Song değil Ytong
Galatasaray asırlık çınar ağacı gibi, karşıdan görünüşü fiyakalı, gölgesi serin, yaprakları yemyeşil, dalları göğe uzanıyor ama esas onu ayakta tutan gövdesi. O gövde o kadar sağlam ki kimse diş geçiremiyor.
Bu benzetmeyi Ytong yapımı gazbeton çağdaş bir bina olarak da algılayabilirsiniz.
Zemin zayıfmış...
Para darlığı varmış...
İşçiler sakatmış......
Rakip kollanıyormuş...
Song varmış yokmuş...
Farketmiyor.
Galatasaray Ytong yapımı betonarme bir bina!
Hiç bir olaydan etkilenmiyor.
Bravo Fırat Aydınus
Ankara'daki Gençlerbirliği Galatasaray maçını düşünün, oyun sert oynandı diye oyuncular da hakem de suçlanmıştı. Dün Fırat Aydınus sertliğe prim tanımadı, daha maçın başında oyunu kontrol altına alıp zırt pırt düdük de çalmayınca futbolun güzelliği ortaya çıktı.
Penaltılardan yararlanan taraf Galatasaray olurken Gençlerbirliği penaltıyı bile atamadı.
Maç tempolu, arzulu, pozisyon bolluğu içinde oyanandı. Galatasaray fırsatları değerlendirdi.
İlk penaltı tartışılır ama hakeme saygılı olmak gerek. Gerçek penaltıları vermeyenlerin yanında bu tartışılabiliyorsa geçiniz... İkinci penaltı hiç tartışılmaz elle oynama! Necati ikisini de karbon kopyalı bir şekilde attı. Galatasaray 21. dakikada işi bitirdi.
Uğur Boral
Şimdi tartışalım... Aydınus, Emre Aşık'ın, Uğur Boral'a çelmesine de penaltı çaldı ama Uğur atamadı. Gençlerbirliği maç boyunca çok pozisyona girdi atamadı. Şimdi kalkıp kabahati Aydınus'a yüklerseniz ayıp olur biraz!
Ayrıca;
Mondragon'u da unutmayın. Gençlerbirliği'nin bir çok pozisyonunu Mondargon önledi. Yani maç güzel oynandı Galatasaray şampiyonluk istediği için ve de kendi sahasında oynadığından oyunu galip bitirdi. Net skor mükemmel. Sütte leke var galibiyette yok!
Tribünler de mükemmeldi
Hah işte böyle!... Taraftar dediğin şarkı söyler, alkış tutar, takımını yalnız bırakmaz. Şampiyonluk özlemi üzerine söylenen şarkılar çok güzeldi, ama yine arada "bilmem ne Fener olamazsın şampiyon" gibilerden sloganlar kaliteyi düşürdü. Çok ayıp oluyor Galatasaraylıya yakışmıyor. Ne işiniz var sizin Fenerbahçe ile alın bütün maçlarınızı olun şampiyon! O kadar.
Song yoksa gidici mi?
Gerets'in Song'u kadro dışı bırakmasını pek anlayamadım. Otorite tamam da ya maç gitseydi?
Burada iki şey önemli;
1- Song haklı. Neredeyse mevsim sonu geliyor hala parasını alamadı. Kimse "Galatasaray'da kimsenin parası kalmaz" demesin. Song'un bu alaturka güvenceye inanmasını da bekleyemeyiz.
2- Gerets'in yaptığı doğru. Çünkü tavizi verse herkes Song'UN ARKASINDAN YÜRÜYECEK. Gerets takımı ayakta tutabilmek için Song'u, haklılığını bile bile harcadı. Birliği bozdurmadı, nitekim Gıalatasaray sahaya varını yoğunu koydu ve en ciddi rakibini net skorla yendi.
Bir başka şık daha var ki o da Özhan Canaydın. O da Song'un kadro harici bırakılmasında pay sahibidir. Parayı hala bulamadığı için ve de bir futbolcuya bağlı kalmayıp "atın kadrodan" dediği için. Zira Canaydın'ın okeyi olmadan Gerets karar veremez!
Neyse Emre Aşık, Song'u aratmadı...
Emre Aşık'ın elinde bomba!
Neredeyse bir buçuk senedir maç oynamadı. Hep kenarda oturdu, paslandı diyecekken "hadi gel oyna" dediler Emre Aşık büyük bir aşkla sahaya çıktı ve futbola aşkını ispatladı. Teşekkürler Emre bu maç sana hediye... Song şantaj yaptı, bombayı Emre'nin kucağına bıraktı, Aşık, bombayı etkisiz hale getirdi. Bütün takım da tek vücut olunca şampiyonluk gözüktü...
Hasan Şaş canımsın be kardaş!...
Hasan Şaş değişti... Pozitif bir değişim. Geri gelip kendi defansının arasına giriyor ve çok tehlikeli rakip ataklarını önlüyor. Böyle bir Hasan Şaş görmemiştik, mutlu oldum. Hasan futbolun virtuozu, mükemmel bir yeteneği akılla birleştirince tadından yenmiyor ama sadece çalım atmayı düşünen Hasan'a da hiç tahammül edemiyorum. Onun için bu Hasan'a "canımsın" diyorum. bir de Hakem Aydınus'a gidip dellenmese... Her şeyde de hakeme itiraz edilir mi Ya Hassan!...
Hakan Şükür ve Ayhan
Şimdi Tanburacı'ya bi haller oldu hidayete mi erdi, diyeceksiniz. Sıkı durun yine Hakan Şükür'ü alkışlıyorum. Hakan yine takdirimi hak etti. Maç boyu arkadaşlarına öylesine güç kattı ki pes!... Geri gelip hava topu bile aldı. Özveriyle koşarak, gol yollarında faydalı oldu. Arkadaş
larına bozuk atmadı, rakibini "formamdan çekiyor" diye hakeme şikayet etmedi, penaltıya koşup ben atacağım demedi, hakemle arkadaşlarının arasına girerek olgunluk gösterdi, maç sonrası taraftarın "baba hindi" teklifini onları kırmadan geçiştirdi... İşte sevdiğim Hakan budur. Yine boş kaleye golü kaçırdı ama olsun. Hakan Şükür, yanaklarından öperim kardeşim. Gayretin ve iyi niyetin güzeldi...
Ayhan ise tam bir "serseri mayın". Yere düşüyor üzerine basarsan patlayacak! Be sarışınım! niye hep rakiple, hocayla dalaşıyorsun. Oynasna oyununu, bak atılacaksın! Hem sana yazık olacak hem takıma... Oyna be koçum. Sen oynadın mı Galatasaray rahatlıyor çünkü alan değiştiriyorsun, hücuma katılıyorsun, top taşıyorsun, adam geçiyorsun, şut çekiyorsun, pas veriyorsun. İşine bak be kardeşim... Aferin al, alnından öptür. Hadi bakalım...
Iliç de gazladı
son günlere kadar geldiği gibiydi... Sessiz, sakin, oyunda sıyırma kantar, güçsüz, pasif falan...
son bir kaç maçtır havaya girdi, koşuyor, top taşıyor, yorulmuyor ve dünkü şaheser golüyle alkış da alıyor. Adamda bir şeyler var ama istesen vermiyor! kendi isterse en zor açıdan mükemmel gol de atıyor. Oyun zekası kadar yüreği olsa işte o zaman benden bile "Dehşetli övgü" alır. Iliç düzeliyor ama sezon da bitiyor.
Gençlerbirliği mat oldu.
Galatasaray kollektif oyunda çok iyi. Iliç, Volkan, Ayhan, Hasan Şaş, Necati ve Hakan Şükür rakip yarı sahada olgun işler yapıyorlar. Galatasaray'ı şampiyonluğa götürecek olan takım ruhu fazlasıyla var. Bakın defansa kaç eksik var ama takım yine ayakta. Kimi koysanız oynuyor. Galatasaray'ın başarısını sadece oyun şablonu olarak yorumlarsanız yanılırsınız, onlarda başka bir güç var. O da şudur;
Futbolun sırrını çözmüş olan özgüven. Galatasaray "benim" diyebiliyor. Bu da Avrupa tecrübesi tortusudur.
Dikkat;
Ümit Karan gibi golcü yok, Song yok, Saidou yok, Orhan Ak yok.
Ferhat var, Aydın var, Emre Aşık var, Uğur var...
Hakikaten bu işte bir uğur var! bir değil hem de iki Uğur... İkisi de genç.
Galatasaray şampiyonluğa hazır gibi...
Gençlerbirliği mat oldu.
Oyun başladı, rakibe gerek kalmadan hakem Fırat Aydınus bir hamle yaptı; Gençlerbirliği "şah-mat" oldu!
Bu işin şakası! Ama daha maçın başında iki penaltı yersen çözülürsün. Gençlerbirliği yine de çözülmedi, çok pozisyon yakaladı, hiç yılmadı son dakikaya kadar gol kovaladı.
Penaltıyı kaçırmasa, Uğur bu kadar kötü gününde olmasa, Mehmet Çakır çakabilse, Isaac uyurgezer gibi dolanmasa sonuç değişebilirdi.
Gençlerbirliği iyi takım, kenar yönetimin de hatası yoktu, Gerets oyuna ağırlığını koydu, Bakkal'ın takımı sadece karşı koyabildi. Galatasaray bir parladı, atı aldı Üsküdar'ı geçti...
BEŞİKTAŞ
İbrahim Toraman ne iş yapar?
Geçen hafta kendi kalesine gol atan İbrahim Toraman bu hafta da öyle hatalar yaptı ki golü rakip değil de kendisi atsa yine bir şey farketmez! Hatanın boyutu o kadar büyük.
Rakip salına salına geliyor, top da ters pozisyonda... Umut öyle bir top çekiyor ki hayret bir şey! İbrahim Toraman bu topa hamle bile yapamıyor. Böyle defans oyuncusu olur mu?
Sonrasında Umut yanından süzülüyor İbrahim Toraman refakatçi!
Cordoba ne yapsın!
Umut, kaleci Cordoba ile karşı karşıya kalıyor. Cordoba o kendine has diz çöküşüyle rakibin bütün açılarını kaypatıyor, bin tek yer var; üst köşe, orası da iğne deliği... Umut oradan golü atıyor.
Beşiktaş'ın yediği ikinci gol daha da beter!
Defansın ortasında Koray ve İbrahim Toraman var ama bazen yoklar...
Rakip göbekten yükleniyor hamle yapan Allahın kulu yok. Belal elini kolunu sallaya sallaya onsekize giriyor ve püfften bir şutla yine Cordoba'yı avlıyor n'apsın Cordoba!
Cordoba'nın önünde onu koruyacak "bir çınar yaprağı bile yok!"
Orta saha cılız
Beşiktaş'ın orta sahası çok cılız... Bir tek Kleberson var. Mücadele de ondan bekleniyor, rakibe pres de, defansa yardım da, uzaktan gol vuruşları da... Okan yanında figüran. Ötekiler sanki kilerdekiler... Stepne ürün gibiler...
Beşiktaş rakibi bunaltacak hiç bir hareket yapamıyor, bekliyor ki rakip hata yapsın ve birkaç becerikli oyuncusu pozisyon yaratsın. Gel de Sergen'i arama...
Tigana kenardan fıtık olmuyorsa iyidir.
İbrahim Akın bitmiş...
İ. Akın canlı cenaze... Yetenek büyük akıl küçük olunca futbolcu doğmadan ölüyor. Çağın futbolunda fizik güç çok önemli, ayakların yere sağlam basmıyorsa güle güle... İbrahim Akın güçlenmeli.
İbrahim Üzülmez de olmasa golü atacak da yok. Üzülmez bir gol attı, kendi de inanmadı!
top kuş gözünden geçti. Bilerek vurduysa canım kurban!
Yanındakine çıkarsa daha garanti...
Gökhan yalnız kalıyor
Genç Gökhan kurtarıcı olmaya başladı. Gol ondan bekleniyor. Allah'ı var atıyor da... Çok da beğeniyorum. Rakibinden sıyrılıp takım arkadaşlarına kendini hep gösteriyor. Hamleleri yerinde ve zamanında, hep kaleyi düşünüyor ve düzgün şutlar çekiyor ama çocuk ne yapsın bütün takımın yükünü o çekemez ki...
Beşiktaş eksiklerini görüp seneye toparlarsa iyi takım olur. Tigana bunu başyarır.
Tümer olsun mu olmasın mı?
Tümer oyuna girdi Beşiktaş kıpırdadı, golü de buldu. Gol Tümer'den ama iki kişi daha var golde imzası olan. Biri Gökhan, öteki topu Tümer'in kafasına bakarak, görerek kaldıran Bobo... Tümer de hakkını verdi ve Beşiktaş maçı kazandı.
Ankaragücü'nin gücü bu kadar
Sevgili Hikmet Karaman yırtınıyor kenarda ama bilmeli ki takmının gücü bu kadar. Maçtan sonra "bizim takımın da eksikleri var" demesi doğru. Ankaragücü vasat bir takım, Karaman onlara mücadele azmi ve gücü verdi. Takım iyi top oynuyor ama eksik yerleri olduğu için bir yerden hava alıveriyor. Karaman'ın tarzı agresif futbol ve rakibi bezdiren adamlar... Yapabildiğince yapacak ve göreceksiniz Ankaragücü Hikmet Karaman'ın hırsıyla ligde kalacak. Gerizsi zor...
Beşiktaş da Gençlerbirliği'nin yenilgisinden sonra üçüncülük için birazcık rahatladı.
Ancak sonuna kadar Beşiktaş, Kayseri, Gençler yarışacak, Trabzon biraz gevşedi gibi...
Haydi hayırlı kapışmalar.