Erkekler, çocuk bakıcılığı ve hostesliğin ardından şimdilerde ‘hemşire' olabilmek için gün sayıyor. Hemen paniğe kapılıp “Aman Allah'ım! Bu erkeklere neler oluyor?” demeyin. Meclis, 1954'ten bu yana yürürlükte olan “Hemşirelik Yasası”nda ‘kadın olma' şartını kaldırdı. Artık diploması olduğu halde görevini yapamayan çok sayıda erkek, hemşire olabilecek. Erkeklerin, kadın mesleği olarak bilinen hemşireliğe başlayacak olması, ‘kızları da askere alsınlar' esprilerine sebep oluyor! Bir zamanlar meslekler için cinsiyet ayrımı yapılır; ‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma' ya da ‘Elinin çamuruyla kadın işine karışma' denirdi. Bu anlayış ve bu sözler çoktan tarih oldu. Günümüzde erkekler, kadın mesleği olarak anılan işleri başarıyla yapıyor. Kadınlar da erkeklerle özdeşleşen mesleklerde basamakları hızla tırmanıyor. Artık hostes, çocuk bakıcısı ya da hemşire erkeklere; taksi şoförü, polis veya postacı kadınlara sıkça rastlıyoruz.
Belki izlemişisinizdir 2005’te ülkemizde de gösterilen “Zor Baba ve Dünür” adlı Hollywood filmini. Film, baştan sona bir kahkaha tufanıydı. Bir hastanede erkek hemşire olarak görev yapan Ben Stiller, sevdiği kızla evlenmeye karar vermişti. Tabii kız da (Teri Tolo) damat adayını babasıyla tanıştırmak için evine davet etmişti. Eski CIA ajanı olan baba, müstakbel damadının hemşirelik yaptığını duyunca kıyameti koparmıştı. Bu bir film neticede. Peki niye mi anlattık bu filmi? Sıkı durun. Batı’da bile erkek hemşirelere pek de hoş gözle bakılmazken Türkiye’de yasal olarak artık erkekler hemşire olabilecek. Filmdeki komik olaylar yaşanır mı bilinmez ancak şu da bir gerçek ki artık erkekler kadın, kadınlar da erkeklere özgü işlerde rahatlıkla çalışabiliyorlar. Bir zamanlar, “Garson, inşaat işçisi, tamirci, demirci, taksici, maden işçisi, boyacı…” denince, akla gelen ilk şey bir erkekti. Gün olup devran dönünce şartlar değişti, ‘elinin hamuruyla erkek işine karışma’ devri de bitti. Keza makyöz, çocuk bakıcısı, hostes, hemşire denince de oluşan siluet, mesleğinin gerektirdiği şekilde giyinmiş bir bayandan öteye gitmiyordu. Fakat takkelerini veren erkekler külahlarını almaya epey niyetliydi. Bunun için, yıllar önce mücadelesine başladıkları ‘hemşire olma hakkı’nı sonunda kazanabildiler. TBMM Genel Kurulu’nda, erkeklere de hemşire olma imkânı tanıyan kanun teklifi yıllarca süren uğraşlar sonunda kabul edilerek yasalaştı. Hal böyle olunca ara ara nükseden: “Bayanları da askere alacaklarmış!” esprisi aldı başını gidiyor. Kim bilebilir ileriki yıllarda hudut boylarımızı bayanların korumayacağını ya da hastane duvarlarımızı ‘sus’ işareti yapan bıyıklı erkek hemşirelerin süslemeyeceğini!
Belki izlemişisinizdir 2005’te ülkemizde de gösterilen “Zor Baba ve Dünür” adlı Hollywood filmini. Film, baştan sona bir kahkaha tufanıydı. Bir hastanede erkek hemşire olarak görev yapan Ben Stiller, sevdiği kızla evlenmeye karar vermişti. Tabii kız da (Teri Tolo) damat adayını babasıyla tanıştırmak için evine davet etmişti. Eski CIA ajanı olan baba, müstakbel damadının hemşirelik yaptığını duyunca kıyameti koparmıştı. Bu bir film neticede. Peki niye mi anlattık bu filmi? Sıkı durun. Batı’da bile erkek hemşirelere pek de hoş gözle bakılmazken Türkiye’de yasal olarak artık erkekler hemşire olabilecek. Filmdeki komik olaylar yaşanır mı bilinmez ancak şu da bir gerçek ki artık erkekler kadın, kadınlar da erkeklere özgü işlerde rahatlıkla çalışabiliyorlar. Bir zamanlar, “Garson, inşaat işçisi, tamirci, demirci, taksici, maden işçisi, boyacı…” denince, akla gelen ilk şey bir erkekti. Gün olup devran dönünce şartlar değişti, ‘elinin hamuruyla erkek işine karışma’ devri de bitti. Keza makyöz, çocuk bakıcısı, hostes, hemşire denince de oluşan siluet, mesleğinin gerektirdiği şekilde giyinmiş bir bayandan öteye gitmiyordu. Fakat takkelerini veren erkekler külahlarını almaya epey niyetliydi. Bunun için, yıllar önce mücadelesine başladıkları ‘hemşire olma hakkı’nı sonunda kazanabildiler. TBMM Genel Kurulu’nda, erkeklere de hemşire olma imkânı tanıyan kanun teklifi yıllarca süren uğraşlar sonunda kabul edilerek yasalaştı. Hal böyle olunca ara ara nükseden: “Bayanları da askere alacaklarmış!” esprisi aldı başını gidiyor. Kim bilebilir ileriki yıllarda hudut boylarımızı bayanların korumayacağını ya da hastane duvarlarımızı ‘sus’ işareti yapan bıyıklı erkek hemşirelerin süslemeyeceğini!