Neler yeni

Welcome to SATBİL FORUM PAYLAŞIM

Join us now to get access to all our features. Once registered and logged in, you will be able to create topics, post replies to existing threads, give reputation to your fellow members, get your own private messenger, and so, so much more. It's also quick and totally free, so what are you waiting for?

Bir Satbil Forum Efsanesi

Satbil Reklam Alanı

Satbil Forum Reklam

Yaşam üzerine hikayeler

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
09:49
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
Yaşlı bir adam bir konfeksiyon mağazasının vitrine uzun uzun baktıktan sonra
ileride ki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek

“Küçüüük!” diye seslenir. “Bana biraz yardımcı olur musun?”

Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış olmasına rağmen
arkadaşlarını bırakıp gelir. 7-8 yaşlarındadır ve üzerindeki elbiseler tek kelimeyle dökülüyordur.

Yaşlı adam çocuğun saçlarını okşadıktan sonra çocuğa döner ve

“Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim. Bakalım üzerine uyacak mı?” der

Çocuk bu teklifi ilk önce şaka sanır. Ama adam son derece ciddidir ve onunla birlikte mağazaya girerken ilk önce rüya da olup olmadığını, daha sonra da şimdiye kadar yeni bir elbise giyip giymediğini düşünür..Genellikle aile deki büyük çocuğa alınan veya komşular tarafından verilen giyecek elbiselerin kendilerine dar gelmesiyle birlikte dizleri aşınmış veya delinmiş vaziyette ağabeylerinden ona geçtiğini düşünür.. Ama her zaman hasta dedikleri babasının ne kadar zor para kazandığını bildiğinden, bu işe bir kere bile itiraz etmemiştir çocuk..
Şimdiyse ilk defa yeni bir elbisesi olacaktır. Üstelik bayrama üç gün kala...Çocuk
yaşlı adamın gösterdiği elbiseleri giydiğinde ilk defa büyümüş olduğunu fark eder..Hepsinin üzerine giydiği kaban bir başkadır ve artık üşümeyecektir. Çocuk misketleri onun cebine bıraktığındaysa iyice keyiflenir..İrili ufaklı misketler gayet derin olan ceplerin bir köşesinde kalmıştır ve çocuk inanılmaz keyiflidir. Demek ki her bir cep en az elli misket alabilirdi..
...
Yaşlı adam çocuğu sağa sola döndürdükten sonra elbiselerin paketlenmesini ister..Ve iş
tamamlandığında tezgâhtara dönerek

“Elbiseleri torunuma alıyorum.” Der..
“Kendisine sürpriz yapacağım için onları bu çocuğun üzerinde denedim.”

Çocuk bir anda beyninden vurulmuşa döner ve ne diyeceğini bilemez haliyle..Ama
artık büyüdüğüne göre bir şey belli etmemelidir ya aynaya son bir defa
baktıktan sonra üzerindekileri yavaşça çıkartarak bir kenara koyar..Sonra da bir kenara
fırlattığı eskilerini giyer..

Adam elbiselerin torununa uyacağından emindir artık..Yaptığı hizmet için çocuğa bir ciklet parası vermek istediğindeyse onu yanında göremez.

Haylaz velet, belli ki bu işten sıkılmış der içinden...

Çocuk arkadaşlarının yanına döndüğünde bir kenara çekilerek onları seyretmeye
koyulur ve bütün ısrarlara rağmen oyuna katılmak istemez..Arkadaşları,

“Niçin oynamıyorsun? En güzel misketleri sen kazanmıştın.” Diye sorduklarında, çocuk
inci gibi yaşlar süzülen gözlerini arkadaşlarından kaçırmaya çalışır ve

“Misketlerim bu elbiselere yakışmayacak kadar güzeldi.” Der...

“Bu yüzden onları bayramlık kabanımın cebine sakladım”...

....................................

İşte böyle...

Dünyanın sadece bizim çevremizde, bizim parmağımızın ucunda döndüğünü sanmayalım ne olur..

İnsanlar birbirine ne söylendiğini zamanla unutabilir bunu biliyoruz...Ama nasıl hissettirildiğimizi unutabiliyor muyuz? Hangimiz canımızı acıtan bir olayı unuttuk?
Hele ki bu insan 7-8 yaşlarında bir çocuksa ! unutmayacaktır işte..

Yeter ki bakmasını, yeter ki görmesini bilelim bizler..

Üstelik sadece bayram olması şart değil...
Herhangi bir zamanında ömrümüzün, hani 3 günde kalmışken bayrama diyorum;
Ayna karşısında gözleri mutlulukla ışıldayan bir dolu bir dolu bir dolu çocuğun sevincine vesile olalım..Güzel bir anımız olsun bir yıl daha sona ermeden.....

Hııı?

Hadi huzurumuz bol olsun... Hadi bayramımız gerçekten kutlu olsun?

Olmaz mı?
 

Turkiye-Sevd@lisi

New member
Local time
09:49
Katılım
6 Nisan 2007
Mesajlar
3,175
Tepkime puanı
25
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ezanlarin Yukseldigi Minarelerden,Ay Yildizin Golg
Şu sıralar hepimizin ihtiyacı olan tek şey sanıyorum kendimize tutunacak bir dal bulmak..Sabahları uyanmak için bir neden, akşamları uyumadan önce sarılmak için bir umut..Yozlaşmaya yüz tutmuş değerlerimize sahip çıkmak..

İstedim ki günlük yaşamın koşuşturmacası içinde ihtiyaç duyduğumuzda okuyabileceğimiz,tutunabileceğimiz,sarılabileceğimiz küçük küçük hikayeleri burada paylaşalım,olumlu düşüncenin gücünü paylaştıkça çoğaltalım ve şemsiyesi olsun şiirkoliğin..Ne dersiniz?
Hani yazdığımız şiirlerdeki acı bir nebze olsun azalsın mesela..Ya da acının sonu illa ki umuda bağlansın.. Hı olmaz mı?

Daha geçelerde hatırlarsınız bir isim benzerliği nedeniyle intihar ettiğini sandığımız bir arkadaşımızın ardından paylaştıklarımızı...Hepimizin içinde var olan umudun ya da iyi niyetin geri bildirimi değilmiydi aramıza dönüşü arkadaşımızın?

İşte bugün bunları düşündüm..Ya bu yarın herhangi biri için gerçek olursa diye düşünüp birşeyler yapmak istedim yapabildiğim kadarıyla...

Bugün,
soğukların iyice kendini hissettirdiği bugün,

Bugün,
tam da tüm rahatsızlıklarımın arasında bana günışığı olan bu düşüncenin verdiği enerji ile,

Yetişebildiğim kadar dostuma,arkadaşıma,okurumuza,yazarımıza,annemize,babamıza,teyzemize,amcamıza yetişmek,
içlerini ısıtmak istedim bu hikayeler serisi ile,

Bugün soğuk ve yağmurun pencerelerimize misafir olduğu şu dakikalarda bol tarçınlı salep tadında küçücük bir hikaye ile de başlasın artık istiyorum bu sihir...


....

Bir varmış..Bir yokmuş..


Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış.
Birden oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp “AHHHHH” diye bağırıyor.
İleride bir dağın tepesinden “AHHHHH” diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve “SEN KİMSİN?” diye bağırıyor.
Aldığı cevap “SEN KİMSİN?” oluyor.
Aldığı cevaba kızıp “SEN BİR KORKAKSIN” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses “SEN BİR KORKAKSIN” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp
“BABA NE OLUYOR BÖYLE?” diye soruyor.
“OĞLUM” diyor adam, “DİNLE VE ÖGREN!” ve dağa dönüp “SANA HAYRANIM” diye bağırıyor.
Gelen cevap “SANA HAYRANIM!” oluyor.
Baba tekrar bağırıyor, “SEN MUHTEŞEMSİN!”
Gelen cevap ; “SEN MUHTEŞEMSİN!”
Oğlan çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.
Babası açıklamasını yapıyor,
“İnsanlar buna “Yankı” derler, ama aslında bu “Yaşam"dır.”

“Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir.
Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev!
Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol!
Saygı istiyorsan insanlara daha çok Saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.”

“Yasam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.”
...
Gökten üç nazar boncuğu düşmüş...
Sevgi,Saygı ve Dostluk adına...
Gitmiş bu yazının enerjisini bizlerle paylaşmak isteyen tüm dostların üzerine durmuş..
..........
Olumlu düşünceler içinde yaklaştıkça aynada gülümseyen yüzlerin çoğaldığını görmek uzak değl arkadaşlar..

Lütfen..Lütfen "umut"tan hiç vazgeçmeyin..
Umut var olduğu sürece de sürecek hikayelerimiz göreceksiniz..

yayılacak ışığımız..

hepinizi çok seviyorum..
hepinizin kalbine şimdiden teşekkür ediyorum..

nazar boncukları hepinizi korusun dostlarım..

iyi ki varsınız,
iyi ki varız..


Ceyda Arslan
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst