyeti" gerçeği, bütün Türk milletinin eseridir…
Bu eserin içeriği bilgi ahlâk ve kültür, dokusu hukuk, akıl, bilimdir.
Bundan güzel ne olabilir…
Türkiye'nin, sonsuza kadar daima ilerici ve çağdaş kalma iradesinin güvencesi de Laik üniter Cumhuriyet değil midir?
Bu özellikleri onu demokrasiyle bütünleşen bir "milli sevda" kılmıştır.
Milliyetçilik ve Cumhuriyet bir sevdadır bizler için.
O halde "zor yılları yenmekte bir görevdir" bizler için…
Dışarıdan gelen Tehdit ve tehlike açıktır, fark etmek gerek…
Cumhuriyetimizin dostlarını çoğaltmak, milliyetçilik duygusunun etrafında kenetlenmek bize düşen büyük görevdir.
Biraz sabır, biraz sağduyu…[/FONT]
[FONT="Arial]Değerli dostlar "bize ne oluyor", anlamak mümkün değil…
ABD-AB sözcüleri böyle istedi diye, "surda gedik açmaya" devam ediyoruz.
Birçok "talihsizliği" bir arada yaşıyoruz.
Mesela AKP ile DTP'nin kol kola girip yasalaştırdığı TRT de "Kürtçe yayın" konusu milleti farklılaştırmanın, ilk adımı değil mi?
Bir ülkede dilini öğrenmeyi başaramayan birkaç kişi için koskoca bölgeye "kürtçe yayın" yapılması "üniter" yapıyı zedelemek değil mi?..
Anayasayı ihlal etmektir…
AB nin uyum süreci "sözde kültürel haklar" kavramı ve anadilde yayın vesaire ambalajlı "ayrıştırıcı" dayatması değerlerimizi tahrip ediyor, ama maalesef fark edemiyoruz…
Bu ülkede bir kesim televizyondan bilgilensin diye "Kürtçe yayın" için kanal tahsis edilirken, aynı hassasiyet "sağır, dilsiz ve görme engelliler" için gösterilememiştir…
Milyonlarca özürlü haber saatlerinde bile "ülkesinde neler oluyor" bunu bile bilemezken, kendi ülkesinin dilini öğrenmekten kaçınan bir zümreye bu ayrıcalık ne için sağlanmıştır?
Bu vatandaşlarımızın suçu engelli olmak mıdır?
Peki, Türkçe bilmeyenler Türkçeyi neden öğrenmemiştir buda düşündürücü…
Türkiye'de her farklı kültür kendine yayın isterse "üniter" sistem ne hale gelir?
Kültürel farklılıkların siyasallaşması bizi nereye götürür bilen var mı?
Kamusal alanda dili yayını farlılaştırma yeni istekleri getirebilir, sonucunu tahmin bile etmek istemem çünkü tüylerimi diken diken ediyor…
Gerçi MHP mecliste bu yanlıştan dönülmesi için "plevne savunması" yapıyor.
MHP li vekillerin hukuk çerçevesinde bu yanlışlığa dur diyecek girişimleri sürdüreceklerine inancım tamdır.
Bugün Sayın Bahçeli'nin gurup konuşmasının da oldukça önemli olacağını düşünüyorum…
AB'nin anadil ve kültürel hak diye tahrip ettiği bütünlüğümüz bozulursa, Türkiye nereye gider acaba?
AKP nin oy uğruna girdiği "yanlış sapak" bizi nereye çıkacaktır bilinmez ama çıkmaz sokak ürkütücüdür?
Benim merakım, "kendi siyasi ikballeri uğruna" değerleri tahrip edilerek AKP nereye koşmaktadır?
Ordu yıpratılmak isteniyor…
Yargı yıpratılıyor…
Üniter yapı zedelenmektedir…
Demokrasi ayaklar altına alınmaktadır…
Borsa, ekonomi, bankalar yabancılaşmaktadır…
Değerli dostlar bakın ne hale geldik!
AKP kendi hayal ve ihtirasları uğruna değerlerimizin formunu değiştirmektedir.
Acı olan sağından solundan çekiştirilen inkılâplarımızdır, ilkelerimizdir…
Bir yandan AB Karşıtı damgası yiyen milliyetçiliğimize kalemşorlar saldırırken, öte yanda da din sömürücüsü siyasetçilerin "güç bende gösterisini" dehşetle izliyoruz…
Kargaşa ortamından yararlanan "kaostan düzen" yaratmak isteyen zihniyetlerin emellerini analiz edince milliyetçilere niçin saldırdığı açıktır…
Zaten milliyetçilere yapılan iftiraların sebebi Cumhuriyeti korumaktaki kararlı ve vakur tavrıdır….
Milliyetçiler önlerindeki engel gibi görülmektedir…
Türkiye zor yıllar yaşıyor. Etrafımızda yakılan ateş yanarken çember daralmaktadır.
Amaçları "kaostan yeni düzen" çıkarmaktır…
Şimdi maskeler daha farklı;
Kimileri demokrasiden yola çıkıyor, kimileri de "insan hakları" inanç özgürlüğü vesaire den…
Bana göre tüm odakların hedefleri "Üniter Devleti" yok etmektir.
Bu beyhude bir çaba, biraz hayal ama yinede deniyorlar…
Bunların içinde maalesef bazı merkezlerin oyununa gelerek gaflet ve dalâlet içinde olan, kıymet hükümleri kendilerinden menkul "sözde aydınlar" bile vardır…
Bu boş bir hayaldir…
Asıl yanılgıları şu; "Türkiye Cumhuriyeti" gerçeği, bütün Türk milletinin eseridir…
Bu eserin içeriği bilgi ahlâk ve kültür, dokusu hukuk, akıl, bilimdir.
Bundan güzel ne olabilir…
Türkiye'nin, sonsuza kadar daima ilerici ve çağdaş kalma iradesinin güvencesi de Laik üniter Cumhuriyet değil midir?
Bu özellikleri onu demokrasiyle bütünleşen bir "milli sevda" kılmıştır.
Milliyetçilik ve Cumhuriyet bir sevdadır bizler için.
O halde "zor yılları yenmekte bir görevdir" bizler için…
Dışarıdan gelen Tehdit ve tehlike açıktır, fark etmek gerek…
Cumhuriyetimizin dostlarını çoğaltmak, milliyetçilik duygusunun etrafında kenetlenmek bize düşen büyük görevdir.
Biraz sabır, biraz sağduyu…[/FONT]