yürüyorum akşam vakti. kar yağıyor, fırtına var lakin buralarda değil sanki, rüzgarın uğultusu uzaklardan tatlı bir nağme ile kulaklarımda, bana iltimas geçiyor yanaklarımı hafifçe okşarken...
hava kararık.
sokakta bir ben birde boynu bükük bir lamba, bir de botlarımın altında ezilen karların o herkesin hoşuna giden tatlı sesleri,
lambaya yürüyorum.
-hey arkadaş, sen neden yalnızsın?
-sorma arkadaş, yazları herşey güzel hava latif iken yamacımda ilanı aşk edenler mi istersin, neşeli kahkahalar mı? arkadaş meclisleri desen hiç eksik kalmazdı? gerçi o çekirdek çitletenler biraz kirletirdi etrafı. zararı yok lakin o zaman da çöpçü biraderler laklak' a teşrif ederlerdi. anlayacağın yalnız kalmıyordum. şimdi ahval namüsait bir mahiyette tezahür etmekte ve yalnızım tespit buyurduğunuz gibi...
-ben de yalnızım, hani şu sokaktan geçmek zorunda kalmasam, senin varlığının farkında bile olamayacaktım. ben de birçok sokak lambasını terkettim. birçok defa da sokak lambası oldum. şimdi bunun muhasebesini yapıyorum. bir faydası olabilecek mi bilmem. belki de hakettim. kimbilir?...kim?..ben değil...
yürüdüm gittim giderek soğumaya başladı hava. sanırım birileri varlığımın farkına vardı. evimin sıcak güvenliğine ulaşmak için acele ederken ayağım kaydı ve tutunacak yer bulamasam boylu boyunca uzanacaktım yerlere. merak ettim kaç kere aramıştım daha önce tutunacak yerleri? kaç kere bulmuş ve ihtiyacım kalmadığında kaç kere bırakmıştım?...bunu da bilemedim...
bildiğim tek şey, hep birilerinin elinden tuttuğum sadece bir el tutma hevesi ve özlemi ile...
kim bilir?...kim bilir?....ben değil...
hava kararık.
sokakta bir ben birde boynu bükük bir lamba, bir de botlarımın altında ezilen karların o herkesin hoşuna giden tatlı sesleri,
lambaya yürüyorum.
-hey arkadaş, sen neden yalnızsın?
-sorma arkadaş, yazları herşey güzel hava latif iken yamacımda ilanı aşk edenler mi istersin, neşeli kahkahalar mı? arkadaş meclisleri desen hiç eksik kalmazdı? gerçi o çekirdek çitletenler biraz kirletirdi etrafı. zararı yok lakin o zaman da çöpçü biraderler laklak' a teşrif ederlerdi. anlayacağın yalnız kalmıyordum. şimdi ahval namüsait bir mahiyette tezahür etmekte ve yalnızım tespit buyurduğunuz gibi...
-ben de yalnızım, hani şu sokaktan geçmek zorunda kalmasam, senin varlığının farkında bile olamayacaktım. ben de birçok sokak lambasını terkettim. birçok defa da sokak lambası oldum. şimdi bunun muhasebesini yapıyorum. bir faydası olabilecek mi bilmem. belki de hakettim. kimbilir?...kim?..ben değil...
yürüdüm gittim giderek soğumaya başladı hava. sanırım birileri varlığımın farkına vardı. evimin sıcak güvenliğine ulaşmak için acele ederken ayağım kaydı ve tutunacak yer bulamasam boylu boyunca uzanacaktım yerlere. merak ettim kaç kere aramıştım daha önce tutunacak yerleri? kaç kere bulmuş ve ihtiyacım kalmadığında kaç kere bırakmıştım?...bunu da bilemedim...
bildiğim tek şey, hep birilerinin elinden tuttuğum sadece bir el tutma hevesi ve özlemi ile...
kim bilir?...kim bilir?....ben değil...