Bir rüyadır gece hiç olmadığı kadar gerçek.
Gecenin İçinden Geçerken Hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek.
An’dır, geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek...
Sancıdır gece, bilinmeyene gebe. Bıçaktır gece yüreğinizde, istemeseniz de.
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür.Saklı kalan aslında, geceden hep gizlediğin yüzündür.
Savaştır gece, orduları olmayan. Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar
öldüremediklerimizle... Kendi kavganızdır gece, kendi sevdanızdır da... Ya da ikisinin
ortasında, yoğun bir bilmece.Kimi zaman yıldızdır dostunuz, kimi zaman ay, ama
kırgınsınızdır hep güneşe.
Gül ile bülbülün hikâyesinde, gülün adı, bülbülün kanıdır gece.
Gece, ilham olur aşka düşen bîçâre gence.
leyl’dir gece, kelimelerin en karanlığıdır.
leylâ olur gece, sebebi mecnûnluğundandır.
Yusuf’un gözleridir gece
Züleyhâ’ya. Yusuf’un sözleridir gece
Züleyhâ’ya.
Züleyhâ bir ince sızıdır ki
aynı gecelerde
yazgısı düşer ay yüzlü Yusuf’a.
Yazıdır gece semaya yazılan
Yazgıdır gece alna kazılan.
Bir sırdır gece kulağa fısıldanan
bir yârdır gece omzuna yaslanılan.
Kelebeğin kanadında naif doku
gülün bağrında yaralı koku
bülbülün sesinde hüzünlü buğudur gece.
Eylülün ortasında vurulan aşklar gibi
ağlatır gece.
Garip bir sonbahar bestesi bırakır da ellerine
yanaklarından birkaç damla yaş kalır geriye.
İki dudağının arasında fısıltı
iki sevdanın arasında yanılgıdır gece.
Yâre yazılan nâme
yârdan gelen nağme ve ümitsiz bir baş eğmedir gece.
Bir sözdür gece ki telâffuzu yoktur. Bir közdür gece ki
yaktığı yer çoktur.
Duaya açılan ellerde yalvarıştır gece.
Bir kalemdir gece
yazdığı harf adedince
acı düşer suretine.
Bir kâğıttır gece
kalem üzerinden geçtiği sürece
yıldız olur gözlerinde.
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!
Gecenin içinden
gül kokulu yıldızlar toplayıp yüreğine serpeyim...
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!
Gece benim
ben geceyim.
Gecenin içinden geçerken
içinden gece geçen yine benim...
Gecenin İçinden Geçerken Hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek.
An’dır, geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek...
Sancıdır gece, bilinmeyene gebe. Bıçaktır gece yüreğinizde, istemeseniz de.
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür.Saklı kalan aslında, geceden hep gizlediğin yüzündür.
Savaştır gece, orduları olmayan. Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar
öldüremediklerimizle... Kendi kavganızdır gece, kendi sevdanızdır da... Ya da ikisinin
ortasında, yoğun bir bilmece.Kimi zaman yıldızdır dostunuz, kimi zaman ay, ama
kırgınsınızdır hep güneşe.
Gül ile bülbülün hikâyesinde, gülün adı, bülbülün kanıdır gece.
Gece, ilham olur aşka düşen bîçâre gence.
leyl’dir gece, kelimelerin en karanlığıdır.
leylâ olur gece, sebebi mecnûnluğundandır.
Yusuf’un gözleridir gece
Züleyhâ bir ince sızıdır ki
Yazıdır gece semaya yazılan
Bir sırdır gece kulağa fısıldanan
Kelebeğin kanadında naif doku
bülbülün sesinde hüzünlü buğudur gece.
Eylülün ortasında vurulan aşklar gibi
Garip bir sonbahar bestesi bırakır da ellerine
İki dudağının arasında fısıltı
Yâre yazılan nâme
Bir sözdür gece ki telâffuzu yoktur. Bir közdür gece ki
Duaya açılan ellerde yalvarıştır gece.
Bir kalemdir gece
Bir kâğıttır gece
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!
Gecenin içinden
Gece benim...
Ben geceyim...
İzin ver ey sevgili!
Gece benim
Gecenin içinden geçerken