Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Günün köşe yazısı..

  • Konbuyu başlatan fiesta73
  • Başlangıç tarihi
F

fiesta73

Guest
necatisatanabanner7pc.gif

19 Mart 2006 Pazar
Rezilliğin böylesi görülmemişti!
Galatasaray sahada kendisini durdurmakla görevli malum şahıslara rağmen şampiyonluk yolunda önemli bir virajı daha aldı.

Bu kadar hakem rezaletinin yaşandığı bir maçı ben son yıllarda hatırlamıyorum. Aslında son iki yıldır yeterince rezalet gördüğümüzü sanıyorduk ama böyle hakemlerle daha görecek çok şeyimiz olduğunu anlıyoruz. Bu hakemler rezalette sınır tanımıyorlar. Her bir hafta rezalet rekorlarını egale ediyorlar.

Rakibin Galatasaraylı futbolculara sahanın her yanında çift dalmalarına gösterilmeyen kartlar, son dakikalarda kale çizgisi üzerinde topu elle oynamaya çalınmayan penaltılar geceye damgasını vururken, Hakan Şükür'ün gayretleri ile kazanılan maç hafızalardan uzun yılar silinmeyecek.

İnanın bu maçla ilgili yorum yaparken maçın tüm anında yanlışlar yapan hakemi anlatmamak mümkün değil. Tabii buna hakem denirse. Zafer Önder İpek dün bir takım nasıl durduruluru göstermeye çalıştı durdu.

Daha maçın ilk yarısında gole giden kaç tane Galatasaray atağını faul ve ofsayt ile kesti anlayamadık. Galatasaray lehine verilmeyen kornerler, fauller, ofsaytlar daha ilk çeyrekte öylesine çoktu ki, maçın sonuna doğru yaşanan rezaletler artık beklenen gelişmelerdi.

Emre Toraman'ın Song'u kasıtlı olarak faulle durdurması ve arkasından resmen dayak atmaya kalkması karşısında bile hem Emre'ye, hem de Song'as arı kart göstererek rengini açıkça belli eden Zafer Önder İpek denen şüpheli şahıs, Devran'ın kale çizgisi üzerinde topu elle bir kaleci gibi uzaklaştırmasına bile penaltı çalmadı.

Bu kaar hakem rezaletine karşın Teknik Direktör Gerets'in her zamanki yanlış oyuncu değişikliklerini de yazmadan geçemeyeceğizm. Gerets artık kalıplaşmış Hasan ve İliç değişiklikleri dışında da yapabileceği farklı organizasyonlar olduğunu bilmeli.

Yeminle bu Gerets ile Galatasaray nasıl buraya kadar geldi anlayamıyoruz. Son 5 haftadır her maçında yanlış futbolcu değişiklikleri yapan Belçikalı Hoca'nın rakibi "Dahi Daum" olmasa idi şu anda Galatasaray çok tan lige havlu atmış olabilirdi.

Yani al birini, vur ötekine. Böyle yanlış değişiklikler nasıl yapılır anlayamıyorum. Hakan Şükür'ü belki de oyuna bile almayacaktı Gerets. Orhan Ak son haftalarda dökülürken onu çıkarıp bir Ergün' ü bile oyuna almayı akıl edemeyen Gerets yatsın kalksın hem şamsına, hem de son anda oyuna aldığı Hakan Şükür'e şükretsin.

Ligin bitimine artık haftalar kaldı. Bı tip teknik hatalara artık tahammül yok. Gerets'in maçı daha iyi okuması gerekiyor. Çekirge her zaman sıçramaz. Kazanırken de yanlışları görebilmek önemli.

ALİ AYDIN'IN İSTİFASI ÇÖZÜM OLABİLİR!

Son sözüm MHK Hakem Atamalarından Sorumlu Başkanı Malum kişi olan Ali Aydın'a;

Bu Zafer Önder İpek denen hakem benzeri şahsı nereden buldun da atadın?

Bu İpek bu kadar yanlışı üstüleyerek yaparken kimden güç alıyor?

Bir insan tek maçta neden bu kadar hata yapar?

Bunların hesabını ya ver, ya da bir türlü Galatasaray'la kapatamadığın defterini kendi elinle dür lütfen!....

Senin olduğun yerde hakemlik bir adım ileri gitmez...
 
F

fa77

Guest
eğer bu hakemleri ali aydın atıyorsa ki o atıyormuş bunu bu yazıdan öğrendim kadıköyde bizi 7 kişi bırakan adam bize bu güçle neler yapmaz ki demekten kendimi alamıyorum yuh olsun yazıklar olsun diyorum
sevgiler....
 
F

fiesta73

Guest
necatisatanabanner1sa.gif

24 Mart 2006 Cuma
Bir baba hindi kime binecek acaba?

Galatasaray ve ezeli rakibi Fenerbahçe arasında oynanan maçta tribünlerde yaşananlar gerçekten utanç vericiydi. Tamamı plastik bardakta su şeklinde sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle oyunun sık sık durması daha atak oynayan Galatasaray’ın aleyhine oldu. Yani seyirci kendi takımına destek değil, köstek oldu.

Galatasaray’ın düşüncesiz ve hatta akılsız diyebileceğimiz bazı taraftarları şark kurnazlığı içinde , “Nasıl olsa bardaklar plastik ve zaten havaya attığında içindeki su bile dökülüyor. Yaralayıcı madde atmıyoruz” şeklindeki düşüncelerinin ne denli yanlış olduğunu gördük.

Şark kurnazlığı yaptığını sananlara Fenerbahçe yönetiminden daha kurnaz bir anti taauruz oldu.

Fenerbahçe yönetimi “Takımını sahadan çekmeyi düşünmüş”

Çekseydin de 3/0 hükmen mağlup olsaydın beyefendiler. Neden çekmediniz. İnsan sağlığını tehdit eden bir unsur vardı da buna neden seyirci kaldınız?

Bunun ötesinde Fenerbahçe’nin konuşurken kaşı, gözü oynayan sempatik As Başkanı Nihat Özdemir, tribünlerden atılan yabancı cisimleri birer “Patriot” olarak değerlendirmiş ve neredeyse takımını sahadan çekeceğini söylemiş ve bir de eklemiş;

Adalet istiyoruz!...

Adalet isteyene de bir bakın hele!...

Bu ülkede adaletin uygulanması halinde en çok zararlı çıkacak olanlar “Adalet” istiyorlar.

Evet biz de adalet istiyoruz.

Verin Galatasaray’a bir maç saha kapatması.

Ardından hakaret nedeniyle 3 maç ceza alan ve cezası bir anda affedilen ve ardından zorlu deplasmanda takımını attığı gollerle sırtlayan Semih’in durumu tekrar görüşülsün.

Elle atılan, elle kesilen toplam 5 maç yeniden değerlendirilsin.

Rakiplerinin ayağına bastğı için, soyunma odalarında kapılara tekme attığı için cezalandırılan, özel maçlarda hakemler tarafından 3’er maç cezalandırılan Galatasaraylı oyuncuları bir hatırlayalım ve;

Derbinin ardından tribünlere giderek, “Baba Hindiyi Cimbom ve Kartala” bindirenlere de ceza verelim.

Tuncay’ın “Terbiyesizliği”, büyük camialara küfür etmesi ve bunun için de bini aşkın taraftarını örgütlemesine de ceza verelim.

Eğer bu ülkede bunları yapabilecek bir federasyon varsa, Galatasaray’ın sahasını da kapatın.

Ama 2 büyük camiaya karşı adeta terbiyesizlik yapan, hakaret eden Tuncay’a ceza verilmeyecekse,

Tuncay yarın O baba hindi bu sefer size bindirirse ne yapacaksınız?

Bekleyip göreceğiz. Eğer Galatasaray’a ceza verilip de bu rezalete sessiz kalınırsa hangi başlıkta yazı yazacağıma karar verdim.

Adaletin kıldan ince, kılıçtan keskin olduğuna inanan Müslüman bir milletin çocuklarıyız.

Yönetim eliyle yaptırılan organize küfre ceza veremeyen, futbolcusu tribünlerde rezalet çıkaran bir takıma ceza veremeyen PFDK Galatasaray’a ceza vererek şampiyonluk yolunda “Haksız rekabet” yaratmaya devam edecekse etsin..

Kısacası PFDK'nin vereceği cezaların ardından Tuncay'ın elindeki "Bir Baba Hindi"nin kime bindiğini göreceğiz.
 

atabey

New member
Local time
04:16
Katılım
25 Şubat 2006
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Çorum
Ne diyeyim gönlüne, yüreğine , bileğine ve kalemine sağlık.
 
F

fiesta73

Guest
Artistliğin sonu figüranlıktır...

necatisatanabanner1bc.gif

27 Mart 2006 Pazartesi
Artistliğin sonu figüranlıktır...

Süper Ligde zorlu bir haftayı daha geride bıraktık. Şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray ve Fenerbahçe zor da olsa rakiplerini aşmayı başardılar.

Hakem hatalarından konuşmak istenmese de bu haftaya da hakem hataları damgasını vurdu.

Denizlispor’un attığı ve geçerli sayılmayan golden önce ofsayt olup olmadığı tartışıldı. Televizyon görüntülerine bakıp kimse, hiçbir otorite kesin görüş ortaya koyamadı. Milimetrik bir pozisyonda en doğru kararı ne tribünde oturanlar, ne de ekranları başındakiler veremedi. Yan hakemin ise bu pozisyonda yeri çok doğru olduğu için kalkan bayrağı tartışmaya bile gerek yok. Mehmet Yılmaz’ın ise önce elle düzeltip, sonra Galatasaray’a attığı iddia edilen golü de de tartışma yarattı. Maçtan ardından Mehmet Yılmaz bile kesin konuşamadı ve bir şey hatırlamadığını söyledi.

Sonuçta bir Galatasaray, bir de Denizlispor lehine tartışma olması ve yayıncı kuruluşun elinde yeterli görüntü bulunmaması saç baş yoldurdu.

Ancak Galatasaray, Gerets’in yanlış tercihlerine rağmen yolunda ilerlemesini bildi. Marek Heinz, kendisine yöneltilen ağır eleştirilerden öyle bunalmıştı ki attığı galibiyet golünden sonra bile yüzünde bir öfke vardı.

Marek böyle oymadığı sürece sorun yok. Nasıl iyi oynadığında övgü alıyorsa, kötü oynadığında da bir futbolcunun eleştirilmesi kadar doğal başka bir şey olamaz diye düşünüyorum.

FENERBAHÇE’NİN BREZİLYALI ARTİSTLERİ

Bu Brezilyalıların karakteri konusunda en çok bilgi sahibi olan milletiz kuşkusuz. Kore ve Japonya’da oynanan Dünya Kupası maçlarında milli takımımıza karşı mücadele eden Brezilyalı yıldızların nasıl kendisini yere atıp rezil ettiklerini unutmadık. Rivaldo gibi bir dünya devinin bile rezilliği hafızalarımızda.

Bunların alayı artist.

İşte Fenerbahçe ve işte Brezilyalı artistler.

İnsanda biraz utanma ve arlanma duygusu olur. Bu kadar haksız puanların ardından bile halen kendini ceza sahasında yere atan Nobre ile Alex’i görünce midemiz bulandı.

Esasında Fenerbahçe'nin böyle şeylere ihtiyacı da yok. Malatyaspor'u rahatlıkla geçecek bir kadrosu da var. Ama alışmış bir kere bunlar böyle şeylere.

Eşeğin kulağına suyu kaçırmayın kardeşim. Sizin ahlaki değerlerinizi bilmem ama bu millet böyle çirkinliklerden bunaldı.

Sadece Alex ve Nobre mi?

Luciano ve Aurelio’nun kabadayılıklarına ne demeli. Nobre ve Alex kendini yalandan yere atıyor, Selçuk Dereli ikinci sarı kartı göstermiyor bu seferde diğer Brezilyalılar zeytin yağı gibi su üzerine çıkıyorlar. Bir Selçuk Dereli’yi dövmedikleri kaldı.

Hagi de bu hareketleri yapardı ve sık sık ceza alırdı. Peki bu Brezilyalı artistlerin özelliği ne?

Luciano kendi ülkesinde adam dövdüğü için kaç kere cezalandırıldı, Türkiye’de kaç kere?

En beyefendi Aurelio bile şaşırdı bunların arasında. O da yoldan çıktı sonunda….

KÜFRÜN EN TEHLİKELİSİ

“Küfür” bizim milletin geleneği olmuş. Yani küfür konusunda ne Fenerbahçe, ne Galatasaray, ne Beşiktaş ve ne diğer takımın taraftarlarının kendini savunması gerekmiyor.

Zaten Aziz Yıldırım’ın da dediği gibi, koca staddaki on binleri susturmak kolay iş değil.

Bu görüşlere sonuna kadar katılıyorum.

Ancak;

Yönetici, teknik adam veya futbolcuların, kısacası küfürden en çok şikayet eden insanların tribünlere koro halinde örgütlemesi en iğrenç olanı.

Yani Tuncay’ın bir baba hindi tezahuratı ile Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük camialara hakaret etmesi, mozaik küfrün birileri tarafından organize edilmesi çirkin. Ben haftalardır küfrün futbolcu ve teknik adam ve hatta yöneticiler tarafından örgütlenmesini eleştiriyorum. Bunun önüne geçmeden tribünleri susturamazsınız. İmam ve cemaat örneğini hepimiz biliriz. İmam böyle yaparsa, cemaat her şeyi yapıyor.

Ayhan Akman’ın da tribünlere parmak göstermesi çirkindi ve 3 maç ceza aldı. Aynı hareketi yapan diğer oyuncuların da alması beklendi ama olmadı.

Küfrün önüne geçmek için öncelikle futbolun baş aktörlerinin edepli olması gerekiyor.

Yoksa geçen hafta Ali Sami Yen’deki bazı terbiyesizlerle, Şükrü Saraçoğlu’ndaki bazı edepsizlere daha sıra gelmedi.
 
F

fiesta73

Guest
necatisatanabanner2er.gif


27 Mart 2006 Pazartesi
Bu devrin adamları!...


Daha düne kadar “Biz hakemler hakkında da rakiplerimiz hakkında konuşmayız” diyenlerin dili çözülmeye başladı bir anda. Kurdukları yıldızlar topluluğu ve harcadıkları milyon Euro’ların hesabını veremeyeceğinden korkanlar, kendilerinden daha zor şartlar altında, onların yaptığını yapabilenlerle dalga geçmeye başladılar.

Hani siz konuşanları eleştirir ve asla konuşmazdını? Devir sizin devriniz de ondan konuşmadınız bugüne kadar. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı ve o aşağıladığınız, dalga geçtiğiniz takım sizin milyon dolarlık takımınızın ensesinde.

Suskun, sessiz Galatasaray camiası işinizi kolaylaştırıyordu. Size cevap bile vermiyorlardı. Galatasaraylı yazarlar dahil herkes afyon yutmuş gibiydik. Oynanan oyunları saf saf izliyor, her önümüze konanı yiyorduk. Siz de bu arada parsayı topladınız durdunuz. Haksız yere toplanan puanlar karşısında daha fazla tahammül edemeyip konuşanları, suskunluğunu bozan gazetecileri ve yazarları da eleştirmeyi marifet saydınız.

Yoksa Medyayı “Passata” binenler ve binmeyenler olarak mı ayırdınız ?

Çok şükür biz ne birinin arabasına göz koyduk ne de talip olduk. Ancak şartlar artık daha fazla “Keriz” olunmaması gerektiğini gösterdi bize.O nedenle cesurca inandığımız doğruları biraz daha yüksek sesle yazdık o kadar.

MONDRAGONU LİSTEYE EKLEDİM
Fenerbahçe’nin Brezilyalı oyuncularının Malatyaspor maçında oynadıkları futboldan çok centilmenlik dışı davranışlarını eleştirdiğim yazıma tepki gösteren Fenerbahçeli arkadaşların hatırına bu Artistler listesine Mondragon’u da ekliyorum..

Ne farkı var ki zaten, hepsi Güney Amerikalı bunların. Gerçekten de artistler listesinde Mondragon’u koymamış olmam onun kaleci olması ve fazla topla oynamamasından kaynaklanan bir unutkanlık hepsi bu.

Ayrıca hatırlatmakta yarar görüyorum ki, ben Mondragon’u bazı artistlik davranışları nedeniyle yeri geldi yerden yere de vurdum. Yani zamanı geldiğinde herkesi eleştiriyoruz.

SAMSUNSPOR VE DİYARBAKIRSPOR CAN DERDİNDE

Şampiyonluk mücadelesi tüm hızıyla sürüyor. Samsunspor kendi evinde hakem hatalarıyla çok kritik 2 puandan oldu. Diyarbakırspor da da durum aynı. Ancak her iki güzide kulübümüzün ismini futbol dışı olaylarla duyuruyor olması asıl konuşulması gereken hadise. Samsun’da tecrübeli Serkan’ın ısrarla maçın hakemine vurma çabalarını dehşetle izledik. Kuddusi Müftüoğlu’nun kaderi ise hep aynı. 2003 sezonunda Galatasaray-Beşiktaş derbisinde Ali Eren’in altı pasta Hasan Şaş’ı düşürmesine sessiz kalan Müftüoğlu tıpa tıp aynı pozisyonda yine hatalı karar verdi. Bu poizsyona benzer bir pozisyonda da penaltıytı süzemeyen Kuddusi her şeye karşın böylesine bir darp ve neredeyse linç tehlikesi ile karşı karşıya kalmamalıydı.

Zamanında Diyarbakırspor-Konyaspor maçındaki savaşı andıran olaylara bile 3 maç veren PFDK’nın Samsunspor’a ne ceza vereceğini merak ediyoruz. Eğer Diyarbakırspor’a çıkan olaylar nedeniyle 3 maç veriliyorsa bana göre Samsunspor’a sadece 3 Bin YTL para cezası verilmeli.

Çifte standart nasıl olacak yakında görürüz.

ADNAN AYBABA!.

İster “Ay baba” deyin, isterseniz “Vay Baba” deyin Telegol, skandal bir programa daha imza attı. Aslında bu programın kaliteli bir program olması yolundaki en büyük engel Adnan Aybaba!...

Çıkarın şu vatandaşı oradan Ziya Şengül de Gökmen Özdanak da kurtulsun. Çocuk eğlendirmekten konuşamadı koskoca Baba Ziya Şengül.

Gerçekten Ziya Şengül programda duruşuyla en saygın isim. Futboldan gelen Ziya Şengül gibi, Gökmen Özdanak’da zaman zaman agresif davranışlarına karşın yılların tecrübesi olduğunu gösteriyor. Sabri Ogan’ı da tebrik etmek gerekir. Nasıl dayanıyor Adnan Aybaba’ya inanılır gibi değil.

Ama daha fazla Ay, Vay veya Vah çektirmeden gönderin şu Adnan Beyefendiyi oradan. Gitsin Stand Up yapsın. Şahan Çıkabilir’in olduğu saatte, “Adnan Çıkabilir” falan yapsın daha fazla rayting alır

HANGİ GOL NİZAMİYDİ ?

Denizlispor-Galatasaray maçında skoru 1-0’a taşıyan Mehmet Yılmaz’ın golü mü, yoksa ofsayt diye geçerli sayılmayan Denizlispor’un ikinci golü mü.daha nizami orasını bilemem. TV ekranlarından bakınca kesin yargıda bulunulmuyor.

Hayır elle falan atılsa, iyi kötü göreceğiz ama bu pozisyonların sonuçlarını incelediğimizde birisinin Galatasaray lehine, bir tanesinin de aleyhine olduğunu gerçeğiyle karşılaşıyoruz.

İlk golü atan Mehmet Yılmaz’ın maçtan sonra “Valla hatırlamıyorum” demesi bile bizlere gol öncesinde yaşananların sinyalini verdi aslında. Ama bunları fazla gündeme getirmedik.



Bu konuda yorum yapmamamızın tek nedeni tıpkı Denizlispor’un iptal edilen golündeki gibi yeterli görüntünün yayıncı kuruluş tarafından çekilememesiydi. Bu suskunluğumuzu bile istismar ettiler.

Yoksa Mehmet Yılmaz nasıl olur da attığı golü hatırlamaz, inanılır gibi değil. Sen Denizlispor’da oynayacaksın, Galatasaray’a gol atacaksın ve bunu hemen maçın sonucunda unutacaksın. Bence Mehmet Yılmaz bu golü ileride torunlarına bile anlatacak kadar hatırlıyor.

“O zaman Galatasaray’a kıyak geçildi” demek sadece kendi pisliğini örtmekten başka bir şey değil. Denizlispor’un attığı ikinci gol ofsayt olabilir. Ama TV görüntülerinden bunu anlamak imkansız. Ama bazıları Fenerbahçe düşmanlığı türediğinden dem vurarak bu maçta Galatasaray’ın hakem tarafından korunduğunu ima etmeye çalışıyorlar.

Kardeşim “Hakemler baskı altında” ama kimin baskısı altında olduğunu sezon başından bu yana yapılan kritik hatalar yeterince göstermiş sanıyorduk.



Halen göremediniz mi, yoksa haksız puanlara mı doyamıyorsunuz?
 
F

fa77

Guest
karikatürü burada yayınlamayı uygun gördüm cuk oturacak :D

2003_04_13.gif
 
F

fiesta73

Guest
mavi panter' Alıntı:
sayende bu adamı sever oldum
Bu adam gerçekten çok zeki ve kalemi kuvvetl,i biri. yakında büyük gazetelerden biri kapar. Ben uzun süredir izliyorum.:p
 
F

fa77

Guest
OSMAN TANBURACI

Bu adamı severmisiniz bilmem ama yazılarının çoğu kahve ağzıyla fakat doğruluk payları yüksek örneğin şu yazıyı bi okuyun lütfen.....


Züğürtün kesesi!

Fenerbahçeli Murat Özaydınlı:
'Galatasaray fakir fukara edebiyatıyla vicdan sömürüsü yaparak puanlar alıyor' buyurmuşlar.
Şecaat arzederken sirkatin söylemişler.

Sevgili Murat kardeşim dinle bak;
Kim zengin kim fakir bilinmez.
Malum parayla imanın da kimde olduğu bilinmez.
Emlak zengini Galatasaray'ın, şu aralar para darlığına düştüğü doğrudur, ancak bu ayıp değil, Galatasaray'ın serveti bu ülkede çok kulübü satın alır... Ayrıca malvarlığı olana kim acır ki. Neden bu kadar telaşlanıyorsunuz...
Korkmayın paranın olmadığı yerde üç puan da yoktur.
Ancaak;
Fenerbahçe zengin olarak biliniyor ya!
Hani başkanda para çok ya!
Hani borç yok ya!
O zaman kim daha çok dilediğini yapar?
Prim falan verir,
Teşvik falan,
Şike mike...

Elalemin ağzı torba değil ki büzesin, söylüyorlar işte...
Züğürtün kesesi zenginin çenesini yoruyor galiba!
Murat bey öyle diyo...



Bülent Tulun ne yani!

Bülent biraderim de kantarın topzunu kaçırdı.
Ne demek 'diğer takımlar Galatasaray'a karşı daha yüksek motivasyonla oynuyor' demek?
Ne yani, Fener'e karşı oynadıkları gibi mi oynayacaklardı!!!...

Gördün mü Malatya'yı...

Puan artık aslanın ağzında, kimsenin kimseye acıyacak hali yok. Düşmeğe aday takım o kadar çok ki!
Ayrıca Federasyon bu yıl puana para veriyor, hem de iyi para...
Bunlardan ala motivasyon olur mu?

Ucuz kahramanların dünyası Türkiye

Bu hafta Alex'in sarı kartından, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın oynamayan sakatlarından, hakem dayaklarından, tribünde Fener'in ıstırabıyla ağlayan kızdan, Nobre'nin oyundan atılmamasından, on dakika oynayan futbolcuların kahraman ilan edilmesine kadar her şayi abartarak gazetelerde ve tvlerde dile getirdik.
Bir şeyi atladık!
Malatya kalecisi FEVZİ Fenerbahçe karşısında mükemmelüstü oynadı. Tribündeki o kızı ağlatan, titreyen dudaklarından düşen 'Ulusoy' adı değil, 'FEVZİ'ydi...
En az on gol kurtardı, ama herkes Alex'in rakibin ayağına çarparak Fevzi'yi aldatan golünü konuşuyor.
Amma duyarsız insanlar olduk!
Bravo Fevzi, tebrikler ve alkışlar...

Diyarbakırlım bilirsin seni severim

Tek laf;
Ayıp ediyorsunuz.
Her maçta da olay çıkarılmaz ki...
O zaman size kimse inanmaz.
Ligden düşerseniz sadece karpuzunuz kalır akıllarda bunu da unutmayın...
Seyircisiz oynama cezanız var. Hala boş tribünler önünde hakem dövüyorsunuz!
Siz beyninizi mi yediniz?
Şimdi okkalı bir ceza daha gelecek.
Erken gideceksiniz ligden... Yazık değil mi yahu...
Daha karpuz kesecektik!

Selçuk Dereli n'aptın kardeş?

Nobre'ye rakipten hiç temas yok. Ama Nobre "balıklama atlıyor yere... İkinci sarıdan derhal kırmızı...
Hakem Selçuk Dereli uyudun mu?
Ya da nefesin mi tutuldu, düdüğe üfleyemedin...
Keza Alex için de aynı hatayı işledin.
Sonra kalkmış Murat kardeşeim kanarya gibi şakıyor!...

Serdar Tatlı da öyle;
Galatasaray golü elle yedi.
Oof of!

BAKSANIZA YİNE FUTBOL KONUŞAMADIK...
HEP MELANET HEP HIYANET!
YAZIK...
 

atabey

New member
Local time
04:16
Katılım
25 Şubat 2006
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Çorum
Ayakta alkışlıyorum Osman TAMBURACIYI. ve altına imzamı atıyorum.
 
F

fiesta73

Guest
Tamburacı bu kez kalemini konuşturmuş. ayakta alkışlıyorum onu.
 
F

fa77

Guest
fiesta73' Alıntı:
Tamburacı bu kez kalemini konuşturmuş. ayakta alkışlıyorum onu.

valla açıkçası bir galatasaraylı olarak tanburacı en sevmediğim spor yorumcularının başında geliyordu fakat bir kaç yazısını okuduktan sonra adamı takdir etmeye başladım osman tanburacı yazıları artık burada olacak beraber takip edelim
sevgiler.....
 
F

fiesta73

Guest
necatisatanabanner1co.gif


30 Mart 2006 Perşembe
Sessiz çığlık!..


Galatasaray’ın şampiyonluk uğruna, Ankaragücü’nün ise kümede kalmak amacıyla şiddetle puana ihtiyacı olduğu karşılaşmada ev sahibi ekip farkı kaçırdı.

İlk 10 dakikada kalesinde iki önemli pozisyon veren sarı kırmızılılar maçın özellikle ikinci devresinde başarılı bir oyun sergilediler.

Ankaragücü enteresan bir kadro yapısına sahip. Güçlü takımlara karşı çok fazla direnç gösteremiyorlar. Özellikle büyüklerle oynadıkları maçlar göz önüne alındığında maçın ortalarında takımda bir güçten kopma ve teslimiyet göze çarpıyor.

Bununla birlikte seyircisiz oynanması nedeniyle Galatasaraylı oyuncuların ilk yarıda oyuna çok fazla konsantre olamadıklarını gördük.

Umarım Galatasaray seyircisi bundan sonra çirkinliklerle değil, güzelliklerle ismini duyurur. Bir dönemin en centilmen seyircisine olay yapmak yakışmıyor.

Uğranan haksızlıklar karşısında bile dirayetli olmayı ve mağlubiyete bile saygı duymayı öğrenemeyen insanların artık stadlarda olmaması gerekiyor.

Futbolda galibiyet kadar mağlubiyetin, sevinç kadar üzüntünün de olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.

Bu maçta Galatasaray’ın haklı bir cezaya çarptırıldığını unutmayalım. Ancak Galatasaray camiasının da tek arzusu çifte standart uygulanmamasıdır. Kendi soyunma odasının kapısını tekmeleyen Galatasaraylı futbolculara ceza verenlerin, bir sürü rezilliği ve ahlaksız söylemleri cezasız bırakması belki “Hindi” nin değil ama “Haksızlığın” babasıdır.

HER MAÇA FARKLI ONBİR
Galatasaray, Ankaragücü karşısına İliç ve Volkan’ı kulübede tutarak başladı. Bunu yadırgamadık dersek yanlış olur. Geçtiğimiz haftanın kahramanı Marek ise ilk on birde görev aldı. Çek futbolcu aslında fena oynamadı ama Geretes akıllı bir değişiklik yaparak forvet hattını Hasan Kabze ile üçledi.

Üçlü forvetin Galatasaray için ideal bir sistem olduğu gerçeğinden hareketle ikinci yarıda rakip kaleyi ablukaya alan Galatasaray’da, Kabze’nin şansız gününde oluşu farkı önledi.

Genç Kabze’nin kaçırdığı goller tamamen bir şanssızlıktı. Hasan biraz daha konsantre olabilseydi Galatasaray belki ileride çok fazla ihtiyaç duyabileceği farklı averajı bulabilirdi.

Bu senenin en formda ismi Hasan Şaş için yine bir şeyler yazmayacağım. Dedim ya alfabedeki harflerle ne kadar oynarsak oynayalım Hasan’ı anlatmak için yeterli cümleler kuramıyoruz.

Hakan kaptan olarak çıktığı maçta üzerine düşeni yaptı. Yerini genç Aydına’a bırakırken kaptanlık bandını Hasan Şaş’a verdi. Hasan Şaş da bu bandı alarak oyuna yeni giren Ergün’e taktı.

Bu güzel değiş tokuş, Galatasaray’daki dostluğun ne boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi. Hele Hakan Şükür’ün attığı golü sakatlanarak sezonu kapatan Ümit’e hediye etmesi kendisine yakışan bir davranış oldu.

Ayhan yine Galatasaray’ın vazgeçilmezlerinden olduğunu gösterdi. Son birkaç haftadır orta alanda görev yapan Cihan güzel bir oyun sergiledi.

YÜCE ALLAH YENİ BİR ERGÜN YARATTI!...

Defans ilk on beş dakikada bir takım hatalar yapsa da iyiydi.

Özellikle genç Ferhat yine sıfır hatalı bir oyun sergiledi. Ferhat bence geleceğin Ergün Penbesi olacak.

Yüce Allah efendiliği ve oyun stili ile futbolu bıraktıktan sonra Galatasaray’ın Ergünsüz kalmasını istemedi ve Ferhat’ı gönderdi demeden geçemiyorum.

BÜLENT GENÇLERİN EN ÖNEMLİ KOZU OLACAK!...
Şimdi Galatasaray’ın önünde zorlu bir Gençlerbirliği karşılaşması var. İlk maçta Galatasaray’a karşı Bülent Korkmaz’ın gazıyla çıkan ve galip gelen Gençlerbirliği zorlu bir rakip.

Ben inanıyorum ki, 45 yaşına kadar oynayamadığı için neredeyse 30 sene formasını giydiği Galatasaray’a küsen Bülent Korkmaz yine Mesut Bakkal’ın yerine Teknik Direktörlük yapacaktır.




Bu sezon sadece Galatasaray maçında Teknik Direktörlük yapan Bülent Korkmaz için ikinci bir fırsat daha belirmiştir.

Kısacası Galatasaray’ı yakından tanıyan Bülent Korkmaz bu maçta Gençlerbirliği’nin en önemli kozu olacaktır.

Gerets’in bunu düşünerek sağlam bir kadro ve mantıklı değişikliklerle maçı koparmasını bekliyoruz.
 
F

fa77

Guest
1.jpg


Song değil Ytong


Galatasaray asırlık çınar ağacı gibi, karşıdan görünüşü fiyakalı, gölgesi serin, yaprakları yemyeşil, dalları göğe uzanıyor ama esas onu ayakta tutan gövdesi. O gövde o kadar sağlam ki kimse diş geçiremiyor.

Bu benzetmeyi Ytong yapımı gazbeton çağdaş bir bina olarak da algılayabilirsiniz.

Zemin zayıfmış...
Para darlığı varmış...
İşçiler sakatmış......
Rakip kollanıyormuş...
Song varmış yokmuş...
Farketmiyor.
Galatasaray Ytong yapımı betonarme bir bina!
Hiç bir olaydan etkilenmiyor.


Bravo Fırat Aydınus
Ankara'daki Gençlerbirliği Galatasaray maçını düşünün, oyun sert oynandı diye oyuncular da hakem de suçlanmıştı. Dün Fırat Aydınus sertliğe prim tanımadı, daha maçın başında oyunu kontrol altına alıp zırt pırt düdük de çalmayınca futbolun güzelliği ortaya çıktı.
Penaltılardan yararlanan taraf Galatasaray olurken Gençlerbirliği penaltıyı bile atamadı.
Maç tempolu, arzulu, pozisyon bolluğu içinde oyanandı. Galatasaray fırsatları değerlendirdi.
İlk penaltı tartışılır ama hakeme saygılı olmak gerek. Gerçek penaltıları vermeyenlerin yanında bu tartışılabiliyorsa geçiniz... İkinci penaltı hiç tartışılmaz elle oynama! Necati ikisini de karbon kopyalı bir şekilde attı. Galatasaray 21. dakikada işi bitirdi.

Uğur Boral
Şimdi tartışalım... Aydınus, Emre Aşık'ın, Uğur Boral'a çelmesine de penaltı çaldı ama Uğur atamadı. Gençlerbirliği maç boyunca çok pozisyona girdi atamadı. Şimdi kalkıp kabahati Aydınus'a yüklerseniz ayıp olur biraz!
Ayrıca;
Mondragon'u da unutmayın. Gençlerbirliği'nin bir çok pozisyonunu Mondargon önledi. Yani maç güzel oynandı Galatasaray şampiyonluk istediği için ve de kendi sahasında oynadığından oyunu galip bitirdi. Net skor mükemmel. Sütte leke var galibiyette yok!

Tribünler de mükemmeldi
Hah işte böyle!... Taraftar dediğin şarkı söyler, alkış tutar, takımını yalnız bırakmaz. Şampiyonluk özlemi üzerine söylenen şarkılar çok güzeldi, ama yine arada "bilmem ne Fener olamazsın şampiyon" gibilerden sloganlar kaliteyi düşürdü. Çok ayıp oluyor Galatasaraylıya yakışmıyor. Ne işiniz var sizin Fenerbahçe ile alın bütün maçlarınızı olun şampiyon! O kadar.

Song yoksa gidici mi?
Gerets'in Song'u kadro dışı bırakmasını pek anlayamadım. Otorite tamam da ya maç gitseydi?
Burada iki şey önemli;
1- Song haklı. Neredeyse mevsim sonu geliyor hala parasını alamadı. Kimse "Galatasaray'da kimsenin parası kalmaz" demesin. Song'un bu alaturka güvenceye inanmasını da bekleyemeyiz.
2- Gerets'in yaptığı doğru. Çünkü tavizi verse herkes Song'UN ARKASINDAN YÜRÜYECEK. Gerets takımı ayakta tutabilmek için Song'u, haklılığını bile bile harcadı. Birliği bozdurmadı, nitekim Gıalatasaray sahaya varını yoğunu koydu ve en ciddi rakibini net skorla yendi.
Bir başka şık daha var ki o da Özhan Canaydın. O da Song'un kadro harici bırakılmasında pay sahibidir. Parayı hala bulamadığı için ve de bir futbolcuya bağlı kalmayıp "atın kadrodan" dediği için. Zira Canaydın'ın okeyi olmadan Gerets karar veremez!
Neyse Emre Aşık, Song'u aratmadı...

Emre Aşık'ın elinde bomba!
Neredeyse bir buçuk senedir maç oynamadı. Hep kenarda oturdu, paslandı diyecekken "hadi gel oyna" dediler Emre Aşık büyük bir aşkla sahaya çıktı ve futbola aşkını ispatladı. Teşekkürler Emre bu maç sana hediye... Song şantaj yaptı, bombayı Emre'nin kucağına bıraktı, Aşık, bombayı etkisiz hale getirdi. Bütün takım da tek vücut olunca şampiyonluk gözüktü...

Hasan Şaş canımsın be kardaş!...
Hasan Şaş değişti... Pozitif bir değişim. Geri gelip kendi defansının arasına giriyor ve çok tehlikeli rakip ataklarını önlüyor. Böyle bir Hasan Şaş görmemiştik, mutlu oldum. Hasan futbolun virtuozu, mükemmel bir yeteneği akılla birleştirince tadından yenmiyor ama sadece çalım atmayı düşünen Hasan'a da hiç tahammül edemiyorum. Onun için bu Hasan'a "canımsın" diyorum. bir de Hakem Aydınus'a gidip dellenmese... Her şeyde de hakeme itiraz edilir mi Ya Hassan!...

Hakan Şükür ve Ayhan
Şimdi Tanburacı'ya bi haller oldu hidayete mi erdi, diyeceksiniz. Sıkı durun yine Hakan Şükür'ü alkışlıyorum. Hakan yine takdirimi hak etti. Maç boyu arkadaşlarına öylesine güç kattı ki pes!... Geri gelip hava topu bile aldı. Özveriyle koşarak, gol yollarında faydalı oldu. Arkadaş
larına bozuk atmadı, rakibini "formamdan çekiyor" diye hakeme şikayet etmedi, penaltıya koşup ben atacağım demedi, hakemle arkadaşlarının arasına girerek olgunluk gösterdi, maç sonrası taraftarın "baba hindi" teklifini onları kırmadan geçiştirdi... İşte sevdiğim Hakan budur. Yine boş kaleye golü kaçırdı ama olsun. Hakan Şükür, yanaklarından öperim kardeşim. Gayretin ve iyi niyetin güzeldi...

Ayhan ise tam bir "serseri mayın". Yere düşüyor üzerine basarsan patlayacak! Be sarışınım! niye hep rakiple, hocayla dalaşıyorsun. Oynasna oyununu, bak atılacaksın! Hem sana yazık olacak hem takıma... Oyna be koçum. Sen oynadın mı Galatasaray rahatlıyor çünkü alan değiştiriyorsun, hücuma katılıyorsun, top taşıyorsun, adam geçiyorsun, şut çekiyorsun, pas veriyorsun. İşine bak be kardeşim... Aferin al, alnından öptür. Hadi bakalım...

Iliç de gazladı
son günlere kadar geldiği gibiydi... Sessiz, sakin, oyunda sıyırma kantar, güçsüz, pasif falan...
son bir kaç maçtır havaya girdi, koşuyor, top taşıyor, yorulmuyor ve dünkü şaheser golüyle alkış da alıyor. Adamda bir şeyler var ama istesen vermiyor! kendi isterse en zor açıdan mükemmel gol de atıyor. Oyun zekası kadar yüreği olsa işte o zaman benden bile "Dehşetli övgü" alır. Iliç düzeliyor ama sezon da bitiyor.

Gençlerbirliği mat oldu.
Galatasaray kollektif oyunda çok iyi. Iliç, Volkan, Ayhan, Hasan Şaş, Necati ve Hakan Şükür rakip yarı sahada olgun işler yapıyorlar. Galatasaray'ı şampiyonluğa götürecek olan takım ruhu fazlasıyla var. Bakın defansa kaç eksik var ama takım yine ayakta. Kimi koysanız oynuyor. Galatasaray'ın başarısını sadece oyun şablonu olarak yorumlarsanız yanılırsınız, onlarda başka bir güç var. O da şudur;
Futbolun sırrını çözmüş olan özgüven. Galatasaray "benim" diyebiliyor. Bu da Avrupa tecrübesi tortusudur.
Dikkat;
Ümit Karan gibi golcü yok, Song yok, Saidou yok, Orhan Ak yok.
Ferhat var, Aydın var, Emre Aşık var, Uğur var...
Hakikaten bu işte bir uğur var! bir değil hem de iki Uğur... İkisi de genç.
Galatasaray şampiyonluğa hazır gibi...

Gençlerbirliği mat oldu.
Oyun başladı, rakibe gerek kalmadan hakem Fırat Aydınus bir hamle yaptı; Gençlerbirliği "şah-mat" oldu!
Bu işin şakası! Ama daha maçın başında iki penaltı yersen çözülürsün. Gençlerbirliği yine de çözülmedi, çok pozisyon yakaladı, hiç yılmadı son dakikaya kadar gol kovaladı.
Penaltıyı kaçırmasa, Uğur bu kadar kötü gününde olmasa, Mehmet Çakır çakabilse, Isaac uyurgezer gibi dolanmasa sonuç değişebilirdi.
Gençlerbirliği iyi takım, kenar yönetimin de hatası yoktu, Gerets oyuna ağırlığını koydu, Bakkal'ın takımı sadece karşı koyabildi. Galatasaray bir parladı, atı aldı Üsküdar'ı geçti...

BEŞİKTAŞ
İbrahim Toraman ne iş yapar?
Geçen hafta kendi kalesine gol atan İbrahim Toraman bu hafta da öyle hatalar yaptı ki golü rakip değil de kendisi atsa yine bir şey farketmez! Hatanın boyutu o kadar büyük.
Rakip salına salına geliyor, top da ters pozisyonda... Umut öyle bir top çekiyor ki hayret bir şey! İbrahim Toraman bu topa hamle bile yapamıyor. Böyle defans oyuncusu olur mu?
Sonrasında Umut yanından süzülüyor İbrahim Toraman refakatçi!

Cordoba ne yapsın!
Umut, kaleci Cordoba ile karşı karşıya kalıyor. Cordoba o kendine has diz çöküşüyle rakibin bütün açılarını kaypatıyor, bin tek yer var; üst köşe, orası da iğne deliği... Umut oradan golü atıyor.
Beşiktaş'ın yediği ikinci gol daha da beter!
Defansın ortasında Koray ve İbrahim Toraman var ama bazen yoklar...
Rakip göbekten yükleniyor hamle yapan Allahın kulu yok. Belal elini kolunu sallaya sallaya onsekize giriyor ve püfften bir şutla yine Cordoba'yı avlıyor n'apsın Cordoba!
Cordoba'nın önünde onu koruyacak "bir çınar yaprağı bile yok!"

Orta saha cılız
Beşiktaş'ın orta sahası çok cılız... Bir tek Kleberson var. Mücadele de ondan bekleniyor, rakibe pres de, defansa yardım da, uzaktan gol vuruşları da... Okan yanında figüran. Ötekiler sanki kilerdekiler... Stepne ürün gibiler...
Beşiktaş rakibi bunaltacak hiç bir hareket yapamıyor, bekliyor ki rakip hata yapsın ve birkaç becerikli oyuncusu pozisyon yaratsın. Gel de Sergen'i arama...
Tigana kenardan fıtık olmuyorsa iyidir.

İbrahim Akın bitmiş...
İ. Akın canlı cenaze... Yetenek büyük akıl küçük olunca futbolcu doğmadan ölüyor. Çağın futbolunda fizik güç çok önemli, ayakların yere sağlam basmıyorsa güle güle... İbrahim Akın güçlenmeli.
İbrahim Üzülmez de olmasa golü atacak da yok. Üzülmez bir gol attı, kendi de inanmadı!
top kuş gözünden geçti. Bilerek vurduysa canım kurban!
Yanındakine çıkarsa daha garanti...

Gökhan yalnız kalıyor
Genç Gökhan kurtarıcı olmaya başladı. Gol ondan bekleniyor. Allah'ı var atıyor da... Çok da beğeniyorum. Rakibinden sıyrılıp takım arkadaşlarına kendini hep gösteriyor. Hamleleri yerinde ve zamanında, hep kaleyi düşünüyor ve düzgün şutlar çekiyor ama çocuk ne yapsın bütün takımın yükünü o çekemez ki...
Beşiktaş eksiklerini görüp seneye toparlarsa iyi takım olur. Tigana bunu başyarır.

Tümer olsun mu olmasın mı?
Tümer oyuna girdi Beşiktaş kıpırdadı, golü de buldu. Gol Tümer'den ama iki kişi daha var golde imzası olan. Biri Gökhan, öteki topu Tümer'in kafasına bakarak, görerek kaldıran Bobo... Tümer de hakkını verdi ve Beşiktaş maçı kazandı.

Ankaragücü'nin gücü bu kadar
Sevgili Hikmet Karaman yırtınıyor kenarda ama bilmeli ki takmının gücü bu kadar. Maçtan sonra "bizim takımın da eksikleri var" demesi doğru. Ankaragücü vasat bir takım, Karaman onlara mücadele azmi ve gücü verdi. Takım iyi top oynuyor ama eksik yerleri olduğu için bir yerden hava alıveriyor. Karaman'ın tarzı agresif futbol ve rakibi bezdiren adamlar... Yapabildiğince yapacak ve göreceksiniz Ankaragücü Hikmet Karaman'ın hırsıyla ligde kalacak. Gerizsi zor...

Beşiktaş da Gençlerbirliği'nin yenilgisinden sonra üçüncülük için birazcık rahatladı.
Ancak sonuna kadar Beşiktaş, Kayseri, Gençler yarışacak, Trabzon biraz gevşedi gibi...

Haydi hayırlı kapışmalar.
 
F

fiesta73

Guest
Osman Tamburacı bu kez hakikaten döktürmüş. Bendende alkışı kaptı. Bu yazısıyla hemde ayakta alkışlıyorum onu. Bilhassa Hakan Şükür yorumlaması için.
Hasan Şaş futbolu ile birlikte Tamburacının yazarlığıda değişti anlaşılan...
 
F

fa77

Guest
fiesta73' Alıntı:
Osman Tamburacı bu kez hakikaten döktürmüş. Bendende alkışı kaptı. Bu yazısıyla hemde ayakta alkışlıyorum onu. Bilhassa Hakan Şükür yorumlaması için.
Hasan Şaş futbolu ile birlikte Tamburacının yazarlığıda değişti anlaşılan...

Acaba parayla adam tutupta mı yazdırıyor bütün bunları :D :p :D
 
F

fiesta73

Guest
mavi panter' Alıntı:
Acaba parayla adam tutupta mı yazdırıyor bütün bunları :D :p :D
YOk canım o kadar da değil. onbeş günde bir balık yiyormuş... İşte o balık yediği günlere isabet eden yazıları böyle oluyor.:D :D :D
 
F

fa77

Guest
Alın size hiç ama hiç sevmediğim ama bazende yazdımmı yazan ahmet çakar

Song'a kızmayın

Galatasaray, şampiyonluk yolunda doludizgin ilerlerken Gençlerbirliği maçı öncesi "Song krizi" patladı. Galatasaray, şayet Gençlerbirliği maçında puan kaybetseydi camia çok fazla karışabilirdi. Bir kısım, Song'u hainlikle suçlayıp Galatasaray'ı en kritik anda sattığını söyleyecek, bir kısım ise yönetimi ağır biçimde suçlayacaktı.
"Birkaç yüz bin dolar için Ribery'yi kaybettiniz. Şimdi de şampiyonluk yolunda ilerlerken Song'u birkaç yüz bin dolar için kaybettiniz" diyeceklerdi.
Aslında şimdi yönetim kurulu üyeleri ve Adnan Polat, prensipten söz ediyor. Ve Song'un arkadaşlarından özür dilemesini istiyorlar. Ama Galatasaray artık prensiplerin kulübü değil. Aylardır çalıştırdığı işçisine parasını ödeyemeyen bir kuruluş, prensiplerden bahsedemez. Yeni bir yönetim geldi. Biraz para enjekte edilmiş olsaydı Song krizi patlamayacaktı.
Song'u zamanlamasından dolayı eleştirebilirsiniz. Ama hiçbir zaman Song'un felsefesini haksız bulamayız. O bir çalışan ve uzun zamandır hakettiği parayı istedi. Hepsi o kadar.
 
F

fiesta73

Guest
Ben bu sözleri canlı yayınında dinledim Ahmet Çakar'ın ağzından. Söyledikleri doğru. Biz onlardan yeni transfer istemiyoruz ama eldeki iyi 3 yabancıdan biri olan song'u da kaçırmasınlar. Avrupada onun gibi bir defans oyuncusu varmı varsada galatasaray alabilirmi. Yönetim kendi aizliğini song'un üstüne ihale ediyor ama yemezler be dostum.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst