- Katılım
- 15 Kasım 2005
- Mesajlar
- 6,014
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 59
[FONT=Geneva, Arial, Helvetica]TRABZON’A DOĞRU
Eynesil, Beşikdüzü,
Vakfıkebir
Artık Trabzon’a yaklaşıyoruz, yolumuzun üzerinde hırçın Karadeniz’i karşılayan kumsallar var. 12 km. sonra Eynesil. Burada meraklılarına yöreye özgü dokuma dastarlara bir göz atmalarını öneririz.
9 km. sonra Beşikdüzü’nden geçiyoruz. Artık kilometreleri saymaya gerek yok çünkü buralarda yerleşim alanları birbirinden hiç kopmaksızın devam ediyor. Solumuz deniz, sağımız yeşil. 4 km. sonra Vakfıkebir’deyiz. Yol üstündeki taş fırından o kocaman, sıcacık ekmeklerden alıp, içine de Trabzon tereyağı koyabilirsiniz
TONYA, KADIRGA YAYLASI
Tekrar yaylalara yönelelim. Vakfıkebir’den güneye Tonya yoluna çıkıyoruz. 21 km. sonra Tonya’ya 14 km. doğuya tırmandığımızda da Kadırga Yaylası’na varıyoruz. Yaylada kamp kurup, yürüyüş yapabileceğiniz çok güzel alanlar var. Artık Karadeniz’in yaylalarının pırıl pırıl havasından ve yemyeşil doğasından bahsetmemiz gerekmiyor. Kadırga’da güneş hiç batmayacakmış gibi geliyor, gecesi de gündüzü gibi bir başka güzel. Her yıl Temmuz ayının 2. haftası yapılan Kadırga şenlikleri üç gün sürüyor ve yöre halkının yoğun ilgisini çekiyor. Gezdiğiniz döneme rastgelirse siz de katılın.
Bu arada Karadenizli’nin silah sevgisinden, silahın hasının da Tonya’da yapıldığından, Tonya’nın Karadeniz’in Teksası olarak ün saldığından söz edelim. Tonya mezarlığında mezar taşlarına kazınan silah resimleri bunun ilginç bir işareti.
Tonya’nın 24 km güneyinde ve yaklaşık 1800 m yükseklikte bir başka yayla daha var. Erikbeli yaylasında kır bahçeleri, bakkal kasap ve 15 yataklı bir pansiyon bulunuyor.
AKÇAABAT
Kadırga’dan geri dönüp Vakfıkebir’den Trabzon’a yönelelim. 9 km. ileride Çarşıbaşı var, 22 km. sonra Fener Burnu’nu aşıp Akçaabat’a ulaşıyoruz. Buranın köftesi meşhur, Köfteci Nihat Usta’da ya da yol kenarındaki köftecilerden herhangi birinde durup karnınızı bir güzel doyurun. Akçaabat’tan da yukarılara, yaylalara çıkabiliyoruz. Düzkoy yönünde 12 km’si asfalt 23 km’si toprak yolla çıkılan Karadağ yaylası 1880 m yükseklikte. Ulaşım normal araçlarla çok güç. Yaz aylarında hizmet veren bakkal, fırın, ve pansiyon bulunmakta...
OY TRABZON
TRABZON...
10 km. sonra Karadeniz’in en büyük ve en önemli kenti Trabzon’dasınız.
İlk yerleşimin tarihi M.Ö. 2000’li yıllara uzanan kenti bir koloni olarak kuran Miletoslular masayı andıran sekiler üzerine oturması nedeni ile Trapezus adını vermişler. Trabzon koloni olarak kurulmuş ama sonraları 1204-1461 arasında Trabzon Rum Pontus devletine başkentlik etmiş. Osmanlı döneminde şehzadelerin devlet tecrübelerini artırsın diye sancak beyliğine gönderildiği yerlerden biriydi. Yavuz Selim şehzadeliğinde Trabzon’da bulundu ve oğlu Kanuni Süleyman burada doğdu.
Kent 1. Dünya Savaşı sırasında da iki yıla yakın Rus işgalinde kalmıştı.
Tarih içinde pek çok uygarlığın varolduğu kentte özellikle Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait pek çok tarihi eser ve yapı bulunuyor. Trabzon’un çevresi de yeşilin her tonunu içeren bitki örtüsü, zengin ormanları ve güzel denizi ile hayranlık uyandırıyor.
Kentin en iyi korunan eserlerinden biri olan kaleden gezintiye başlanabilir. Bizans devrine ait olan kale üç bölümden oluşuyor: Yukarı Hisar, Aşağı Hisar ve Orta Hisar. Denizden 20 metre yükseklikten limana bakan Kalepark’ı, Cephaneliği, Bedesteni (Taşhan, 16. yy), onun yanındaki kentin en büyük camisi Çarşı Camisini (1839), Büyük Fatih Camisini (Bizans yapısı Panaghia Chyrdkephalos kilisesinden 1469’da camiye çevrilmiş), çok güzel bir eser olan Gülbahar Hatun Camisini (1505), Yeni Cuma Camisini (Aya Eugen kilisesi), St. Anna Kilisesini, Kudrettin Camisini (St. Philip Kilisesi’nden çevrilme), Selçuklulardan kalma Sekiz Direkli Hamam’ı, Hacı Arif Hamamı’nı ve kent içindeki diğer yapıları görüp, Pazarkapı’da Kalkanoğlu pilavının tadına baktıktan sonra, kent merkezine batı yönünde 2 km. uzaklıktaki Ayasofya Müzesi’ni dolaşmaya gidiyoruz. 1263 Yılında yapılan Bizans kilisesi 1577’de camiye çevrilmişti. 1957’de müze olarak düzenlendi.
Kilisenin taş kabartma ve fresko tekniğindeki resimleri ve ana mekanın zeminindeki mozaikleri göz alıcı. Freskler İncil’den alınmış konular ile İsa ve meryem portrelirini betimliyor. Yapının dış cephelerinde de geometrik ve bitkisel desenler işlenmiş.
6 km. güneyde Soğuksu Köyü’ndeki Atatürk Köşkü’nü (müze) gezip, Boztepe eteklerinde Konaklar Köyü yakınında Boztepenin yamacında kurulu Kızlar Manastırı’na gidiyoruz. 615 yılında doğal bir mağaranın oyulmasıyla kaya kilisesi haline getirilmiş olan Bizans eseri olan manastırın duvarları renkli fresklerle süslü. Biraz nefeslenin çünkü manastıra 93 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor.
Sonra, 3 km.’lik bir yol bizi 250 metre yükseğe çıkarıyor ve Trabzon’u Boztepe’den seyrediyoruz.
Sumela Manastırı
Trabzondan içeri Gümüşhane yoluna giriyor, 29 km. sonra Maçka’ya geliyoruz. Sonra doğuya yöneliyoruz. Bu yolun 2. km’sinde kamp yapabilecek alabalık tesisleri var. Maçka’dan sonra 17 km. yol alıyoruz ve Altındere Milli Parkı ve Sümela Manastırı’na ulaşıyoruz. Milli park alanı içindei tesislerden konaklamak için de yararlanabilirsiniz.
Manastırın olduğu dik yamaca 1980 sonrasında rahat ulaşılabilsin diye bir araç yolu açıldıysa da biz sağlığı yerinde olanlara 200 metrelik yüksekliğe zig zaglar çizerekçıkan patikadan yürümelerini öneriyoruz.Bu manastırı inşa edenler tüm malzemeyi bu yoldan çıkarmışlar. Onların duygularını anlamanıza yardımcı olur.
Kayalar içine oyulmuş bu muhteşem yapı harap olmuş durumda. Manastır 406 yılında, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde dağ gövdesinin içine oyularak yapılan gizli bir manastırdı. Manastırın yerini iki rahip rüyalarında görerek bulmuşlar. Bizans imparatoru Justinianus döneminde bazı ekler yapılmış. VI. yy’da yeniden yapılan manastır 1360’da tekrar yapılmıştı. Rum Pontus Kralı III. Alexis yaptırdığı bugünkü binada taç giymişti. İki katı teras olmak üzere altı katlı olan manastırın 72 odası vardı. Her katta sekizer oda fresklerle süslenmişti. Fresklerin çok azı günümüze ulaşabildi. Binanın arkasındaki bahçede bulunan havuzlu çeşmenin suyu kutsal sayılmaktadır.
[/FONT][FONT=Geneva, Arial,
Helvetica] [/FONT]
[FONT=Geneva, Arial, Helvetica] [/FONT]
Eynesil, Beşikdüzü,
Vakfıkebir
Artık Trabzon’a yaklaşıyoruz, yolumuzun üzerinde hırçın Karadeniz’i karşılayan kumsallar var. 12 km. sonra Eynesil. Burada meraklılarına yöreye özgü dokuma dastarlara bir göz atmalarını öneririz.
9 km. sonra Beşikdüzü’nden geçiyoruz. Artık kilometreleri saymaya gerek yok çünkü buralarda yerleşim alanları birbirinden hiç kopmaksızın devam ediyor. Solumuz deniz, sağımız yeşil. 4 km. sonra Vakfıkebir’deyiz. Yol üstündeki taş fırından o kocaman, sıcacık ekmeklerden alıp, içine de Trabzon tereyağı koyabilirsiniz
TONYA, KADIRGA YAYLASI
Tekrar yaylalara yönelelim. Vakfıkebir’den güneye Tonya yoluna çıkıyoruz. 21 km. sonra Tonya’ya 14 km. doğuya tırmandığımızda da Kadırga Yaylası’na varıyoruz. Yaylada kamp kurup, yürüyüş yapabileceğiniz çok güzel alanlar var. Artık Karadeniz’in yaylalarının pırıl pırıl havasından ve yemyeşil doğasından bahsetmemiz gerekmiyor. Kadırga’da güneş hiç batmayacakmış gibi geliyor, gecesi de gündüzü gibi bir başka güzel. Her yıl Temmuz ayının 2. haftası yapılan Kadırga şenlikleri üç gün sürüyor ve yöre halkının yoğun ilgisini çekiyor. Gezdiğiniz döneme rastgelirse siz de katılın.
Bu arada Karadenizli’nin silah sevgisinden, silahın hasının da Tonya’da yapıldığından, Tonya’nın Karadeniz’in Teksası olarak ün saldığından söz edelim. Tonya mezarlığında mezar taşlarına kazınan silah resimleri bunun ilginç bir işareti.
Tonya’nın 24 km güneyinde ve yaklaşık 1800 m yükseklikte bir başka yayla daha var. Erikbeli yaylasında kır bahçeleri, bakkal kasap ve 15 yataklı bir pansiyon bulunuyor.
AKÇAABAT
Kadırga’dan geri dönüp Vakfıkebir’den Trabzon’a yönelelim. 9 km. ileride Çarşıbaşı var, 22 km. sonra Fener Burnu’nu aşıp Akçaabat’a ulaşıyoruz. Buranın köftesi meşhur, Köfteci Nihat Usta’da ya da yol kenarındaki köftecilerden herhangi birinde durup karnınızı bir güzel doyurun. Akçaabat’tan da yukarılara, yaylalara çıkabiliyoruz. Düzkoy yönünde 12 km’si asfalt 23 km’si toprak yolla çıkılan Karadağ yaylası 1880 m yükseklikte. Ulaşım normal araçlarla çok güç. Yaz aylarında hizmet veren bakkal, fırın, ve pansiyon bulunmakta...
OY TRABZON
TRABZON...
10 km. sonra Karadeniz’in en büyük ve en önemli kenti Trabzon’dasınız.
İlk yerleşimin tarihi M.Ö. 2000’li yıllara uzanan kenti bir koloni olarak kuran Miletoslular masayı andıran sekiler üzerine oturması nedeni ile Trapezus adını vermişler. Trabzon koloni olarak kurulmuş ama sonraları 1204-1461 arasında Trabzon Rum Pontus devletine başkentlik etmiş. Osmanlı döneminde şehzadelerin devlet tecrübelerini artırsın diye sancak beyliğine gönderildiği yerlerden biriydi. Yavuz Selim şehzadeliğinde Trabzon’da bulundu ve oğlu Kanuni Süleyman burada doğdu.
Kent 1. Dünya Savaşı sırasında da iki yıla yakın Rus işgalinde kalmıştı.
Tarih içinde pek çok uygarlığın varolduğu kentte özellikle Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait pek çok tarihi eser ve yapı bulunuyor. Trabzon’un çevresi de yeşilin her tonunu içeren bitki örtüsü, zengin ormanları ve güzel denizi ile hayranlık uyandırıyor.
Kentin en iyi korunan eserlerinden biri olan kaleden gezintiye başlanabilir. Bizans devrine ait olan kale üç bölümden oluşuyor: Yukarı Hisar, Aşağı Hisar ve Orta Hisar. Denizden 20 metre yükseklikten limana bakan Kalepark’ı, Cephaneliği, Bedesteni (Taşhan, 16. yy), onun yanındaki kentin en büyük camisi Çarşı Camisini (1839), Büyük Fatih Camisini (Bizans yapısı Panaghia Chyrdkephalos kilisesinden 1469’da camiye çevrilmiş), çok güzel bir eser olan Gülbahar Hatun Camisini (1505), Yeni Cuma Camisini (Aya Eugen kilisesi), St. Anna Kilisesini, Kudrettin Camisini (St. Philip Kilisesi’nden çevrilme), Selçuklulardan kalma Sekiz Direkli Hamam’ı, Hacı Arif Hamamı’nı ve kent içindeki diğer yapıları görüp, Pazarkapı’da Kalkanoğlu pilavının tadına baktıktan sonra, kent merkezine batı yönünde 2 km. uzaklıktaki Ayasofya Müzesi’ni dolaşmaya gidiyoruz. 1263 Yılında yapılan Bizans kilisesi 1577’de camiye çevrilmişti. 1957’de müze olarak düzenlendi.
Kilisenin taş kabartma ve fresko tekniğindeki resimleri ve ana mekanın zeminindeki mozaikleri göz alıcı. Freskler İncil’den alınmış konular ile İsa ve meryem portrelirini betimliyor. Yapının dış cephelerinde de geometrik ve bitkisel desenler işlenmiş.
6 km. güneyde Soğuksu Köyü’ndeki Atatürk Köşkü’nü (müze) gezip, Boztepe eteklerinde Konaklar Köyü yakınında Boztepenin yamacında kurulu Kızlar Manastırı’na gidiyoruz. 615 yılında doğal bir mağaranın oyulmasıyla kaya kilisesi haline getirilmiş olan Bizans eseri olan manastırın duvarları renkli fresklerle süslü. Biraz nefeslenin çünkü manastıra 93 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor.
Sonra, 3 km.’lik bir yol bizi 250 metre yükseğe çıkarıyor ve Trabzon’u Boztepe’den seyrediyoruz.
Sumela Manastırı
Trabzondan içeri Gümüşhane yoluna giriyor, 29 km. sonra Maçka’ya geliyoruz. Sonra doğuya yöneliyoruz. Bu yolun 2. km’sinde kamp yapabilecek alabalık tesisleri var. Maçka’dan sonra 17 km. yol alıyoruz ve Altındere Milli Parkı ve Sümela Manastırı’na ulaşıyoruz. Milli park alanı içindei tesislerden konaklamak için de yararlanabilirsiniz.
Manastırın olduğu dik yamaca 1980 sonrasında rahat ulaşılabilsin diye bir araç yolu açıldıysa da biz sağlığı yerinde olanlara 200 metrelik yüksekliğe zig zaglar çizerekçıkan patikadan yürümelerini öneriyoruz.Bu manastırı inşa edenler tüm malzemeyi bu yoldan çıkarmışlar. Onların duygularını anlamanıza yardımcı olur.
Kayalar içine oyulmuş bu muhteşem yapı harap olmuş durumda. Manastır 406 yılında, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde dağ gövdesinin içine oyularak yapılan gizli bir manastırdı. Manastırın yerini iki rahip rüyalarında görerek bulmuşlar. Bizans imparatoru Justinianus döneminde bazı ekler yapılmış. VI. yy’da yeniden yapılan manastır 1360’da tekrar yapılmıştı. Rum Pontus Kralı III. Alexis yaptırdığı bugünkü binada taç giymişti. İki katı teras olmak üzere altı katlı olan manastırın 72 odası vardı. Her katta sekizer oda fresklerle süslenmişti. Fresklerin çok azı günümüze ulaşabildi. Binanın arkasındaki bahçede bulunan havuzlu çeşmenin suyu kutsal sayılmaktadır.
[/FONT][FONT=Geneva, Arial,
Helvetica] [/FONT]
[FONT=Geneva,]Trabzon'da Zağnos Paşa Köprüsü[/FONT]
[FONT=Geneva,]Trabzon Ayasofya Kilisesi[/FONT]
[FONT=Geneva,]Trabzon Atatürk Köşkü[/FONT]
[FONT=Geneva,]Ayasofya Kilisesinin gözalıcı freskleri[/FONT]
[FONT=Geneva,]Sümela Manastırı'ndan görüntüler.[/FONT]
[FONT=Geneva,][/FONT]
[FONT=Geneva,][/FONT]