Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

HAFTANIN HİKAYESİ!!!!!

tuana

New member
Local time
05:39
Katılım
4 Aralık 2006
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.combeki.net
ÜÇ SÖZ

İnsanoğlunun rızkını temin etme peşinde en az bugünki kadar koştuğu devirlerden birinde,bir adamcağızın yolu gurbete düşmüş.Düğününün hemen sonrasında geldiği diyar-ı gurbette gece dememiş,gündüz dememiş,çalışmış.

Geride bıraktığı taze gelinin hayali ciğerini yaka dursun,bu ev parası,şu arsa parası,öbürü mal –melal için derken,adamcağız tam on sekiz sene kalmış gurbet elde.O devrin parasıyla da üç bin akçe biriktirmiş.Cümle ihtiyaçları karşılayıp,ufaktan bir iş kurmayada yeter bu para,diye düşünerek,memleketine gidecek kervanın yolunu gözlemeye başlamış.

Nihayet vakit gelmiş,parasını koynuna saklayıp,aldığı hediyeleri devesine yüklemiş,bin bir hayalle kervana katılmış ,düşmüş yollara.

Üç-beş gün gittikten sonra,kervanın konakladığı bir kasabada meşgale olur,hasretini dindirir diye çarşıyı dolaşmaya çıkmış.İnsan varacağı yere yaklaştıkça yollar uzamaya başlar ya….Zaman geçsin diye sağa-sola bakınıp dolanırken,biraz öteden gelen bir ses dikkatini çekmiş:

-1000 akçeye bir sööz,1000 akçeye bir sööz….

Yanlışmı duydum, diye bir daha kulak vermiş,hayır….Kendisinin canını dişine takıp altı senede kazandığı paraya bir tek söz satıyorlar!Ne garip adamlar var şu dünyada, demiş kendi kendine, kim bir söze 1000 akçe verir ki?..

Önce üstünde durmamış adam. Lakin kervanına doğru yola koyulduğu sırada bir merak ateşi düşmüş içine,kafası karışmış:

Acaba nasıl bir söz bu? 1000 akçe istediklerine göre kim bilir ne kadar kıymetlidir!...Boşveer, söz değimli hepsi hepsi? Altı sene çalıştım,dile kolay altı sene o para için ben….Müşterisi olmasa bu adam da bu işi yapmaz ki canım…..Evi yapıp işi kurmaya 2000 akçede yeter, toprağı biraz az alıveririm..Acaba bu söz ne ki?...

Böyle kendi kendine söylene söylene söz satan adamın yanına kadar gelmiş, 1000 akçeyi uzatıp, söyle demiş, o sözü ben alıyorum. 1000 akçeye bir söz satan adam yaklaşmış bizimkinin kulağına, kimselerin duymayacağı bir sesle fısıldamış:

-Kaderde ne varsa o olur…..

Sözü duyunca rengi atmış, benzi uçmuş garibin, ben bunu zaten biliyordum da diyememiş. Neyse… Hayal kırıklığına rağmen aldığı sözü bir mücevher gibi 2000 akçenin yanına koymuş, kervana doğru yürümeye
koyulmuş. Adamcağız tam çarşıdan çıkacakken, birinin daha şöyle bağırdığını işitivermiş:

-1000 akçeye bir söööz, 1000 akçeye bir söööz…

Kendine kızmayı bırakıp, bu kasabaya, bu çarşıya, bu admlara söylenmeye başlamış. Başlamış ama merak bu kez ümitlerin bohçasına sarılarak düşmüş yüreğine. Kaybetmenin acısı kazanma arzusuyla birleşince akıl terk eder sahibini. Bizimkinin aklı da, bu sebeple olsa gerek, terk etmiş onu.

Belki bu defa bu paraya değecek bir sözdür….1000 akçem gitti zaten….Oturduğumuz ev de fena değil aslında…Köy yerinde bin akçe neyimize yetmiyor…Derken, uzatmış parayı, söyle bakalım efendi, demiş, neymiş bu kadar değerli söz?

Parayı alan adam, kimsenin dinleyip dinlemediği kolaçan ettikten sonra sözünü söylemiş:

-Beyim, gönül neyi severse güzel odur….

Eski zaman hikayelerine aşina iseniz, kalan 1000 akçeninde bir başka söze verildigini tahmin etmekte güçlük çekmeyeceksiniz. Uzatmayalım, bizimkinin son 1000 akçesini de koynundan pır diye uçuran son söz de şöyleymiş:

-Herşeyin bir vakti vardır, hiçbir şey aceleye gelmez……

On sekiz senede kazandığını üç söze veren adamcağız, memlekete döndüğümde kime ne söylerim, diye düşünceli düşünceli yürürken, bir kuyunun başında toplanmış kalabalık dikkatini çekmiş. Biraz daha yaklaşınca, kalabalığın arasındaki tellalın sözlerini duymuş:

-Ey ahali, duyduk duymadık demeyin!Bugüne kadar bu kuyuya girip sağ çıkan olmadı, bunu başarabilene padişahımız ağırlığınca altın verecek!...

Kalabalıktan, okuyunun halkın tek su kaynağı olduğunu, kuyudaki canavarın suyu kesip, aşağı inmeye cesaret edebilenleri öldürdüğünü öğrenmiş ki, o anda aklına satın aldığı ilk söz gelmiş:”Kaderde ne varsa o olur.”

-Ben o kuyuya girerim, diye haykırmış kalabalığı yararken.

Beline bir ip bağlayıp aşağıya salmışlar adamcağızı.Aşağı indiğinde , belindeki ipi çözüp başını kaldırmış ki ne görsün?Yerlerde insan kemikleri, karşıda dev bir ejderha, ejderhanın sağında güzeller güzeli bir hatun,
solunda çirkin mi çirkin bir kurbağa…Garibimin korkmasına bile zaman tanımadan haykırı vermiş ejderha:

İnsanoğu, insanoğlu!Söyle bakim, kadın mı daha güzel, kurbağa mı?


Adamcağız korkudan titreyerek tam kadın güzel diycekmiş ki, birden satın aldığı ikinci söz gelmiş aklına.Kekeleyere:

-Gönül neyi severse güzel odur, deyivermiş…

Bu cevaptan çok menun kalan ejderhanın kahkahaları kuyunun başındakilere kadar geldiğinde , bizimki ejderhadan kimseyi öldürmeyeceğinin, suyu bırakacağının sözünü almış bile.Meğer kurbağanın gözüne aşık olan ejderha, kadının güzelliğini duymaya tahammül edemediği için insanların canına kast etmekte,sularına el koymaktaymış.

Uzatmayalım, padişahtan ağırlığınca altını alan adam, güle-oynaya evinin yolunu tutmuş.Keyifle muhabbetle dere-tepe düz olmuş
Memleketine vasıl olmuş. Nice bin hayalle evine varmış.Kapıyı çalmadan evvel pencerden içeriye şöyle bir göz atmış ki ne görsün!Karısı bir civanla göz göze, diz dize oturuyor sedirin başında.

O anda feleği şaşmış adamcağızın. Ben bunca sene bunun için mi sefil-perişan oldum, deyip çekmiş hançerini, dalmış kapıdan içeri. Fakat Hakk’ın hikmeti, o anda satın aldığı üçüncü söz gelmiş hatrına: “Her şeyin bir vakti vardır, hiçbir şey aceleye gelmez.” Duraklamış, hançeri kınına sokup:

-Hayırdır hanım, demiş, kim bu delikanlı?

Kadıncağız senelerdir yollarını beklediği kocasına dönmüş:

-Hani sen giderken…..demeye kalmadan, delikanlı babasının ellerine çoktan sarılmış bile..



(Serdar Tuncer ‘in satır arası hikayeler kitabından..)

 

bedir

New member
Local time
05:39
Katılım
22 Mart 2007
Mesajlar
169
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.nurpenceresi.com
teşekkürler sahidende çok güzel bir anlatımdı.

aklımdayken biz bu sözler için 3000 akçeyi kime vereceğiz:)
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst